Erdoğan: Darbecilerin çizdiği sorunlu anayasayla yola devam edemeyiz
Haber Merkezi – Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Üzerinden değil 64 sene asırlar bile geçse darbecileri unutmayacağız ve affetmeyeceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 27 Mayıs askeri darbesinin 64’üncü yıl dönümünde düzenlenen "Türkiye Yüzyılı Anayasası Sivil Anayasa Güçlü Türkiye Sempozyumu"nda konuştu.
Erdoğan konuşmasına 27 Mayıs 1960 darbesinin ardından idam edilen Adnan Menderes'i, Hasan Polatkan'ı ve Fatin Rüştü Zorlu'yu anarak başladı.
Yassıada Mahkemeleri'nde türlü baskı ve işkenceye maruz kalan üç devlet adamının isimlerini milletin gönlüne "şehit" ve "milli irade kahramanları" olarak yazdırdığını belirterek, "Üzerinden değil 64 sene, asırlar bile geçse darbecileri unutmayacağız ve affetmeyeceğiz. Sokakları karıştırarak darbeye zemin hazırlayanları, 'kıyma yaptılar' diyerek ahlaksızca üniversite öğrencilerini kışkırtanları dilinden ve kaleminden kan damlayan sözde hukukçuları unutmayacağız ve affetmeyeceğiz” diye konuştu.
Erdoğan, "27 Mayıs darbesi adım adım uygulanan bir provokasyonun sonucudur. 14 Mayıs 1950 seçimleriyle birlikte Türkiye'de yeni bir dönem başlamış ilk kez milletin özgür iradesiyle bir parti iktidara gelmiştir. Demokrat Parti iktidarı, on yıllar süren tek parti dönemi sultası sonrasında millete umut vermiş, özgüven aşılamış, ülkemiz genelinde bir kalkınma hamlesinin başlamasına vesile olmuştur" diye konuştu.
Darbenin start düğmesine 6-7 Eylül olaylarıyla basıldığını belirten Erdoğan, "Ardından ülkemizin farklı illerinde provokasyonlar, kavgalar, protestolar doğrudan toplumsal fay hatlarını kaşıyan gerilimler yaşanmıştır. Darbeden 3 sene önce Menderes'e 'Zıddıma gittiğinizde yapamayacağım yoktur' tehdidinin özellikle baş mimarları, darbeye uygun ortam hazırlamak için üç yıl boyunca uğraştılar, didindiler. Ellerinden geleni ardlarına koymadılar" ifadesini kullandı.
“AK Parti'nin iktidar olduğu 22 yıllık süre zarfında defalarca sahnelenmeye çalışıldı”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "27 Mayıs planı, AK Parti'nin iktidar olduğu 22 yıllık süre zarfında da açık söylüyorum, defalarca sahnelenmeye çalışıldı. Türk siyasi tarihinin en fazla darbe girişimine maruz kalan hükümetiyiz. Anadolu ihtilalini içlerine sindiremeyenler, milli iradeyi gasbetmek için 22 yıl boyunca her yolu denediler" değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ordu göreve' pankartlarıyla açıkça darbe çağrısı yaptılar. Cumhuriyet mitingleriyle belli hassasiyetleri kaşımaya çalıştılar. 27 Nisan Bildirgesi'yle siyaset kurumuna ayar vermeye kalktılar. Önce 7 Şubat MİT krizi, ardından 17-25 Aralık girişimiyle seçilmiş iktidarı alaşağı etmeye yeltendiler. Gezi olaylarıyla sokaklarımızı terörize etmek istediler. Hendek ve çukur terörüyle şehirlerimizin huzuruna kastettiler. Kanlı terör eylemleriyle, devletle millet arasına nifak sokmaya çalıştılar. En son 15 Temmuz darbe teşebbüsüyle doğrudan şahsımızı, ailemizi, milli iradenin tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ve aziz milletimizin bizatihi kendisini hedef alacak kadar gözlerini kararttılar."
Yeni anayasayla tüm bu kazanımları daha da öteye taşımayı hedeflediklerini belirten Erdoğan, Türkiye'nin siviller eliyle yapılmış kuşatıcı ve özgürlükçü bir anayasaya olan ihtiyacını uzun süredir dile getirdiklerini söyledi.
Yeni anayasaya Türkiye'nin niçin lüzum duyduğunu, yeni anayasayla neyi murat ettiklerini farklı vesilelerle kamuoyuyla paylaştıklarına dikkati çeken Erdoğan, "Malumunuz olduğu üzere, anayasa normlar hiyerarşisinin tepesinde yer alır. Bu yönüyle devleti, devlet organlarını ve bu organların birbiriyle olan münasebetlerini tayin ve tespit eder. Anayasalar birer toplum sözleşmesi olarak devlet ve toplum arasında fikri ve duygusal bağlar kurulmasına da hizmet eden yazılı belgelerdir. Serbest ve demokratik seçimlerle milleti temsile yetkili kılınmış, egemenliği millet adına kullanmaya yetkili kurumlar tarafından yapıldıkları takdirde anayasalar, bu bağı tam manasıyla kurabilirler" dedi.
Erdoğan, "1921 ve 1924 Anayasalarını bir yana bırakırsak, bütün anayasalarımız vesayetçilerin direktifiyle yapıldı ve halka empoze edildi. Elbette her iki anayasa sandıkta milletten evet oyu aldı. Fakat hem 1961 Anayasasının hem de 1982 Anayasasının hazırlanma ve onay sürecinde milletin iradesi serbest biçimde tecelli etmedi. Milletimiz 'evet' oyunu bu iki anayasanın kendisine getirdiklerinden ziyade, darbecilerin ülkenin başından bir an önce gitmesi için vermiştir" şeklinde konuştu.
"Birçok asli unsurunun problemli olduğunu herkes kabul ediyor"
Darbe anayasalarının, şekil şartları taşısalar bile toplumsal meşruiyet açısından sorunlu olduklarının öncelikle kabul edilmesi gerektiğini kaydeden Erdoğan, "Anayasalarımız içinde vesayetin en fazla nüfuz ettiği 1961 Anayasasıdır. Her ne kadar belli ideolojik çevreler 61 anayasasını en özgürlükçü olarak pazarlasalar da esas itibarıyla 27 Mayıs rejimini kurumsallaştırmıştır. 1961 Anayasasının millete ve milli iradeye zorla giydirdiği deli gömleği 1982 Anayasasıyla daha da sıkılaştırılmış, daraltılmıştır. Bizim dönemizdekiler dahi 82 Anayasasında yapılan 20'den fazla değişiklikle bu gömleğin iplerinin biraz olsun gevşetilmesini sağladık" diye konuştu.
Erdoğan, "Türkiye'nin mevcut darbe anayasasına mahkum edilmesi, demokrasimizin rüştüne dair şüpheleri besliyor, siyaset kurumuna olan güveni zedeliyor, elitlerin ve vesayet yanlılarının halka rağmen halkçılık iştahını diri tutuyor" dedi.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çerçevesini darbecilerin çizdiği, dili sorunlu, dili mutabakattan ziyade elitlerin uzlaşısını yansıtan mevcut anayasamızla yola devam edemeyiz. Cumhuriyet'imizin 100'üncü yılının darbe anayasasıyla geçirilmesi zaten siyaset kurumu adına büyük bir mahcubiyet kaynağıdır. Sırf birilerinin konforu bozulmasın diye bu utancı milletimize daha fazla yaşatamayız. Bugün Türk demokrasisi, yeni ve sivil anayasa yapma eşiğini aşacak güce, kudrete, olgunluğa fazlasıyla sahiptir. İçinde bulunduğumuz 28'inci Yasama Dönemi'nde siyaset müessesesinin yeni anayasa yapmasının milli bir ödev olduğuna inanıyorum. Türkiye'ye tarihinin en büyük demokrasi zaferlerini kazandırmış bir iktidar olarak, biz yapıcı ve uzlaşmacı tavrımızı sonuna kadar koruyacağız. Muhalefetteki muhataplarımızın da ülkemizi darbe anayasasına mahkum ve mecbur etmekte ısrarcı olmayacaklarını düşünüyorum."