Zararın neresinden dönersen kârdır
Kürdistan Parlamentosunun görev süresinin uzatılmasına karşı yapılan şikayetlere ilişkin duruşmaları defalarca erteleyen Irak Federal Yüksek Mahkemesi, son olarak parlamentonun görev süresinin uzatılmasının anayasaya aykırı olduğuna karar verdi.
Ancak şikayette bulunanlar daha fazlasını bekliyor ve mahkemenin kararının Kürdistan Bölgesi'nin anayasal kurumlarının meşruiyetini ortadan kaldıracağına inanıyorlardı. Hatta bazı yerel ve Iraklı siyasi elitler, Kürdistan Bölgesi'nin meşruiyetinin tehdit edilmesine umut bağlamışlardı.
Buna karşılık Federal Yüksek Mahkeme, Kürtlerin deyimiyle “ne şiş yansın ne de kebap” şeklinde bir karar aldı. Ne şikayetleri reddetti ne de Kürdistan Bölgesi'ndeki siyasi sürece zarar verecek sert bir karar verdi.
Federal Mahkeme gibi üst bir mahkemeye değil, herhangi bir hukukçuya ya da avukata bile “parlamentonun görev süresinin uzatılması yasal mıdır” diye sormuş olsaydınız aynı cevabı alırdınız. Anayasa ve yasalar hakkında en basit bilgiye sahip olan herkes bunun anayasaya aykırı olduğunu bilir.
Hiç kimse Federal Mahkemenin parlamentonun görev süresinin uzatılması kararını desteklemesini beklemiyordu. Aksine kararının Kürdistan Bölgesi'nin meşru ve anayasal kurumlarına çok zarar vermesi bekleniyordu. Bu, başka bir kararın başlangıcı ve Kürdistan'ın içişlerine, belirleyici kararlarına daha fazla müdahalenin meşruiyetinin bir başlangıcı değilse eğer, Kürdistan'ı siyasi süreçte yeniden doğru yola sokacak bir karardır ve her ne sebeple olursa olsun seçimlerin tarihinde yapılmasına uymalarını sağlayacaktır. Kürdistan Bölgesi gelecekte meşru ve anayasal kurumlarının ömrünü uzatmak zorunda kalmayacaktır.
Mahkeme kararının siyasi sürece vereceği tek zarar, bir yılı aşkın süredir devam eden Kürdistan Bölgesi seçim yasasını değiştirme, vilayetler ve milletvekilliği sandalye sayısı arasında denge kurulması, tek bölgeli sistemden çok bölgeli sisteme geçilerek bölgeler arasındaki temsiliyette bir nevi adalet sağlanması çabalarının sonuçsuz kalmasıdır.
Şimdi, Federal Mahkemenin kararı bir yandan parlamentonun görev süresinin dolduğu süreçten sonra çıkarılan tüm yasa ve kararların iptaline neden olurken, diğer yandan da Kürdistan Parlamentosu'nun eski yasayı değiştirmesine engel oluşturuyor. Parlamentonun önümüdeki dönemde yapacağı oturumlar da şikayetçilerin “adaletsiz” olarak nitelendirdiği geçmişteki yasayla yönetilecek.
Şimdi kendileri Kürdistan Bölgesi'nin eski yasada herhangi bir demokratik değişiklik yapmasına engel oldular. Böylece KDP’nin aşına su taşıyarak, kendi deyimleri ile “KDP’nin Behdinan'ın oyları ile Garmian'ı yönetmesini” meşru hale getirmiş oldular.
Ayrıca Kürdistan Bölgesi'nde her ne sebeple olursa olsun seçim yapılmamasını isteyenlere de zarar verdiler. Çünkü şimdi mahkemenin kararı, Kürdistan Bölgesi'nin seçime gitmekten başka çaresi olmamaya mahkum etti.
Burada kazanç ise Kürdistan Bölgesi Seçim ve Referandum Komisyonu'nun yeniden faaliyete geçirilmesi konusunda taraflar arasındaki anlaşmazlığın sona erdirilmesidir ki artık herkes Irak Bağımsız Seçim Komisyonu'nun Kürdistan Bölgesi'ndeki seçimleri denetlemesini etmelidir.
Bahsettiğim gibi, Federal Mahkemenin kararı başka bir kararın başlangıcı değilse ve bununla sınırlı kalacaksa, Kürtler deyimiyle zararın neresinden dönersen kardır. Ancak Kürdistan Bölgesi'ne karşı olanların birkaç gün sonra seçim yasasına karşı başvuruda bulunarak, Kürdistan Bölgesi'ndeki siyasi süreci yeniden tıkatıp sonucu beklemeye mahkum etmesi riski de var.
Veyahut da Irak il genel meclisi seçimleri nedeniyle zamanı ve imkanları zaten kısıtlı olan Bağdat Seçim Komisyonu'nu Kürdistan Bölgesi'ndeki seçimleri denetlemek için görevlendirebilirler ki bu komisyonun da görev süresi dolmak üzere. Yani yeni bir komisyon oluşturmak da muhtemelen daha uzun sürecektir.
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)