Erdoğan: Finlandiya'nın NATO'ya üyeliğiyle ilgili farklı bir mesaj verebiliriz, İsveç şok olacak

Haber Merkezi – Erdoğan "İcabında Finlandiya'yla ilgili farklı mesaj verebiliriz. Verdiğimiz zaman İsveç şok olacak. Ama aynı yanlışı yapmaması lazım" dedi. Ayrıca ABD'ye F16 ve F35 konularında “Sözünüzde durmadınız, bunun bir bedeli olacak” şeklinde tepki gösterdi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bilecik'te düzenlenen bir programda gençlerin sorularını cevapladı.

Geçtiğimiz günlerde Kur'an-ı Kerim'in yakıldığı İsveç'e NATO kapılarını kapayan Erdoğan, Finlandiya'nın üyeliğiyle ilgili farklı bir sinyal verdi.

İsveç'in NATO üyeliği süreciyle ilgili bir soruya cevap veren Erdoğan, "İcabında Finlandiya'yla ilgili farklı mesaj verebiliriz. Verdiğimiz zaman İsveç şok olacak. Ama aynı yanlışı yapmaması lazım" diye konuştu.

Bir öğrenci, İsveç Kralı Demirbaş Karl'ın 5 yıl Osmanlı Devleti'ne sığındığını, Osmanlı Devleti'nin de kendisini en iyi şekilde ağırlayarak misafirperverliğini gösterdiğini anımsatarak "Siz de yaptığı yardımlardan dolayı İsveç'in Osmanlı'ya gönderdiği teşekkür mektubunu İsveç Başbakanı'na hediye ederek, 'Tarih ibret alınırsa tekerrür etmez' demiştiniz. Ancak Cumhurbaşkanım bunlar sanırım çok ibret almamışlar. İsveç Başbakanı sizin söylediklerinizi pek anlamamış gibi duruyor. Neler söylemek istersiniz?" diye sordu.

"Türkiye 40 yıl önceki Türkiye değil"

Erdoğan, gencin sorusuna ilişkin şunları söyledi:

 "İşte, orada tabii bir eksik var. İsveç Başbakanı Osmanlıcayı bilmiyor, Türkçeyi hiç bilmiyor. Biz tabii kendisine bunları bu şekilde anlattık. Dedik ki 'Bak, eğer siz illa NATO diyorsanız, NATO'ya girebilmeniz için bu teröristleri bize iade edeceksiniz. Eğer bu teröristleri bize iade etmezseniz, 120 kişilik bir liste verdik, kusura bakmayın.' Tabii bunlar o gün bugün bizimle kendilerine göre 'Yok anayasa değişikliği yaptık, yok şunu yaptık, yok bunu yaptık.' kendilerine göre dalga geçiyorlar. Bunlar Türkiye'yi tanıyamadılar. Zannediyorlar ki 20 yıl, 30 yıl, 40 yıl önceki Türkiye bugünkü Türkiye. Değil.

"Farklı bir mesaj verebiliriz, İsveç şok olacak"

Bak, ben bu akşam buradan bir şey söyleyeyim; biz icabında Finlandiya'yla ilgili farklı bir mesaj verebiliriz. Finlandiya'yla ilgili farklı mesajı verdiğimiz zaman İsveç şok olacak. Ama Finlandiya da aynı yanlışı yapmaması lazım."

"Cibiliyetlerinin ne kadar bozuk olduğunu gösterdiler"

