Elysee'nin konuğu
Aryan Faraj
Başkan Macron, "sevgili Neçirvan" dediği Başkan Neçirvan Barzani'yi bir kez daha Elysee Sarayı'nda ağırladı.
İki dost başkanının buluşması, bölgenin savaşın tam ortasında olduğu, savaşın yayılma ve herkesin savaşan taraflardan birinin cephesinde yer alarak bölünme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bir döneme denk geliyor.
Savaş bir dereceye kadar tüm meseleleri gölgede bıraktı. Macron'un Irak'ı ve komşularını birleştirmeye yönelik çözüm çabaları ve Başkan Neçirvan Barzani ile birkaç yıldır Irak ile çevresindeki akil insanlar arasında ortak ve destek bulmaya çalıştığı proje hala dikkate alınıyor mu yoksa o da mı savaşa kapılıp gitti, bilinmiyor.
Aslında projenin devam edip etmemesi, ertelenmesi ya da tamamen vaz geçilmesi Neçirvan, Macron, Fransa ve Kürdistan arasındaki tek ortak mesele değil.
İki başkan arasında Başkan Macron'un kişisel güveni ve Başkan Neçirvan Barzani'nin çözüm odaklı dünya görüşüne olan hayranlığı dışında daha ciddi bir ilişki var. Bu ilişki, Fransa'nın Kürt halkına verdiği destekten, ülkenin siyasi ve ahlaki felsefesinden, Fransızların, Kürtlerin demokratlığına, başarılı bir demokrasi, insan haklarına saygı, birlikte yaşam, özgürlüklerin korunması örneği olabilecek bir bölge inşa edebileceklerine olan 30 yıllık güveninden kaynaklanıyor. Bir o kadar da kaderlerinin bu imtihanın başarısına bağlı olduğunu ve güvendiklerinin bundan geri adım atmayacağını anlayacak kadar siyasi tecrübe ve bilince sahipler.
Macron ve Neçirvan Barzani’nin değişmeyen diğer bir ortak görüşü de halen krizde olan ve bu toplantıda ele alınan Erbil ile Bağdat arasındaki sorunların çözümüdür. Paris, 2017'den bu yana bu sorunlar için en iyi çözüm yolunun birleşik bir Irak'ta güçlü bir Kürdistan'ın varlığı olduğuna ve bunun Kürdistan'ın sorunlarını bitireceğine, aynı zamanda Irak'ta siyasi istikrar ve refaha da hizmet edeceğine inanıyor.
İki başkanının ortak görüşüne göre bu hedefe, Kürdistan'ın birleşik bir bölge, Bağdat'ın irade sahibi bir başkent ve Irak'ın federalizm kavramını tam olarak anlayan ve uygulayan gerçek bir federal ülke haline getirilmesiyle ulaşılacaktır.
Elysee zirvesinde tartışılan bir diğer konu da Orta Doğu'daki yıkıcı ve tehlikeli savaş. Başkan Neçirvan Barzani'nin bu konudaki görüşü nettir ve Başkan Macron da bunu biliyor. Başkan Neçirvan Barzani’ye göre savaş bir çıkmaz sokak, yıkım ve sorunları daha da karmaşık hale getirmekten başka hiç bir sonuca yol açmayan bir araçtır. İsrail ile Filistin arasındaki tarihi çatışmanın, birbirinin varlığını kabul etme, yaşama ve devlet hakkını tanımaktan başka çözümü yoktur.
Bu açıdan Başkan Neçirvan söz konusu savaşla ilgili şunları söylüyor: “Irak ve Kürdistan Bölgesi'ndeki herkesin, halkın ve ülkenin çıkarlarını her şeyin üstünde tutması, ülkenin yıkım, istikrarsızlık ve belirsiz bir gelecek dışında hiç bir sonuç vermeyen bölgedeki bu savaş ve kaosun parçası olmasına hiç bir gerekçe ile izin vermemesi gerekiyor. Bunun Irak'a ve Kürdistan Bölgesi'ne hiç bir faydası olmayacaktır. Kürdistan Bölgesi açısından da bu savaş ve oluşturduğu tehlike bizi bir araya getirmeli, çelişkilerimizi aşmamıza vesile olmalıdır.
Aslında bu savaş ve sonuçları, bölgede ılımlı, müzakereci ve ileri görüşlü karakterlerin görüşlerinin gelecekte hayata geçirilmesine zemin hazırlamalıdır. Geçmişe daha az, geleceğe daha çok bakan politikacıların önünü açmalıdır. Savaş ve birbirini ortadan kaldırmak yerine, ılımlılık, müzakerecilik ve empati bölgedeki politikacıların görüşü olmalıdır ve gözlemcilere göre Neçirvan Barzani de bu bunlardan biri.
Tam da bu zamanda Elysee’nin bu hassas konularda kendisi ile istişarelerde bulunmak üzere Kürdistan Bölgesi Başkanını kabul etmesi Başkan Macron'un, Başkan Neçirvan Barzani’nin karakterine, görüşlerine ve ileri görüşlülüğüne görüşüne olan güveninin bir göstergesidir ve aynı zamanda bize Kürdistan Bölgesi'nin konumu ve itibarının hâlâ önemli olduğunu anlatan bir mesajdır.
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)