Dedeoğulları ailesinin katledilişinin birinci yıldönümünde mevlit okutuldu
Konya (Rûdaw) – 2021 yılının 30 Temmuz’unda Konya’da Mehmet Altun isimli bir kişi tarafından katledilen Kürt Dedeoğulları ailesinin 7 ferdi için mevlit okutuldu. Aile Cumartesi günü katledilişlerinin yıldönümünde mezarları başında anılacak.
Konya’da Kürt ailenin 7 üyesinin katledilişinin üzerinden bir yıl geçti. Katledişlerinin yıldönümü vesilesiyle Saraçoğlu Mahallesi’nde mevlit okutuldu. Yarın mezarları başında anılacaklar.
Mevlite Konya Valisi Vahdettin Özkan, Karatay İlçe Kaymakamı, Konya Emniyet Genel Müdürü, Dedeoğulları’nın yakınları ve avukatları katıldı.
Konya Müftüsü Doç. Dr. Ali Öğe yaptığı açıklamada, “Yüce Allah böylesi kara günleri bir daha bize göstermesin. Konya’da hepimiz bir arada kardeşçe yaşıyoruz. Acı ve tatlı günlerimizde bir aradayız. Bu kardeşçe yaşamın korunması için çabalayanlara teşekkür ederim” dedi.
“Bu dünyada da obür dünyada da bu davanın peşini bırakmayacağız”
Rûdaw’a konuşan Dedeoğulları ailesinin avukatı Abdurrahman Karabulut şunları söyledi:
“Malı uğruna, canı uğruna, zulme uğruyorsa, kendi canlarına bir kast oluyorsa, zulme baş eğmiyorsa ve bu uğurda canını ortaya koyuyorsa, hayatını kaybediyorsa hiç şüphesiz şehittirler. Bugün 7 şehidimiz var burada. Konya’da 7 şehidimizin katledilişinin birinci yıldönümü. Aile, maneviyatına hürmeten bugün ve yarın program düzenlediler. Bugün mevlit okutuluyor. Yarın da saat 11:30’da Saraçoğlu Mezarlığı’nda mezarları başında dua ve mevlit okunacak. Yine akabinde burada aynı şekilde mevlit verilecek.”
Kendisi ve meslektaşlarının ailenin yanında olmaya devam edeceğini kaydeden Karabulut, “Gerek bu dünyada gerek obür dünyada müvekkillerimizin haklarını savunmaya devam edeceğiz. Bundan da zerre kadar geri adım atmayacağız. Olayın arkasında kimler varsa ortaya çıkarmak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz” dedi.
Tetikçinin tek başına olmadığının anlaşıldığını dile getiren Abdurrahman Karabulut, “Arkasında yardım edenin var olduğu anlaşılıyor. Bu dünyada obür dünyada da bu davanın peşini bırakmayacağız.” İfadelerini kullandı.
“Çok ciddi delilere ulaştık”
Önümüzdeki ay görülecek duruşmaya ilişkin ise avukat Karabulut şu bilgileri verdi:
“Çok ciddi deliller yakaladık. En önemli delillerden bir tanesi, tetikçi olay mahalline geliyor ve bir ara ayrılıyor. Bir ara kendi telefonunu bir başkasına veriyor. Katliam anında telefonu olay mahalline 120 km mesafedeki Bozkurt ilçesinde sinyal veriyor. Burada çok net anlaşılan bir şey var. Eğer kamera kayıtları olmasaydı, diyecekti ki ‘Olay esnasında ben Bozkurt ilçesindeydim’. Dolayısıyla o telefonu alan ve ona yardım eden birileri var. Biz bunu tespit ettik ama kim olduklarına dair çok ciddi şüphelerimiz var. Bunları biz ortaya çıkartacağız.
İkincisi; katliamdan iki gün sonra yani üçüncü gün, tetikçinin 45 dakika boyunca emniyetle görüşmesi var. Bir yıl boyunca biz, bu ses kayıtlarının peşindeyiz. Soruşturma aşamasında. Dosyadan bu delilleri bir el bir şekilde almış. Ancak bir sayfasını unutmuşlar. Israrla istememize rağmen dosyaya konmuş değil. “
Dedeoğulları avukatı Abdurrahman Karabulut, “Bu tür katliamlar ülkeyi karıştırabilecek, kin ve nefret tohumları ekebilecek, ırkçı katliamlardır. Ülke yüzyıldır bunlara şahittir. Bir daha olmaması için bunların en yüksek cezayı almaları için elimizden geleni yapacağız. Ve bu yaklaşımı yargı makamlarından da bekliyoruz. Bu ve buna benzer vakalar, saldırılar, katliamlar olmaması adına sert cezalar verilme gayreti gösterilmelidir” dedi.
Ne olmuştu?
30 Temmuz’da merkez Meram ilçesinde Yaşar Dedeoğulları'nın evini basan Mehmet Altun, aile üyelerine tabancayla ateş etmişti.
Saldırıda Yaşar Dedeoğulları, eşi İpek Dedeoğulları, çocukları Serap Dedeoğulları, Serpil Dedeoğulları, Sibel Dedeoğulları, Metin Dedeoğulları ve Barış Dedeoğulları yaşamını yitirmişti.
Evdeki güvenlik kamerası görüntülerinde Mehmet Altun'un yerde yatan yaralılara tekrar ateş açtığı ve saldırının ardından evi ateşe verdiği görülmüştü.
Olayın ardından kiraladığı araçla kaçan Altun, 4 Ağustos'ta memleketi Bozkır ilçesi Üçpınar Mahallesi'nde tutuklandı.
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı soruşturma kapsamında aralarında Mehmet Altun'un da bulunduğu 11 kişi hakkında iddianame hazırlandı.
İddianamede, katil zanlısı Mehmet Altun hakkında “canavarca hisle tasarlayarak 7 kişiyi kasten öldürme” suçundan 7 kez 'ağırlaştırılmış müebbet' hapis cezası isteniyor. Ayrıca olayın ardından evin bazı noktalarına yanında getirdiği bidondaki benzini döküp ateşe verdiği iddiasıyla “yakarak mala zarar verme” suçundan 1 yıldan 9 yıla kadar, “nitelikli olarak konut dokunulmazlığı” suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar, “6136 Sayılı Kanuna Muhalefet” suçundan da 5 yıldan 8 yıla kadar yargılanması talep edildi.
İddianamede, bir süre tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen sanıklar Altun'un eniştesi Lütfi Keleş ile ablası Ayşe Keleş, yeğeni Ali Keleş, Yahya Çalık, İbrahim Keleş, Ramazan Çalık, Ali Çalık, Veli Keleş, oğlu Ali Keleş ve akrabaları Ali Keleş hakkında “canavarca hisle tasarlayarak 7 kişiyi kasten öldürmeye azmettirme”, “yakarak mala zarar vermeye azmettirme” suçlarından yargılanmaları istendi.
Daha önce de saldırıya uğramıştı
30 yıl önce Kars’tan Konya’ya göç eden Dedeoğulları ailesi, 12 Mayıs 2021'de de çoğu komşuları tarafından toplanan 60 kişilik bir grubun saldırısına uğramış, saldırıda tüm aile fertleri ağır yaralanmıştı.
Katliamda hayatını kaybeden Yaşar Dedeoğulları, 12 Temmuz’da Rûdaw'a saldırıyı şu sözlerle anlatmıştı:
“12 Mayıs günü bayram gecesi bu çalıların arkasında saklanmışlardı. Oğlum dışarıda bağırdıklarını, küfrettiklerini söyledi. Bahçeye çıktığımızda 30 kişi falan demir kapıdan diğerleri de bahçedeki kumlardan atlayarak geldi. Ali Keleş, Veli Keleş, Ayşe Keleş, Yahya Çalık, Lütfi Keleş, Ali Çalık eşi ve oğulları Ramazan bunların içerisindeydi. Biz 7 kişiyiz hepimiz de yaralandık. Oğlum 4 gün yoğun bakımda kaldı. Kızımın da parmağını kırdılar, kafası kırıldı, o da 4 gün hastanede kaldı. Benim de kolumu ve kafamı kırdılar. Başıma 25 dikiş atıldı. Saldırırken de en hafif sözleri şuydu; ‘biz ülkücüyüz sizi buradan süreceğiz, sizi burada yaşatmayacağız’ diyorlardı. 12 yıldır bize bunu söylüyorlar. Keleşler ve Çarıklar aileleri etraftan da birilerini toplamış getirmişlerdi, diğerlerini tanımadım.”