Erdoğan, İsveç'te Kur'an-ı Kerim'in yakılmasına ilişkin de şöyle konuştu: "Ziyarete geldiklerinde de doğrusu ben Başbakanı olumlu bir insan olarak gördüm ama maalesef yani Kitabullah'ı, Kur'an-ı Kerim'imizi affedersin yakacaklar, etrafında da kimler var? Korumalar var, polisler var. Ya benim ecdadım Osmanlı; İncil, Tevrat, böyle bir şeyi yakma eylemine girenleri inim inim inletmiş. Yani şu anda Türkiye olarak, onlar böyle yaptı diye biz karşıtını mı yapalım? Hayır, biz yapmayız. Bizim aldığımız terbiye bu değil. Farklıyız biz. Onlar Kur'an'ımızı yakmak suretiyle İslam'ı mı bitirdiler? Kitabullah'ın koruyucusu Rabb'imizdir. Bunlar sadece cibilliyetlerinin ne kadar bozuk olduğunu gösterdiler. Aynı şeyi Danimarka yaptı. O da aynı, değişen bir şey yok. Ama biz dik duracağız, sağlam duracağız ve Kitabımıza, aynen nasıl ki Peygamber Efendimiz, 'Onun koruyucusu Allah'tır.' buyurdu, biz de şu anda biliyoruz ki koruyucusu Allah'tır. Elimizden geleni her zaman yapacağız."Gençlere seslenerek, dünyada milyonlarca hafız olduğunu unutmamalarını söyleyen Erdoğan, "Niye? Kur'an-ı Kerim'in işte bunlar koruyucularıdır. Bu, Allah'ın izniyle kıyamete dek bu şekilde de devam edecek. Bunlar cahil, sapık. Zannediyorlar ki 'Biz Kur'an-ı Kerim'i yaktık, iş bitti.' Bitmez. Kur'an-ı Kerim bizim hafızalarımızda kayıtlı. Buralarda kayıtlı. Bizim imanımızı çok daha güçlü hale getirecek." ifadelerini kullandı.

"Uluslararası siyaset dürüstlük üzerine inşa edilmeli"

Programın soru-cevap bölümünde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a son soruyu tarihçi-yazar Prof. Dr. Tufan Gündüz yöneltti.

Atatürk'ün, "Bugün Sovyetler bizim müttefikimiz olabilir ama onun hep böyle devam edeceğini kimse garanti edemez. Sovyetler'in hakimiyeti altında bizim kardeşlerimiz yaşıyorlar. Bir gün onlar bağımsız olacaklardır. Biz ülke olarak buna hazır olmalıyız. Ancak bu hazırlık durup beklemek değildir. Onlarla dil ve din kardeşliğimiz var, bunu görmeliyiz ve tarihi olayların bizi ayırdığı kardeşlerimizle bütünleşmenin yollarını aramalıyız." sözlerini hatırlatan Gündüz, 1990'lı yıllarda Sovyetler Birliği'nin dağıldığını ve Türk Cumhuriyetlerinin kurulduğunu ancak Türk Cumhuriyetleriyle ilişkilerin gelişmesinde çok yavaş bir sürecin işlediğini ifade etti.

Son 20 yılda bu sürecin zirve noktaya taşındığını, bu süreçte kendisini en çok heyecanlandıran 3 konu olduğunu dile getiren Gündüz, "Birincisi Azerbaycan'ın yüzde 30 topraklarının kurtarılması. İkincisi Semerkant'ta yapılan toplantıda daha üst düzey bir ilişkiye evrilmesi konusunda aldığınız kararlar. Ve üçüncüsü Fransa Cumhurbaşkanına şaka gibi de olsa 'Sayın Macron, istiyorsanız sizi de Türk birliğine alalım.' sözünüz oldu. Bu söz beni o kadar çok heyecanlandırdı ki geleceğe dönük bir ümide kapıldım. Siz Türk Cumhuriyetleriyle güçlü bir siyasi ittifakın, birlikteliğin, belki de Turan'ın gerçekleşeceğine inanıyor musunuz?" sorusunu yöneltti.

"Fransa'nın başındaki zat, inanın o devletin başında olma müktesebatına sahip değil"

Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu soru üzerine, şunları kaydetti:

"Aslında Fransa'nın başındaki zat, inanın o devletin başında olma müktesebatına sahip değil. Bakın bunlar şu anda Afrika ülkelerini sömürüyorlar. Mali, şu anda Fransa'yla tamamen kopma durumunda. Burkina Faso süre verdi, 'Sana bir ay müsaade. Bir ay sonra biz burada Fransız askeri görmek istemiyoruz.' dedi. Ve öyle zannediyorum ki Togo, onlar da gönderecekler. Ve Afrika'da itibarını süratle kaybediyor. Kendileriyle biz de birçok görüşmelerimiz, uluslararası toplantılarda filan oldu ama dürüst değil. Açık konuşuyorum. Şu anda bizim bu konuştuklarımızın hepsi oraya varacak. Ama dürüst değil, biz de istiyoruz ki yani uluslararası siyaset dürüstlük üzerine inşa edilmeli. Dürüstlüğün olmadığı yerde itibar olmaz. Tabii dünyada buna benzer liderler çok. İşte Akdeniz'de bu Yunanistan'la olan ilişkilerde maalesef Türkiye'yi görmezlikten gelip onlarla farklı ilişkilere giriyorlar. Ve kendisine benim -özel benim dünyamda kalsın- söylediğim çok farklı ifadeler var. Bir insan kendini olgunlaştıracak, oluşacak vesaire. Şu anda parlamentoda kendi itibarını kaybetti. Sadece başkanlık görevinde kaldı. Fransa devamlı itibar kaybediyor, uluslararası camiada da itibar kaybediyor."

Rusya'yla ilişkiler, S400 ve F-35 meseleleri

Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkilere değinen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Rusya'yla bizim ilişkilerimizde karşılıklı bir itibar var, saygı var. Benim Sayın Putin'le ilişkilerim dürüstlük üzerinedir. Tataristan'dan Dağıstan'a vesaire bütün bu bölgelere varıncaya kadar, bizim oralardaki ricalarımızın bir karşılığı var. Şu anda Suriye'nin kuzeyindeki gelişmelerde tabii istediğimiz neticeyi her ne kadar alamıyorsak da ama diyoruz ki 'Gelin şimdi üçlü bazı toplantılar yapalım.' Nedir bunlar? İşte üçlü olarak Rusya, Türkiye, Suriye bir araya gelelim. Hatta hatta İran'ı da buna katabiliriz. İran da gelsin. Görüşmelerimizi bu şekilde yapalım ve bölgeye bir huzur gelsin. Bölge şu andaki yaşadığı sıkıntıları yaşamasın. Ve burada da biz netice aldık, alıyoruz ve alacağız."

"F-16'ları vermiyorsanız bunu bir bedeli olacak"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, S400 konusuna ilişkin ise "S400'ler konusunda bizi çok tehdit edenler oldu; 'İlla S400'leri vereceksin.' Hayır vermeyiz. S400'leri biz aldık. Şu anda bizim cebimizde ama siz bize verdiğiniz sözü yerine getirin. Nedir o? Şimdi biz F-16'larla ilgili, biz sizden bunu istiyoruz ama siz vermiyorsunuz. F-35 dediniz, sözünüzde durmadınız. Parasını yaklaşık 1 milyar 400 milyon ödeme yaptığımız halde siz bunun bize karşılığını vermiyorsunuz. Vermiyorsanız, o zaman bunun da bir bedeli olacak. Biz yani bir Müslüman Türk olarak verdiğimiz sözde dururuz ama karşımızdakilerden de bunu bekleriz." değerlendirmesinde bulundu.

Türki Cumhuriyetleriyle ilişkilerin her geçen gün arttığını belirten Erdoğan, "Bizim başta Azerbaycan olmak üzere yani hiçbir zaman yalnız bırakmadık, bırakmayacağız. Sadece tabii Türk Cumhuriyetleri değil aynı zamanda bizim şu anda özellikle güneyde Libya'yla ilişkiler konusunda da aynı kararlılıkla onların huzuru için de elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Türk Cumhuriyetlerinde de yani Azerbaycan, Kırgızistan, Kazakistan, Türkmenistan, Tacikistan hepsiyle münasebetlerimizi en güzel şekilde sürdürüyoruz, sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.