Kültür ve sanat ile diyalog köprüsü kuruyoruz

03-10-2020
Etiketler Almanya Berlin Duvarı Heiko Maas
A+ A-

Heiko Maas

Brandenburg Kapısı'nda bir araya gelen coşkulu kitle kol kola girerek hem gülüyor ve hem de ağlıyordu. Bu yürek hoplatan görüntü Kasım 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılması ile birleşik Almanya’nın son 30 yılını anlatıyor.

Tüm dünya olanları şaşkınlıkla izliyordu ve halkın iradesi ile açığa çıkan bu güce hayranlıkla bakıyordu. Adalet ve özgürlük arzusunun barış ile nasıl diktatörlüğe karşı üstün geldiğini hayretle izliyordu. 1989 sonbaharında yaşananlar herkes için ilgi çekiciydi. Berlin Duvarının  yıkılması kendiliğinden gelişmedi. Birleşmenin temeli barışçıl siyaset, ilişkilerin normalleştirilmesi ve sivin toplumun – bireyler de dahil- onlarca yıllık diyaloğunun ürünüydü ki bu da duvarın her iki yakası arasındaki köprüydü.  

Daha sonra cesur insanlar duvarın yıkılmasını sağladı. Ardından 3 Ekim 1990’da her iki Alman devletinin birleşti. Bu da müttefikler ve komşu ülkelerle sıkı ve güçlü bir diyaloğun ürünüydü. Bu halk sayesinde bugün ülkemiz uluslararası toplum ve birleşik bir Avrupa’da güçlü bir konuma sahiptir.  

Almanya’nın birliği, son 30 yılda sadece Alman halkı için değil, tüm dünyaya geçmişe dönüp bakma imkanı sağlamıştır. O zamanlar mesaj şuydu; salt büyük bir zafer kesinleşmiş olmuyor, aynı zamanda komşular ve ortaklarla da yakın işbirliği gerçekleşmiş oluyor.

Yakın işbirliği ve güven Almanya dış politikasının temellerini oluşturuyor. Her ne kadar ortak çözümler bulma konusunda ortaya çıkan acil sonuçlar tüm tarafların istediği gibi olmasa da “herkes kendisine” anlayışı temelinde kendi ulus seviciliği ile hareket etmek yanlış bir dönüşümdür ve doğru sonuçlar doğurmaz.

Hepimiz şunun farkındayız ki insanlığı ilgilendiren büyük sorunlar güçlerin birleştirilmesi ile çözülür veya çözülmez. Covid-19 salgını bize bunu gösterdi. Bu çözüm karşılıklı alışveriş ve anlayışın güçlendirilmesi temelinde olmalıdır. Bu sadece ülkelerin siyasetçilerinin değil, aynı zamanda sivil toplumun, eğitim ve kültür alanının da görevidir.

Özellikle de kültür ve sanat, diyalog köprüsü kurabilir. Bu iki alan toplumumuzun hayallerini ve taleplerini anlamamızı ve ortak bir görüş bulmamızı sağlayabilir.

Almanya, ki bugün 30 yıldır birliğini sağlamış oluyor, barış siyasetini benimsiyor ve tıpkı Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler ve Almanya’nın diğer müttefikleri ile yaptığı gibi, ortak üretilen çözümlere odaklanıyor.

Berlin Duvarı’nın yıkılması ve Almanya’nın birleşmesi bize imkansız olan birçok şeyin gerçekleşebileceğini gösterdi. Bu amaçlara ulaşmak için de beceri, özgüven ve özeleştiri ve zamanında doğru karar gerekiyor. Uluslararası toplum olarak bugün de büyük zorluklarla karşılaştığımız bir dönemde bu özelliklere ihtiyacımız var. Ancak bu özelliklere sahip olmamızı engelleyebilecek hiçbir neden de yoktur. Gelin 75 yıl önce kurulan Birleşmiş Milletler’in kuruluşuna bir bakalım ki tam da 2’inci Dünya Savaşı’nın hemen sonrasına denk geliyordu. O zaman birbirine güvensiz olmaları için herkesin elinde fazlasıyla gerekçe vardı. Geleceğe korku ile bakmamız için birçok neden vardı. Fakat buna rağmen, “Biz Birleşmiş Milletler’i kuracağız çünkü barış ve özgürlük için birlikte daha etkili çalışabileceğimize inanıyoruz” dediler.

Bizim şu an bunu her zamankinden daha fazla düşünmemiz gerekiyor. Umutlu olmamızı gerektirecek nedenler var.

Eğer bugün değilse Almanya halkı ne zaman buna karşı daha duyarlı olabilir!

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli