Erdoğan Irak’a ziyaret için neden acele etmiyor?

08-08-2023
Adel Bakawan
Etiketler Dr. Adil Bakawan Irak Türkiye Recep Tayyip Erdoğan Petrol PKK
A+ A-

Başlangıç

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak ziyareti, üç ayı aşkın bir süredir Bağdat ile Ankara arasında yoğun görüşmelere konu oluyor. 25 Mayıs'ta Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Türkiye Cumhurbaşkanı’nın Irak ile müzakere etmek istediği konuları görüşmek üzere Türkiye'nin Irak Büyükelçisi Ali Rıza Güney’i kabul etti.

Edindiğim bilgilere göre Erdoğan'ın ziyaretinin özünü birbiriyle bağlantılı dört ana konu oluşturuyor. Bu meseleler arasında Kürdistan İşçi Partisi (PKK) sorunu, Kürdistan Bölgesi'nden petrol ihracatı meselesi, Dicle ve Fırat suları meselesi ve dördüncüsü de çok önemli ve ciddi olmayan kalkınma yolu projesidir.

İki somut gerçekle başlayalım. Türkiye şu anda ciddi bir ekonomik kriz yaşıyor ve Türk parası her geçen gün dramatik bir şekilde değer kaybediyor. Bu da ülkenin tüm ekonomik altyapısının derinden etkilenmesine neden oluyor. Buna karşın Irak, güçlü ve verimli bir ekonomik altyapıya sahip olmasa da, yükselen petrol fiyatları nedeniyle yüz milyarlarca doları elinde bulunduruyor ve Türkiye'nin karşılaştığı sorunları yaşamıyor. Bu, Bağdat'ın Türkiye'ye karşı bir tür kayıtsızlık hissetmesine ve Erdoğan'ın ziyaretini büyük bir arzu ile beklememesine neden oluyor. Ne var ki Irak'taki mevcut durumun sallantılı ve geçici olduğunu, düşen petrol fiyatlarıyla Ankara ile Bağdat arasındaki genel güç ilişkilerinin değişebileceğini hepimiz biliyoruz.

İkinci gerçek ise Türkiye'nin yeni diplomatik dönemde Körfez ülkeleri, İsrail, Mısır ve İran ile tüm ilişkilerini normalleştirmek istemesi ve Erdoğan'ın birçok ülkeyi ziyaret ettiği gibi Irak'ı da bu genel bağlamda ziyaret etmek istemesidir. Sorun şu ki, bahsedilen ülkelerden hiçbiri Türkiye ile aynı karmaşık ve tarihi meselelere sahip değil, bu da Türk Cumhurbaşkanı’nın Bağdat'ı ziyaret etmek için acele etmemesine ve ziyaret tarihinin daha uzun bir zamana yayılmasına neden oluyor.

Kürdistan İşçi Partisi

PKK'nin Irak ve Kürdistan Bölgesi'ndeki askeri ve siyasi varlığı, Türkiye'nin Irak ve Kürdistan Bölgesi ile ilişkilerinin inşasının doğal olarak birinci ilkesidir ve bu ilke, Türkiye'nin Bağdat ve Erbil'e yönelik genel strateji ve politikasına yön veriyor.

 Türkiye, PKK’nin Irak'taki varlığının sadece Kandil dağlarındaki bir grup gerilla ile sınırlı olmadığının gayet farkında. Bundan öte İran, Heşdi Şabi, Lübnan Hizbullahı, Esad rejimi, Yemen Husileri ile birlikte oluşan jeopolitik bir eksenin parçasıdırlar ve özellikle Batı Kürdistan’da IŞİD terörüne karşı verilen mücadelede Amerikalılar ve Avrupalılar da bu cepheye dolaylı olarak destek veriyor.

Üst düzey bir Iraklı yetkili bana, "Türkiye her gerilla için bir insansız hava aracı hazırladı ve hatta ayakkabı numaralarını bile biliyor" dedi. Bu bilgi abartılı olabilir, ancak hiç şüphe yok ki Türkiye, Irak hükümetinin gözü önünde PKK'nin Kandil’de, Şengal’de, Mahmur’da, Irak ve Kürdistan Bölgesi'ndeki birçok şehir ve ilçesinde olduğunun farkında.

 Aldığım bilgilere göre, Türk müzakere heyeti Iraklılardan resmi bir şekilde Halkın Mücahiletleri’ne uyguladığı metot ve yöntemin aynısını PKK’ye karşı uygulamasını istedi. Baas rejiminin devrilmesinin ardından Halkın Mücahitleri silahsızlandırıp Irak'tan çıkarılmıştı. Sorun şu ki Irak hükümeti hiç bir şekilde Türkiye'ye böyle bir söz verebilecek ve bu sözü uygulayabilecek garantiyi sağlayacak durumda değil. Bu talebe cevap verebilmek için aynı anda hem İran'ı hem de Heşdi Şabi'yi, hem de arka planda ABD'yi ve Avrupa'yı ikna etmesi gerekiyor. Dolayısıyla bu yapılacak bir varsayımdan çok imkansız bir rüya gibi görünüyor.

