İHD: 80 yaşındaki tutuklu Makbule Özer’in yaşam hakkı ihlal ediliyor
Erbil (Rûdaw) - Dört aydan beridir tutuklu bulunan Makbule Özer’in (80) sağlık durumunun iyi olmadığını, buna rağmen serbest bırakılmadığını belirten İHD Van Şube Başkanı Mehmet Karataş, “Devletin Kürt tutuklulara karşı politikası çok sert. Makbule ve Hadi Özer’in yaşam hakkı ihlal ediliyor” dedi.
Van’ın Edremit ilçesinde “örgüte yardım” iddiasıyla mahkemenin verdiği 2 yıl 1 aylık hapis cezası nedeniyle 9 Mayıs’ta tutuklanan Makbule Özer (80) ve Hadi Özer (79), Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuluyordu.
Makbule Özer, 24 Ağustos’ta tedavi amacıyla İstanbul Adli Tıp Kurumu’na (ATK) sevk edildi. Makbule Özer’in oğlu Medeni Özer, ATK’nın Kürtçe tercüman olmadığı için annesini dinlenmeden cezaevine geri gönderildiğini söyledi.
Rûdaw’a konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şube Başkanı Mehmet Karataş, “Makbule Özer şu an çok hasta. Daha önce Covid-19 hastasıydı ayrıca kemikleri eriyor. Bu nedenle kemikleri kırılıyor. Buna rağmen serbest bırakılmıyor. Çünkü devletin Kürt tutuklulara karşı tavrı çok sert” dedi.
Karataş, “Devlet 80 yaşında da olsa, 90 yaşında da olsa sürekli cezaevlerinde kalmalarını istiyor. Bu nedenle devlet Hadi ve Makbule Özer’i bırakmayacağını söylüyor. Özer çiftinin yaşam hakkı ihlal ediliyor” diye ekledi.
Ailenin avukatı Dilan Kunt da ATK’nın, “Kürtçe tercüman yok” diyerek Özer’in şikayetlerini dinlemediğini aktardı.
Kunt, durumu giderek kötüleşen Özer’in alerjik reaksiyonlarının arttığını, vücudunun morardığını ve hapishanede tek başına yaşamını idame ettiremediğini vurguladı.
Ailenin avukatı, ev hapsi taleplerinin de kabul edilmediğini söyledi.
Adalet Bakanlığı’ndan açıklama
Öte yandan Adalet Bakanlığı, Makbule Özer'le ilgili Kürtçe tercüman olmadığı gerekçesiyle şikayetinin dinlenmediği şeklindeki açıklamaları reddetti.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, "24 Ağustos Çarşamba günü kurumumuza muayene için Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gönderilen hükümlü Makbule Özer'in Adli Tıp Üçüncü İhtisas Kurulu tarafından yapılan muayenesinde hekimler ve hasta arasında herhangi bir iletişim sorunu yaşanmamış, muayenesi sırasında kendisinden istenen hareketleri anlamış ve doğru bir şekilde uygulamış, bu nedenle tercüman ihtiyaç duyulmamış, kendisinin ve avukatının da tercüman talebi olmamıştır" denildi.
Açıklamada, "Ayrıca kururmumuzda ihtiyaç halinde bilirkişi olarak İngilizce, Almanca, Fransızca, Rusça, Arapça, Kürtçe, Lazca vb birçok dilde tercümanlık yapabilecek personel ve hekim bulunmakta” ifadelerine yer verildi.