Hüsamettin Turan
Abdürrezzak Bedirhan, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde Kürt milliyetçiliğinin önemli isimlerinden biri olmuştur.
Bedirhan ailesinin bir ferdi olarak Osmanlı yönetimi içinde yetişmiş ancak zamanla Kürt ulusal davasının savunucularından biri haline gelmiştir. Osmanlı Devleti’nin merkeziyetçi politikalarına karşı Kürt özerkliği veya bağımsızlığı için mücadele eden Bedirhan, özellikle Rusya ve İran gibi bölgesel güçlerle ilişkiler geliştirmiştir.
19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında Osmanlı Devleti içinde Kürt kimliğinin daha belirgin hale gelmesi sürecinde Abdürrezzak Bedirhan önemli bir rol oynamıştır. Osmanlı yönetimi içinde görev almasına rağmen, Kürtlerin özerkliğini savunan ve Kürt milliyetçi hareketlerine aktif destek veren bir figür olarak öne çıkmıştır. Bedirhan, Osmanlı merkeziyetçiliğine karşı aşiret sistemine dayalı bir Kürt yönetimini savunmuş ve bu doğrultuda faaliyetlerde bulunmuştur.
Bedirhan, Kürtlerin Osmanlı Devleti’ne bağlı bir etnik grup olmaktan ziyade, kendi siyasi ve kültürel haklarına sahip olması gerektiğini savunmuştur. Bu bağlamda, özellikle Kürt aydınları ve aşiret liderleri arasında bir ulusal bilinç oluşturmak için çaba göstermiştir.
Abdürrezzak Bedirhan, Osmanlı Devleti’nin Kürtler üzerindeki baskıcı politikalarına karşı uluslararası destek arayışına girmiştir. 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında özellikle Rusya ve İran ile ilişkiler geliştirmiştir.
Abdürrezzak Bedirhan, Rusların Kürtlere özerklik vaat etmesiyle birlikte, Rusya’nın desteğini kazanmak amacıyla çeşitli diplomatik görüşmeler yapmıştır. Osmanlı Devleti’nin Ermeni politikalarıyla Kürtleri karşı karşıya getirmeye çalıştığını düşünen Bedirhan, Kürt-Ermeni iş birliğinin Osmanlı’ya karşı bir denge unsuru olabileceğini savunmuştur. 1913’te Ruslarla yaptığı görüşmelerde, Kürtler için özerk bir yönetim oluşturulması fikrini gündeme getirmiştir.
İran’daki Kürt nüfusuyla da yakın bağlar kuran Bedirhan, 1912 yılında İran’ın Hoy şehrinde bir Kürt okulu açmış ve burada Kürt kültürünün güçlenmesini hedeflemiştir. Ayrıca, Osmanlı Devleti’nin Kürtler üzerindeki baskısını azaltmak için İran’daki aşiretlerle iş birliği yapmaya çalışmıştır.
Abdürrezzak Bedirhan, Kürtlerin siyasi bağımsızlığı kadar kültürel gelişimini de önemli görmüştür. Bu nedenle Kürtçe eğitimin teşvik edilmesi, Kürt kimliğinin yazılı ve sözlü kültür yoluyla güçlendirilmesi için çaba göstermiştir.
1912’de İran’da kurduğu okul, Kürt çocuklarının kendi dillerinde eğitim almasını sağlayarak Kürt kimliğinin güçlenmesine katkı sunmuştur. "Cihandani" adlı bir Kürt derneği kurarak Kürt entelektüellerini bir araya getirmeye çalışmıştır. Osmanlı kontrolünde olduğu dönemde doğrudan basın faaliyetlerinde bulunamasa da, Kürt basınının gelişmesi için destek vermiştir. Özellikle Kürt milliyetçiliğini savunan aydınlarla irtibat halinde olmuş ve bu fikirleri yaymak için çeşitli girişimlerde bulunmuştur.
Abdürrezzak Bedirhan’ın Osmanlı Devleti’ne karşı tavrı, Kürtlerin bağımsız bir kimlik kazanması gerektiği yönündeki inancına dayanmaktadır. Osmanlı yönetimi tarafından "bölücü" ve "isyancı" olarak görülmüş, ancak Kürt milliyetçileri tarafından bir önder olarak kabul edilmiştir.
1890’lardan itibaren Osmanlı Devleti, Kürt aşiretlerini kontrol altına almak için Hamidiye Alayları’nı kurmuş ve aşiret liderlerini Osmanlı hizmetine sokmaya çalışmıştır. Ancak Abdürrezzak Bedirhan, bu politikayı reddetmiş ve Kürtlerin Osmanlı idaresi altında asimile edildiğini savunmuştur.
Abdürrezzak Bedirhan, Kürtlerin Osmanlı Devleti’nden bağımsız bir yapıya kavuşması gerektiğini savunmuştur. Ona göre Kürtler, kendi geleneksel aşiret yapıları içinde özerk bir yönetim oluşturmalı ve Osmanlı’nın doğrudan müdahalesine maruz kalmamalıdır. 1910’larda Ruslarla yaptığı görüşmelerde, Kürdistan’ın bağımsız bir devlet olarak var olması gerektiğini dile getirmiştir.
Abdürrezzak Bedirhan, Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde Kürt milliyetçiliğinin önemli isimlerinden biri olmuş, Kürtlerin siyasi ve kültürel hakları için mücadele etmiştir. Osmanlı Devleti’nin merkeziyetçi politikalarına karşı çıkarak Kürtlerin özerk veya bağımsız bir yönetim kurmasını savunmuş, bu amaç doğrultusunda Rusya ve İran gibi dış güçlerle ittifak kurmaya çalışmıştır.
Bedirhan’ın ideolojisi, Kürt milliyetçiliğinin erken dönem gelişiminde önemli bir yer tutmuş ve ilerleyen yıllarda Kürt hareketleri için bir ilham kaynağı olmuştur. Osmanlı yönetimi tarafından bir tehdit olarak görülerek idam edilmesine rağmen, Kürt milliyetçiliği içindeki yeri halen tartışmalı bir figür olarak varlığını sürdürmektedir.
Kaynakça
Aydın, S. (2018). Osmanlı’dan Günümüze Kürt Milliyetçiliği ve Bedirhan Ailesi. İstanbul: İletişim Yayınları.
Bozarslan, H. (2018). Kürt Milliyetçiliği ve Osmanlı İmparatorluğu. İstanbul: Metis Yayınları.
Bruinessen, M. van. (1992). Agha, Shaikh and State: The Social and Political Structures of Kurdistan. London: Zed Books.
Jwaideh, W. (2006). The Kurdish National Movement: Its Origins and Development. Syracuse University Press.
Klein, J. (2011). The Margins of Empire: Kurdish Militias in the Ottoman Tribal Zone. Stanford University Press.
McDowall, D. (2004). A Modern History of the Kurds. I.B. Tauris.
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın