CHP’li belediye başkanlarına açık mektup

04-04-2024
Faik Öcal
Etiketler Faik Öcal CHP CHP'li belediyeler
A+ A-

35-40 yıl aradan sonra yerel seçimlerde “kırmızı bir dip dalga” ile birinci parti olan CHP’nin önünde yeni bir dönem var. Artık CHP’nin gerçekten laikliği, Cumhuriyeti ve demokrasiyi özümsemiş bir yol haritasıyla hareket etmesi gerekir.

2023’teki genel seçim yenilgisinden sonra “değişim” söylemiyle yola çıkan CHP, 2024 yerel seçimlerinde belediyelerin çoğunu alarak amacına ulaştı, değişim söyleminin halkta karşılığı olduğu ortaya çıktı. Şimdi dost/düşman bütün gözler CHP’li belediyelerin üzerinde. CHP’li belediye başkanları nasıl bir siyasal davranış sergilerlerse halkla ilişkilerini perçinleyip bir sonraki genel seçimlerde iktidar olurlar?

1-Öncelikle bir duruma açıklık getirmek gerekir. Geçenlerde CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’in dediği gibi “Devletle millet ne zaman yarışırsa hep millet kazanır. CHP bazen yanlış tarafta durdu. Bu sefer devletle millet yarışırken, milletin tarafındaydık” dedi. Hemen düzeltelim, CHP bazen değil çoğu zaman devlet-millet yarışında devletten yana tavrını koydu. CHP devlet ve millet çekişmesinde her zaman için tavrını milletten yana koymalıdır. “Devleti yaşat ki millet yaşasın” ilkesine göre hareket edilmeli, devletin milletin hizmetkarı olduğu asla unutulmamalıdır. Devlet asıl yatırımını millete yapmalıdır. Milleti güçlü olanlar yeni devletler kurabilirler, çağın koşullarına göre devletlerini yenileyebilirler. Bütün yatırımlarını devlete yapanlar milleti göz ardı ettikleri için çağın ve zamanın ruhunu yakalayamazlar ve büyük yıkımların önüne geçemezler. Devlet ve millet ayrımına 1990’lardaki “başörtü yasağı”nı örnek verebiliriz. CHP o dönemde başörtü yasağının kimi zaman sesli, çoğu zaman da sessiz destekçisi oldu. CHP hiçbir zaman baş örtülü insanların eğitim ve kıyafet özgürlüğünü savunmadı. CHP dindar insanlarla arasındaki buzları eritmeli ve yeni köprüler kurmalı. Bilinmelidir ki milletten ve özgürlükten taraf olmayan partiler kaybetmeye mahkumdur.

2-CHP’li belediye başkanları dürüst olmalılar. CHP şeffaf ve ahlaklı bir belediyecilik anlayışı esas aldığı müddetçe iktidar kalır. Buna sosyal demokratların yüzünde kara bir leke olan İSKİ skandalını örnek verebiliriz. Bu skandalın sonucunda ne oldu? 1989 yerel seçimlerinde üç büyük şehir olmak üzere birçok şehri kazanan sosyal demokratlar, 1994 yerel seçimlerinde İstanbul’u Recep Tayin Erdoğan’a, Ankara’yı Melih Gökçek’e kaybetti. Ve Türkiye genelinde Refah Partisi birinci parti oldu.

3-Hayatın her yerinde olduğu gibi, siyasette de cesur olanlar kazanır. Buna 2023 genel seçimlerinin kaybedeni CHP ve İstanbul Büyükşehir Başkanı sayın Ekrem İmamoğlu’nu örnek verebiliriz. İmamoğlu tam zamanında “değişim” dedi ve CHP’ye bu yerel seçimlerde birinciliği kazandıran yolculuğu başlattı. Ki bu değişim sonucunda sayın Kemal Kılıçdaroğlu başkanlık yarışını Özgür Özel’e kaybetti. Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin genel başkanlığını bırakmasından sonra CHP’nin üzerindeki “ölü toprağı” attı.

4-Belediye başkanları halka hizmeti esas almalıdır. Halka hizmet götürmeyen belediye başkanları kaybetmeye mahkumdur. İnsanlar içtiği suya, yürüdüğü yola, çocuklarının oyun alanlarına, piknik alanlarına, çevre temizliğine bakıp belediye başkanlarını seçerler. Buna da AKP’li Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Fatma Şahin’i örnek verebiliriz. Bugün taraflı tarafsız, partili partisiz herkes tarafından Fatma Şahin sevilen, sayılan ve başarılı bir belediye başkanı olarak görülmektedir. Fatma Şahin halka yaptığı hizmetlerle, çalışkanlığıyla, halkla iç içe olmasıyla marka olmuştur. Fatma Şahin adı partisinin önüne geçmiştir.