Kürdistan Bölgesi petrolünün ihracatı

25 Mart 2023'te Paris merkezli Uluslararası Ticaret Odası, Irak'ın Türkiye aleyhindeki şikayetini karara bağladı ve Kürdistan Bölgesi'nden Türkiye üzerinden petrol ihracatı askıya alındı. Bundan da öte Türkiye’nin Irak'a 1,5 milyar dolar tazminat ödemesi gerektiğine hükmedildi. Aynı mahkemede Türkiye aleyhine bir dava daha açıldı ve bu sefer Irak'ın tazmin edilmesinin bedelinin Türkiye için çok daha ağır olacağı tahmin ediliyor.

Kürdistan Bölgesi'nden petrol ihracatının askıya alınması hem Irak'a hem de Türkiye'ye ciddi zararlar verdi. Sevk edilen her varil için Türkiye 3,5 dolar kazanırken Irak ayda en az 1 milyar dolar kazanıyordu. Dolayısıyla Kürdistan Bölgesi'nden petrol ihracatının her ertelendiği her ay, her iki ülke için de büyük bir sermaye kaybı anlamına geliyor. Sorun nerede ve neden çözülmüyor?

Müzakerelerin perde arkasından damla damla sızan bilgi ise şu: Türkiye, Sudani hükümetinden iki önemli talepte bulunuyor. Birincisi, her ne şekilde olursa olsun, Irak’ın resmi olarak bu 1,5 milyar dolar tazminattan vazgeçmesi. İkincisi, Irak'ın Paris'te henüz karara bağlanmayan şikayetini resmen geri çekmesi. Irak bu iki şartı yerine getirirse eğer Türkiye de doğrudan Ceyhan’ın kapılarını açar ve Kürdistan Bölgesi'nden petrol ihracatına yeniden başlanır.

Ne var ki Irak, Kürdistan Bölgesi'nden petrol ihracatının kesintiye uğraması ile her ay en az 1 milyar dolar zarar etmesine rağmen, Irak Ankara'nın bu iki talebini yerine getirmeyi kabul etmiyor. Bundan da öte, Şii ittifak içerisindeki radikaller, Kürdistan Bölgesi'nin güçlü yanının petrol meselesi olduğuna ve petrol ihracatının askıya alınmasıyla Erbil'in ağırlığının azaltacağına, dolayısıyla uluslararası toplumun eskisi gibi kendileri ile ilişkilenmeyeceğine inanıyorlar. Böyle bir durumda Ankara ve Bağdat ilk davanın batağına ne kadar batmışsa, ikinci davada da önlerinde açık bir ufuk görünmüyor.

Su dosyası ve kalkınma yolu projesi

Yukarıdaki iki dosyaya karşılık Türkiye'nin de elinde iki büyük koz var ve bunları sürekli bir baskı kartı olarak kullanıyor ki sonuçları da elbette ki Irak ve Iraklılar için çok feci. Birinci dosya su meselesi, ikincisi ise kalkınma yolu projesi.

Başta BM raporları olmak üzere uluslararası raporların büyük çoğunluğu su sorunu çözülmezse bu ülkenin susuzluktan boğulacağını söylüyor. Sadece bu yıl Türkiye Dicle ve Fırat nehirlerinden akan suyu yüzde 70 oranında düşürdü ve Bağdat hem Kürdistan Bölgesi'nin petrol meselesini hem de PKK sorununu çözmeden Irak'ın su payını artırmak gibi bir niyet de göstermiyor.

Bundan da öte, yukarıdaki iki meseleyi çözmeden, Türkiye'nin şu anki Irak Başbakanının projesi olan kalkınma yolu projesinin hayata geçirilmesini kolaylaştırmaya hiç niyeti yok ve Iraklılar da bunun gayet iyi farkında. Ortadoğu'yu Avrupa'ya bağlaması gereken kalkınma yolu bir tek Türkiye üzerinden hayata geçirilebilir ki Türkiye'nin desteği olmadan bu proje asla gün yüzü göremez.

Kısacası

Recep Tayyip Erdoğan, yeni dönemde dış dünya ile ilişkilerinde bölge ülkeleriyle olan tüm sorunlarını çözmek istiyor ve şu ana kadar üst düzeye bir başarı da elde etti. Suudi Arabistan'dan İsrail'e Türk diplomasisi kendini yeniden inşa etti ama bir gerçek daha var ki Irak Suudi Arabistan değil, İsrail, Mısır hatta Suriye bile değil. Irak'ta her şey çok karmaşık. Irak devasa bir bataklık ve içine adım atan her güç ya da devlet batıp duruyor, bu güç veya devlet rakipsiz en büyük güç olan ABD olsa bile.

İşte bu karmaşık durumda Recep Tayyip Erdoğan denklemi basitleştirmek ve Iraklılara şunu söylemek istiyor: PKK ve Kürdistan Bölgesi'nin petrolüne karşılık su ve kalkınma yolu projesi. Ancak aslında dört meselenin de bloke edilmesi ve önerilen çözümlerin hepsinin başarısızlıkla sonuçlanması ihtimali, en azından Ankara ve Bağdat'ın beklentilerini karşılayan bir sonuca varılmasından çok daha yüksektir. Böyle bir durumda Recep Tayyip Erdoğan'ın Bağdat ve Erbil ziyaretini ertelemek en açık bir olasılıktır ve en iyi ihtimalle gerçekleşse bile sadece bir protokol ziyareti olacak. Ankara'ya döndükten sonra nesnel durum eskisi gibi olur ve Türkiye ile Irak arasındaki ilişkileri etkileyen o trajik durumla ilgili hiçbir değişim olmaz.

Fransa Irak Araştırma Merkezi Direktörü Dr. Adil Bakawan

 (Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli