AYM Başkanı Zühtü Arslan'dan 'Kararlar uygulansın' çağrısı

30-10-2023
Etiketler AYM Can Ataklı Zühtü Arslan
A+ A-

Haber Merkezi - İzmir'de konuşan AYM Başkanı Zühtü Arslan, AYM'nin bireysel başvuru kararlarının uygulanması çağrısı yaptı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, AYM'nin Can Atalay kararını 6 gündür karar uygulamıyordu.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM), Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında verdiği hak ihlali kararının üzerinden 6 gün geçmesine rağmen Atalay'ın tahliyesine ilişkin kararı hâlâ uygulamazken konuyla ilgili AYM Başkanı Zühtü Arslan'dan açıklama geldi.

'Yeni ihlal kararı beklemeden karar vermeleri gerekir'

İzmir'de düzenlenen, "Adli Yargıda Bireysel Başvuru İhlal Kararları ve İhlalin Sonuçlarının Ortadan Kaldırılması Bölge Toplantısı"nın açılışında konuşan Arslan, AYM’nin bireysel başvuru kararlarına uyulması konusunda mahkemelere ve kamu gücünü kullanan tüm organlara çağrı yaparak, “Anayasa Mahkemesi’nden yeni bir ihlal kararı beklemeden kamu gücü kullanan organların burada belirlenen ilkeleri ve esasları dikkate alarak karar vermesi gerekir” dedi.

Zühtü Arslan sözlerini şöyle sürdürdü:

'Her toplumsal kesimden birey çaresiz ve kimsesiz olduğunu ifade ederek başvuru yapmaktadır'

“Bireysel başvuruda Türkiye’nin hemen her kesiminden herkes bir şekilde temel hak ve özgürlüklerini ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne gelebilmektedir. İşçisinden memuruna, öğrencisinden öğretmenine kadar. Patronundan, iş sahiplerine, politikacılara, gazetecilere kadar hemen her toplumsal kesimden bireyler, haklarının ve özgürlüklerin ihlal edildiğini ileri sürerek, başka bir ifadeyle çaresiz olduklarını ve kimsesiz olduklarını ifade ederek, Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapmaktadır. Anayasa Mahkemesi de bu başvuruları karara bağlamaktadır.“

'Bireysel başvurunun devrimci bir özelliği vardır'

“Anayasa Mahkemesi, bireysel başvurudaki kararları verirken, temel meseleleri temel anayasal meseleleri de ele almakta, konuya ilişkin ilkeleri standartları belirlemekte dolayısıyla sadece başvurucunun kişisel zararını gidermekle yetinmemektedir. Aslında bu Anayasa koyucunun bireysel başvuruyu getirme amacıyla da uyumludur çünkü Anayasanın 148. maddesindeki değişikliğin gerekçesine baktığımızda bireysel başvuru ihdas eden anayasa koyucu iradesine baktığımızda bunu açıkça görürüz. Bireysel başvurunun Türkiye’deki temel hak ve özgürlüklerin daha iyi korunması ve korunma standartlarının yükseltilmesi için getirildiği açıkça Anayasa koyucunun ifadesinde karşımıza çıkmaktadır. Peki temel hak ve özgürlüklerin standartları nasıl yükseltilecek? Temel hak ve özgürlükler anayasa koyucunun iradesi doğrultusunda daha iyi nasıl korunacak? Bu soruları cevaplandırmak için objektif etki kavramına değinmemiz gerekiyor. Bugün ve yarın tartışılacak temel konuda zaten bireysel başvuru kararlarını objektif etkisi. Ama ondan önce bir tespiti yapmamız gerekiyor.“

'Mahkemeler Anayasa’nın 138. maddesi uyarınca Anayasa’ya uygun karar vermek durumunda olan kurumlardır'

“Bireysel başvuruyla birlikte sadece Anayasa Mahkemesi değil, tüm hukuk sistemi bir dönüşüm yaşamıştır. Türkiye’de bu anlamda bireysel başvurunun devrimci bir özelliği vardır. Hukuk sisteminde hatta bir devrim yaratmıştır. Mesela hukukun anayasalaşması olarak ifade edilen bir süreç başlamıştır ve bu süreç çok önemli bir noktaya ulaşmıştır. İş hukukundan idare hukukuna, aile hukukuna kadar her alanda Anayasa artık çok daha fazla kullanılan bir üst norm haline gelmiştir. Bu hem doktrinde böyledir hem de yargı kararlarında böyledir. Peki bu beraberinde ne getirmiştir bu? Beraberinde Anayasa hükümlerinin yeknesak bir şekilde yorumlanması zorunluluğunu getirmiştir. Böyle bir ihtiyaç da olmuştur çünkü mahkemeler Anayasa’nın 138. maddesi uyarınca Anayasa’ya uygun karar vermek durumunda olan kurumlardır. Bunu yaptıklarında da kaçınılmaz olarak Anayasayı, Anayasal hükümleri yorumlamak durumundadır. Ve birden fazla yorumcunun olduğu yerde birden fazla yorum vardır.“

Ne olmuştu?

TİP Hatay Milletvekili Can Atalay, Gezi Davası'nda Osman Kavala ile birlikte yargılanan 8 sanıktan biriydi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Nisan 2022 tarihinde Gezi Davasında Osman Kavala'yı "hükümeti devirmeye teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Can Atalay'ın arasında bulunduğu 7 sanığı ise darbeye teşebbüse yardım suçundan 18 yıl hapis cezasına çarptırmıştı.

Can Atalay, cezaevinde tutuklu bulunurken 14 Mayıs seçimlerinde TİP'ten Hatay milletvekili seçildi. Ancak Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Atalay'ın yasama dokunulmazlığı bulunduğu gerekçesiyle yargılamada durma kararı verilmesi ve tahliye edilmesi talebini reddetti. Daire, 28 Eylül 2023 tarihinde Osman Kavala, Can Atalay, Mine Özerden, Çiğdem Mader, Tayfun Kahraman'ın cezasını da onadı.

AYM 12 Ekim'de Atalay'ın bireysel başvurusunu, bir üyenin dosyaya hazırlanamadığını beyan etmesi gerekçesiyle ertelemişti

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli