Haber Merkezi - HAK-PAR, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, PKK lideri Abdullah Öcalan’a yaptığı çağrının ardından başlayan tartışmalarla ilgili Diyarbakır’da açıklama yaptı.
HAK-PAR Diyarbakır İl Başkanı Mustafa Okumuş tarafında yapılan açıklamada, HAK-PAR olarak öteden beri PKK’nin silah bırakmasını savundukarı belirtildi.
Açıklamada silahlı mücadelenin çözüm üretmediği bu nedenle PKK’nin silah bırakmasını savundukları kaydedildi.
PKK’nin silah bırakmasıyla Kürt sorununun çözülmüş sayılamayaağını ifade eden Okumuş, “Ancak PKK'nin silah bırakması ile Kürt sorununun adil, barışçıl ve eşitlik temelindeki çözümünü birbirine karıştırmamak gereklidir. Mevcut iktidar PKK'nin silah bırakmasıyla Kürt sorununun biteceğini düşünüyorsa fena yanılıyor demektir” dedi.
Diyarbakır HAK-PAR il örgütü, yaşanan son gelişmeler ile ilgili bugün il örgütü binasında basın toplantısı gerçekleştirdi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Uzun süredir Ortadoğu adeta barut fiçısı gibi sürekli kaynamaktadır. İsrail_Filistin çatışması, İsrail-İran çatışması ve nihayet İsrail'in Hamas ve Hizbullah liderlerine yönelik suikastlar bölgeyi ciddi bir değişimin eşiğine doğru sürüklemektedir. Ateş tüm Ortadoğu'yu saracak minvalde gelişmektedir.
Bu gelişmeler hiç kuşkusuz Kürtleri de etkilemekte ve dört parçadaki Kürtler açısından da "değişim" kaçınılmaz hale gelmektedir. Bu gelişmelerin ve değişimin Kürtlerin lehinde olması kuşkusuz ancak Kürtlerin doğru bir siyaset izlemeleriyle mümkündür.
“Şiddet Kürt sorununu terörize etmektedir”
Anayasa değişikliği yaparak iktidarını sürdürmek isteyen ancak gün geçtikçe güç kaybeden bugünkü iktidar, bir yandan Kürtleri yanına alarak arzu ettiği Anayasa değişikliğini gerçekleştirmek, öte yandan Kürtlerin lehine olabilecek gelişmeleri engellemek için harekete geçmiş görünmektedir.
Bunun sonucu olarak MHP Genel Başkanının Abdullah Öcalan'a açık çağrısı ve AKP ve liderinin sessiz kalarak bu çağrıya destek vermesi Kürt sorununu yeniden başat tartışma konusu haline getirmiştir.
Biz HAK-PAR olarak geçmişte olduğu gibi bugün de ifade ediyoruz ki PKK silah bırakmalıdır. Kürt Sorununun adil, barışçıl ve eşitlikçi çözümü şiddetten geçmemektedir. Şiddet Kürt sorununu terörize etmektedir. Kürt sorununun çözümünü istemeyen karanlık güçlerin elini güçlendirmektedir. Şiddet dün olduğu gibi bugün de çözüm değildir.
Ancak PKK'nin silah bırakması ile Kürt sorununun adil, barışçıl ve eşitlik temelindeki çözümünü birbirine karıştırmamak gereklidir. Mevcut iktidar PKK'nin silah bırakmasıyla Kürt sorununun biteceğini düşünüyorsa fena yanılıyor demektir. Kürt sorunu PKK ile başlamadı, onun silah bırakmasıyla da bitmez. Zira Kürt sorunu Ortadoğu'da dört parçaya bölünmüş 40 milyonu aşkın nüfusu olan bir halkın sorunudur. Bu sorun aynı zamanda Kürtlerin statüye sahip olup olmaması sorunudur.
Mevcut iktidar ve ortaklarının Kürt sorununun büyüklüğü karşısında günübirlik ve palyatif adım atarak bir yere varamayacaklarını anlamaları gerekir. Kürt sorunu ancak bütün Kürt partilerinin, STK'ların, aydınların ve sözü olan tüm kesimlerin ortak mutabakatıyla çözülür. Son yapılan çağrı hiç kuşkusuz Kürt sorununun çözümüne ilişkin bir çağrı değildir. Bu çağrının bu nitelikte bir çağrı olmadığını Kürt sorunuyla ilgili bütün kesimler bilmektedir.
Her şey bir yana Biz HAK-PAR olarak PKK'nin silah bırakmasını önemsiyoruz, sonuna kadar savunuyor ve destekliyoruz. Ancak Kürt sorununun adil, barışçıl ve eşitlikçi çözümünün silah bırakmaktan ibaret olmadığını, Kürt sorununun ancak Kürtlerin bir statüye sahip olmasıyla çözülebileceğini savunuyoruz.
“HAK-PAR çözümün en uygun yolunun federasyon olduğunu savunuyor”
Bunu programına alan bir parti olarak HAK-PAR çözümün en uygun yolunun federasyon olduğunu savunuyor. Bir kez daha çağrımızı yineliyoruz.
Kürt sorununun adil, barışçıl ve eşitlikçi çözümü için gerekli zemin bir an önce hazırlanmalı, Kürtlere yönelik ırkçı şoven ve asimilasyoncu yaklaşımlardan uzak durulmalıdır.
Kürtlerin ulus olduğu gerçeğinden hareketle sahip olması gereken haklarının tanınması yönünde atılacak her adımı destekleriz. Biz HAK-PAR olarak bu süreçte üzerimize düşen ne katkı varsa sunmaya hazırız.”