DEM Parti: Kayyum yöntem olarak sürdürülemez, Ahmet Özer'i serbest bırakın

Haber Merkezi - DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanması ve yerine kayyum atanması üzerine yaptığı değerlendirmede, "Kayyum bir yöntem olarak sürdürülemez. Bu rejimle bu ülke yönetilemez. Bir yerde hukuksuzluk, eşitsizlik varsa bu kartopu büyür ve hayatınızın her alanına sirayet eder. Esenyurt halkının iradesi olan Ahmet Özer'i serbest bırakın” dedi.

DEM Parti, Ahmet Özer'in tutuklanmasını protesto etmek amacıyla bugün Esenyurt'ta olağanüstü toplanacağını duyurdu.

DEM Parti Sözcüsü Doğan da bugün Parti Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.

"Kayyum bir yöntem olarak sürdürülemez” diyen ve Ahmet Özer'in serbest bırakmasını isteyen Doğan şu değerlendirmeleri yaptı:

“Yine bir şafak vakti kapılar kırılarak yapılan bir operasyon. Başka türlü yapılabilirdi tabii Ahmet Özer hakkında hukuka uygun bir soruşturma olsaydı. Denilmek istenen şudur: Yüzde 49 ile seçilmiş olabilirsiniz ama biz ne yaparız önce algı sonra medya ve güya yargı eliyle bir siyasi operasyon yaparız ve sizi belediye başkanlığını yapamaz hale getiririz. Verilmek istenen mesaj çok net. Siyaset medya yargı el ele operasyonlara devam ederiz.

Masumiyet karinesi çoktan tedavülden kalktı Türkiye'de. Bu irade gaspı kötülüktür yıkımdır talandır. Halk iradesini yok saymak demokrasiye olan güveni tamamen ortadan kaldırmak yok etmektir. Bu yüzden hep beraber ses çıkarmalı direnmeli, mücadele etmeliyiz.

Demokratik hakkımızı kullanarak demokrasiye ve hukuka uygun bir şekilde davranmak durumunda bırakmalıyız. Peki neden şimdi. Dünden yana bu konuşuluyor. Son gelişmelerle birlikte değerlendiriliyor.

"Niye Esenyurt Belediye Başkanı?"

Niye Esenyurt ve neden Ahmet Özer, niye Esenyurt Belediye Başkanı? Niye bu sorular soruluyor çünkü toplumsal uzlaşı ve barışa çok büyük bir ihtiyaç var bir yandan. 31 Mart sonrasında en çok konuşulan konu bu oldu ve bugüne kadar gündemin en sıcak başlıklarından biri toplumsal barışa uzlaşıya duyulan ihtiyaç. Çünkü tam da böyle bir zamanda tam da böyle bir anda demokratik muhalefetin güçlenmesinden korkuluyor ve bu korku ve panik ve telaşla bu tür siyasi operasyonlarla demokratik muhalefetin zayıflatılabileceği ve buradan Türkiye’nin kazanabileceği düşünülüyor. Ama Türkiye böyle kazanmıyor, kazanamıyor. Toplumsal barış ve uzlaşıya ihtiyaç duyulan tam da böyle bir zamanda demokratik muhalefetten korkuluyor. Böyle uygulamalarla demokratik muhalefetin dağılacağı sanılıyor. Türkiye böyle kazanmıyor.

“Siz DEM Parti'ye hangi hukuku işletiyorsunuz?”

Haziran'da Hakkari ile ilgili kayyumdan bahsettiğimizde Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Yargı kanunu değil, hukuku konuşturdu' demişti. Üzerinden aylar geçti, son gelişmelerle birlikte eğer aynı hukuku işletiyorsanız ve işletecekseniz, o günkü sorumuzu yine soruyoruz; siz muhalefete, DEM Parti'ye, Kürtlere hangi hukuku işletiyorsunuz.