5-Farkında olmadan ülkemiz kırmızı çizgiler ülkesi olmuş. Bir belediye başkanı için kırmızı çizgi hiç ayrım yapmadan herkese hizmet yapmaktır. CHP belediyeciliği devletin bölünmez bütünlüğünü esas alıp başta Kürtlerin anadilde eğitim talepleri, Alevilerin cem evlerinin resmi statüye sahip olması olmak üzere herkesin kimliğini özgürce yaşamasını ve düşüncelerini özgürce ifade etmesini yaşama geçirmelidir. Herkes için demokrasi esas alınmalıdır. Devletin ve milletin birlikte güçlenerek huzur ve barış içinde yaşaması herkesin düşüncelerini özgürce ifade etmesine ve kimliğini özgürce yaşamasına bağlıdır.

6-Ülkemizin kanayan yaralarından biridir akraba kayırmacılığı. CHP’li belediyeler halkın ihtiyacına göre belediyecilik yapmalı, işini bilenleri çalıştırmalıdır. Bir belediye eş-dost, ahbap ve akrabanın eline düşmüşse o belediye iflah olamaz ve kaybetmeye mahkumdur.  

7-Belediyeler çağın gereklerine göre hareket etmelidir. Teknoloji ve bilim başta olmak üzere çağın gereklerini yakalayan belediyeler kazanır, çağın gerisinde kalan belediyeler kaybetmeye mahkumdur. Buna AKP’nin ilk dönemini (2010 öncesi) örnek verebiliriz. AKP her açıdan çağın gereklerini yerine getirdiği için Türkiye ekonomisi dünyanın en iyi gelişen ekonomileri arasında yerini almıştı.

8-Belediyecilik yan gelip yan yatma yeri değildir. Halk çalışkan belediyecileri sever. Bunun için de projeler önemlidir. Çalışkan belediyeciler halkın sorunlarına çözüm bulmak için sürekli yeni projeler üretirler. Buna da Eskişehir eski belediye başkanı sayın Yılmaz Büyükerşen’i örnek verebiliriz. Yılmaz Hoca da bir markadır, bunun nedeni de Eskişehir’i geliştirmek, kalkındırmak için yaşama geçirdiği projelerdir.

9-CHP’li belediyeler şeffaf belediyeciliği esas almalılar. Halk şeffaf, açık ve dürüst olan belediye başkanlarına güvenir. Buna da sayın Ahmet Eşref Fakıbaba’yı örnek verebiliriz. Urfa halkı Fakıbaba’ya güvendiği için eski AKP’li Fakıbaba’yı İyi Parti milletvekili olarak meclise göndermiştir. Kişilerin partileri değişebilir ama halkın güveni değişmez.

10-CHP’li belediye başkanları “hukukun üstünlüğü”ne göre işlerini yapmalılar. Hukukun üstünlüğüne inanıp buna göre hareket edene de son seçimlerde halkın büyük teveccühüyle Ankara Büyükşehir Başkanı olan sayın Mansur Yavaş örneğini verebiliriz. Taraflı tarafsız, partili partisiz herkes Yavaş’ın hukukun üstünlüğüne inandığını, buna göre hareket ettiğini bilir. Bugün Yavaş eski ülkücülüğü ya da yeni CHP’liliği ile değil hukukun üstünlüğüne olan inancıyla bilinmektedir.

11-CHP’li belediyeler yerel kaynaklarını halkın ihtiyaçları için kullanarak yeni bir siyasal davranış biçimi ortaya koymaları gerekir. Burada iş CHP başkanına düşüyor. Parti, belediyelerin işini sekteye uğratmamak, önünde engel olmamak için belediyelerin önünü açması gerekir.

12-Siyasal iktidarın en büyük handikabı siyasal çölleşmeye bağlı olarak yeni liderlerin önünün kapatılmasıdır. CHP’li belediyeler yeni liderlerin ortaya çıkma yeri olmalıdır. Burada iş Özgür Özel’e düşüyor. Eğer Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu’nun bir gün kendini devirecek değişimin öncüsü olacağını bilseydi, asla onu önce Beylikdüzü’nde, sonra da İstanbul’da belediye başkan adayı yapmazdı. Sayın Özgür Özel’in bu hataya düşmemesi gerekir. Kendinden emin olarak CHP’li belediye başkanların “liderlik” olarak ortaya çıkmalarına öncü olması gerek ki gerçek bir lidere de bu yakışır. CHP’de liderlik yapacak çok değerli başkanlar var. Bursa Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Mersin Belediye Başkanı Vahap Seçer, Adana Belediye Başkanı Zeydan Karalar. Kadın liderler olarak da Eskişehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce’nin ve Tekirdağ Belediye Başkanı sayın Candan Yüceer’in isimlerini verebiliriz.

 

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli