IŞİD’in gerçek sahiplerinin kim olduğunu taspit etmek kolay olmayabilir. Yada her kes açısından IŞİD’in kuruluş amacı netleşmemiş olabilir. Fakat açıktır ki bu örgüt bölgesel ve uluslararası bazı devletler ve istihbarat servisleri tarafından yönlendiriliyor.
Bir çok devlet ve akılverenleri tarafından kurulduğuna dair şüpheleri olanlar da, 2017’de Hewice’nin kontrol edilmesi ile IŞİD’in bitiriliğini beyan eden senaryonun ardından bu radikal örgütün aslında tanımlandığından çok farklı bir yapı olduğunu anlamıştır. Özellikle de Hewice bölgesi ve Musul (Ninova) ovasında 10 bin silahlı savaşçısının akibeti birden bire kaybolduktan sonra. Ardından sonraki yıllarda Irak, İran ve uluslararası koalisyon güçlerinin gözleri önünde Hurmatu ilçesi ve Germesêr bölgesinde “Beyaz Bayraklılar” adıyla ortaya çıkan grup hiç bir çarpışma yaşanmadan ortadan kayboldu.
Geride kalan dört yıl boyunca güya IŞİD’in cografi hakimiyeti son buldu, ara ara uluslararası koalisyonun hava desteği ile Irak ordusu bu dağınık gruplara ve artıklarına karşı operasyonlar gerçekleştirdi. Konu hakkında yapılan açıklamalara bakılırsa, bugüne kadar binlercesi öldürüldü. Fakat gizli raporlar hala onbinlercesinin Suriye ve Irak arasındaki bölgelerde gizlice barındığını bildiriyor.
Son dönemde gerçekleştirilen terör eylemlerinin sorumluluğunu IŞİD üstlendi ve bu güne kadar binlerce saldırı düzenlediler. Kürdistan Bölgesi idaresi dışındaki Kürdistani bölgelerde yaşananlar ise IŞİD’in hala bir çok yerde varlığını sürdürdüğüne dair açık ir kanıttır. Peşmerge Güçleri ile Irak ordusunun hakimiyeti altındaki bölgelerin ortasında kalan geniş bir coğrafyada sığınak, cephanelik ve hatta hapishane kurdukları, eğitim ve talim yaptıkları görülüyor.
Grupla ilgili hikaye o kadar net ki, binlercesinin nasıl ve nerede gizlendiklerine dair hiç bir şüpheye yer kalmamıştır. Hatta gıda ve diğer ihtiyaçlarını nerden karşıladıkları, hasta ve yaralılarını nerede tedavi ettikleri de. Üstelik, sadece Irak ve İran değil, bölgesel ülkeler ve hatta Avrupa ve ABD gibi büyük devletlerin istihbarat servisleri peşlerindeyken.
Tüm bu faktörler, IŞİD’in bölgede hazır bir güç olarak durduğunu ve belli bir zaman ve mekan için bekletildiğini gösteriyor. Hiç şüphe yok ki gelecekte de ilk ortaya çıktıkları dönemde yaptıkları işgal saldırıların benzerlerini ve Şengal’deki katliamın aynısını yeniden yapabilirler.
Kürtler IŞİD’i yaratan ve onu kontrol eden bu istihbarat servilerinin plan ve oyunlarını boşa çıkaracak güce sahip değil. Fakat, bu halkın evlatlarının her gün av olmasını, bu grubun kanlı tuzaklarına düşmesini engelleyecek kadar bir plan ve projeleri olmalı. IŞİD’in sözüm ona bitirildiğinin açıklandığı tarihten bu güne kadar Kürdistani bölgelerde düzenlediği saldırılarda kaç Peşmerge ve vatandaşın kolay lokma olduğunu hesaplamaya kalkarsak belki de ciddi bir rakam ortaya çıkar.
Sadece bu ay içerisinde Germiyan’dan Karaçuğ’a kadar çok sayıda Peşmerge ve sivil vatandaş bu grup eliyle şehit edildi. Kürtlerin duruma tepkisi ise bu güne kadar yalnızca açıklama ve taziye mesajları ile sınırlı kaldı. Bu tehlike ne açıklamalarla, ne yas ile, ne de sosyal medya ve basında koparılan yaygara ile ortadan kalkmaz. Kürt siyasi liderliği, onlarca yıldır Kürtlerle Irak arasındaki sorunun sembolü haline gelen bu bölgede Kürt halkına karşı işlenen suçların ağırlığı kadar büyük bir tutuma sahip olmalı.