Kent uzlaşısı iki partinin ittifakı değil. Bir yerleşim yerindeki tüm farklılıkların adayı olarak seçildi Ahmet Özer. Ama kamuoyunda gündeme gelen iddialar şöyle; suçu Kürt olmakmış, Vanlı olmakmış, Remzi Kartal ile aynı aileye mensup olmakmış, Kürt bir sanatçıya konser düzenlemekmiş. Ahmet Özer, 'Kaymakam ile birlikte açtık biz o konseri' diyor.

“DEM Parti olarak kurulan bu oyunu görüyoruz”

Toplumun bütün katmanlarının oyuyla seçilecek bir belediye başkanını hedef almak kent uzlaşısını ruhunu hedef almaktır. Hedef alınan şey birlikte yaşama ve yönetme modelidir. Projeleriyle göz dolduran dedik. Lütfen dönüp bakınız Esenyurt Belediyesi ve Ahmet Özer’in hesaplarına bakınız neler paylaşmış, ne vaat etmiş, nasıl bir modele hayata geçirmek istiyor. Hedef alınan çoğulculuk, kapsayıcılık, toplumcu belediyecilik anlayışı, demokratik ve katılımcı belediyecilik anlayışı. İşte rahatsız olunan konular tam da bu. Yerel Demokrasi. Bu başlıkları konuşmayalım istiyorlar.

Biz DEM Parti olarak kurulan bu oyunu görüyoruz. Bu kumpasları en iyi tanıyan siyasi partiyiz. Yıllardır aynı kötülükle bizleri yıldırmaya çalışıyorlar, taviz vermeye vazgeçirmeye çalışanlara sesleniyoruz. Bu tür oyunlar, kumpaslar, hileler, küçük hesaplar ne yazık ki Türkiye’ye kaybettiriyor. Kimseye kazandırmıyor. Buradan siyasi çıkar umanlar her şeye rağmen tüm tuzak, baskı ve zorluklara rağmen kayyumlardan tek tek geri aldığımız belediyeleri hatırlasınlar.

“Kayyum atanacağı haberlerini medyadan öğreniyoruz”

Cumhurbaşkanı dün dedi ki hukuksuzluğun olduğu yerde adalet olmaz. Daha başka bir hukuksuzluk nasıl olabilir. Kayyum atanacağını haberlerini, operasyonun detaylarını medyadan öğreniyoruz. Cumhuriyet belli bir şahsın, belli bir zümrenin, belli bir kitlenin, belli bir mezhebin, meşrebin etnik kökenin cumhuriyeti değildir. Bu cumhuriyet Türk’ün de olduğu kadar elbette Kürt’ün de cumhuriyetidir deniyor. Ama saatler geçmiyor bu cumhuriyetin belli bir zümrenin, kitlenin, mezhebin, meşrebin ve etnik kökenin Cumhuriyeti olduğu bizlere hissettirilmeye çalışılıyor.

“Ahmet Özer'i serbest bırakın”

Eğer iddialar buysa yaratılmak istenen suç Ahmet Özer'in Kürt kimliği üzerinden yaratılıyor. Kayyum bir yöntem olarak sürdürülemez. Bu rejimle bu ülke yönetilemez. Bir yerde hukuksuzluk, eşitsizlik varsa bu kartopu büyür ve hayatınızın her alanına sirayet eder. Esenyurt halkının iradesi olan Ahmet Özer'i serbest bırakın. Kayyum uygulamasından geri dönün. Yasa bunun tersine el verirken aksi bir uygulamayı tercih etmek farklı bir siyasi tercihi içerir."

“Adım atılırsa biz de istikameti görürüz”

Doğan açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını da cevapladı. Erdoğan'ın Devlet Bahçeli'nin "Öcalan" çağrısı hakkındaki açıklamalarını değerlendiren Doğan, “Konunun muhatabı Öcalan. Erdoğan da Bahçeli için 'Cesur çıkışıyla istikamet çizdi' dedi. Ancak biz istikameti şu anda göremiyoruz. Yalnızca endişeler artırılıyor. Salt açıklama ile sınırlı kalmamak gerekiyor. Adım atılırsa biz de istikameti görürüz" diye konuştu.