Hristiyanlar Irak’ta neden büyük bir tehlike altında?
Irak'taki Hristiyan toplumunun karşı karşıya olduğu durum, derin bir kin ve düşmanlık olarak tanımlanabilir. Irak'ın orta ve güney kesiminde yaşayan Hristiyanlar 2003'ten beri cinayetlerle, kötü muamele, adam kaçırmalar, ayrımcılık ve yerlerinden edilmeyle karşı karşıya kalıyor.
2003 yılından bu yana yüzlerce kiliseye saldırı düzenlendi, onlarca piskopos, rahip ve Hristiyan din adamı kaçırıldı, işkence gördü ve ve suikasta uğradı. Irak'ta 2003'ten bu yana yaklaşık bin 350 Hristiyan öldürüldü ve o tarihten bu yana 2,1 milyon Hristiyan’dan yaklaşık yüzde 80'i Irak'ı terk ederek bir kısmı başka ülkelere bir kısmı da Kürdistan Bölgesi’ne iltica etmek zorunda kaldı. Tabi ki bu gelişmeler Başkan Mesud Barzani'nin 2003'teki tarihi girişiminin ardından yaşandı, amaç Irak'taki dini bileşenlerin barınma sorununu ortandan kaldırmaktı.
Sadece Patrike karşı değil
Bugün Hristiyanların içinde bulunduğu bu girdabı, Irak'taki Yahudilerin daha önce karşılaştığı durumun bir yansıması olarak nitelendirebiliriz. Milisler Musul vilayeti başta olmak üzere Irak'ın diğer şehirlerinde yaşayan Hristiyanların ev, arsa ve mülklerini ele geçirmek isterken büyük bir engelle karşılaştı: o engel Keldani Katolik Kilisesi'nin patriği Louis Sako’ydu.
Irak'ın en büyük kilisesinin ruhani lideri Louis Sako, Hristiyan milis kuvvetlerinin kurulmasına karşı durdu. Nitekim Keldaniler Hristiyanların yaklaşık yüzde 80'ini temsil ediyor. Ekselansları her zaman Irak hükümetini bu tür grupların oluşumunu önlemek için çalışmaya teşvik etti. Çünkü Hristiyanlar zayıf bir hükümetten yana değil, istikrarlı ve sağlıklı bir hükümetten yanaydı.
Piskoposlar gibi etkili şahsiyetler (Musul Piskoposlar Konseyi) milis oluşumların teşkil edilmesine ve Hristiyan topluluğu dışındaki on binlerce oyla Irak parlamentosunda Hristiyan siyasi temsilinin tekelleştirilmesine karşı çıktılar. Söz konusu oylar milis oluşumlar tarafından Hristiyanlara dayatılan güçlere destek amacıyla toplandığı gün gibi ortadaydı. Amaçları da milislerin siyasi konumunu güçlendirmekti.
Hristiyanların bu konudaki direnişi tabi ki milisleri şok etmiş ve buna karşılık olarak en güçlü Hristiyan kilisesinin liderini hedef almaktan uzak durmamışlardı. Onlar bu eylemi yapmakta bir amaçları vardı: o da Musul Vilayetinde yaşayan diğer halkların hegemonik politikalara karşı çıkmaktan soğutmaktı. Yapmakta oldukları eylemleri sürdürmeye kararlılardı, öyle ki müttefiklerini Cumhurbaşkanlığının bir kararını geri çekmeye mecbur bırakmaya kadar ileri gittiler. Bu girişimler Cumhurbaşkanı Latif Raşid'in 10 yıl önce Louis Sako ile ilgili bir başkanlık kararnamesini geri çekmesi için yeni bir kararname çıkarmak zorunda kalmasıyla sonuçlandı.
Hristiyanları susturmak
Piskoposlar ve diğer Hristiyan liderleri hakkındaki diğer Irak başkanlık kararnamelerinde her hangi bir değişim olmadı. Louis Sako'nun hedef gösterilmesinin arkasında bir amaç aynı zamanda bir mesaj var: o da Hristiyanların sessiz kalması ve hatta milislerin Musul’da atalarımızın toprakları üzerindeki demografik değişimlerine destek vermeye zorlamaktı. Louis Sako, Temmuz’da (Temmuz 2023) Erbil'e taşındı. Erbil'de hükmet ve halk kendisini çok sıcak bir şekilde karşıladı. Onun bu tercihi, Irak cumhurbaşkanı ve milislerin atmış oldukları adımlara karşı bir protesto niteliğindeydi. Irak, Kürdistan Bölgesi ve diğer bölgelerde yaşayan binlerce Hristiyan bu adaletsiz karara karşı seslerini yükseltti. İtiraz ve protestolara rağmen Irak hükumeti ve Irak Cumhurbaşkanlığı, Musul Vilayeti’nin Hristiyan bölgelerinde yaşanan acıların dindirilmesi ve demografik değişimi sona erdirmek için somut bir adım atmadı.
Milislerin elindeki savaş esiri: Musul Vilayeti
4 Ağustos 2023'te (Musul Piskoposları Konseyi), Irak hükumetinin Musul Vilayetinde demografik değişiklikleri durdurması için derhal harekete geçmesi çağrısında bulundu. Söz konusu değişim bölgedeki Hristiyan toplumunun varlığını tehdit etmektedir. Ayrıca konsey, Hristiyanların Irak parlamentosundaki gerçek temsilli-yetinin sağlanması ve meclisteki sandalyelerinin Hristiyan olmayan seçmenlerin oylarıyla milislerin kontrolüne geçmesini önleyecek yeni bir seçim yasasının çıkarılmasını talep etti. Rahipler ve binlerce gösterici, milislerin kontrol noktalarını kapatmaya başladığını, gazetecileri engellemeye çalıştığını, kasaba ve köylerdeki Hristiyanların gösteriye katılmasını engellediğini görünce şoke olmuşlardı.
Hristiyanlar ne yapmalı?
Hristiyanlar ve diğer bileşenler ortak bir paydada buluşmalı ve hareketlerini yerel ve uluslararası düzeyde örgütlenmelidir. Hristiyan kesimler (Keldani, Süryani, Süryani ve Ermeni) yanı sıra Yezidiler, Kakailer ve Türkmenler de şunu anlamalıdır ki, yalnız kalırlarsa kaybetmeye mahkumlar. Ancak birlik ve beraberlik içinde hareket edilirse büyük kazanımlar elde edilme şansları çok yüksek. Birliktelikleri aynı zamanda atalarının toprağında ve kadim vatanlarında kalmalarını garanti ediyor.
Hayatta kalmak mı yok olmak mı?
Birleşmiş Milletler ve Güvenlik Konseyinin de Irak'ta özellikle de Musul Vilayetin’de tehdit altında yaşayan Hristiyan topluluğunu koruma altına alması için somut adımlar atması önem taşıyor. En etkili çözüm ise bölge uluslararası toplum tarafından yakinen takip edilmesi ve korunmasıdır. Ayrıca Şengal Anlaşmasının da hayata geçirilmesi önemli. Böyle bir durumda harekete geçilmemesi, dünyanın en eski Hristiyan topluluklarından birini kaybetme riskiyle karşı karşıya. Uluslararası toplum, Irak'taki Hristiyanların Heşdi Şabi tarafından büyük bir tehditle ve devam eden soykırımla karşı karşıya olduğunu anlamalıdır.
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)