Geçen dört yıl boyunca Germesêr’den Tuzhurmatu’ya, Dakuk’tan Kerkük’e, Dubiz’in çevresine, Mahmur ovasından Karaçuğ Dağı’na kadar yayılan tüm bu coğrafyada köylerini bırakmaları için halka değişik baskılar yapıldı, farklı saldırılarla katledildiler, bu bölgelere yakın olan Peşmerge mevzileri saldırıların hedefi oldu. Gündüzleri Heşdi Şabi ve Irak ordusunun bulunduğu bölgelerde akşam Kürt köylerine saldırılaranların IŞİD’li olduğu söyleniyor. Xidircice köyünde 13 Peşmerge ve sivil vatandaşın şehit edildiği saldırının ardından Peşmerge Bakanlığı’ndan bir yetkili, Irak hükumetinin Peşmergeye bu bölgelerde güvenliği sağlamak için gitmesine izin vermediğini, Irak ordusunun da bu görevi üstlenmediğini söyledi. IŞİD’liler ise bu güvenlik boşluğu içerisinde serbestçe dolaşıyor.
Irak’ın bölgede böyle bir durumu kasten oluşturduğunu anlamak için çok da ayrıntılı irdeleme ve değerlendirmeye gerek yok. Kürdistan’ın belli bir coğrafik bölümü bu dönemde “Araplaştırma” kapsamına alınmıştır. Peşmergenin burada yaşayan Kürt vatandaşları korumasına müsaade edilmiyor. Irak ise sadece korumamakla sınırlı kalmıyor, Kürt kanının akması için kolaylık sağlıyor.
Burada soru şu; Kürt siyasi güçleri, Kürdistan Bölgesi Başkanlığı ve hükumeti, daha ne zamana kadar Bağdat’ın geçen dört yılda yaptığı gibi bu bölgelerin savunulması için ortak güç oluşturulması adı altında zamanla oynamasına ve oyalanmasına katlanacak? Bu dört yıl içerisinde kaç Kürt yurttaş şehit edildi, kaç kişi evini, köyünü, toprağını terk etmek zorunda bırakıldı? IŞİD adlı grup kaç defa Peşmerge mevzilerine, karakollarına saldırdı ve kaç Peşmergeyi şehit etti? Kürtler açıklama yapmaktan ve Bağdat ile ortak askeri güç kurulacağını teyid eden beyanlar yayınlamaktan öte bir tepki göstermedi. Bağdat ve IŞİD’in bu bölgelerde terör ve Araplaştırma gibi ortak bir amaç ile hareket ettiğini görüyoruz.
Kürtler bu terörün devam etmesine daha ne kadar tahammül edecek? Bu bölgelerde yaşayan halk daha ne zamana kadar gündüzleri Araplaştırmaya gelen Arapların, Heşdi Şabi ve Irak ordusunun himayesinde baskınlarına, geceleri de IŞİD’in saldırılarına karşı direnebilecek?
Bu olanlar yetkililerin omuzlarına çok büyük bir sorumluluk yüklüyor. Kürdistan bugünkü tavrını sürdürmemeli. İşlenen bu suçlara, IŞİD ve merkezin ortak planına bir sınır çizilmeli. Bu günden başlayarak fiili adımlar atılmaz, bölgelerin güvenliğinin sorumluluğu alınmazsa, bir kaç yıl sonra aynı olaylara Süleymaniye’de, Erbil ve Behdinan’da da şahit olacağımıza şüpheniz olmasın. Kürdistan Bölgesi’nin güvenlik ve istikrarının Kürdistani bölgelerin asayiş ve isitkrarına bağlı olduğu gerçeğini unutmamalıyız.
Dolayısıyla, Kürdistan Bölgesi’nin istikrarlı ve güvenli olmasını istiyorsanız, Kürdistani bölgelerin güvenli ve istikrarlı olmasını sağlamalısınız.
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın