Akşener kürsüden Kavala’ya destek verdi: Yaşasın hürriyet, kahrolsun istibdat
Haber Merkezi - İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Gezi Parkı davasından yargılanan iş insanı Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesi ile diğer sanıklar hakkında hapis cezasının yanı sıra tutuklama kararı verilmesini sert sözlerle eleştirdi.
Hükümeti otoriterlikle suçlayan Akşener Osman Kavala’ya ve Gezi sanıklarına hapis cezası kararı nedeniyle, “Yaşasın hürriyet, kahrolsun istibdat” dedi.
Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu. Gezi Parkı gösterilerini “milli şuurun ayağa kalkması” olarak tanımlayan Akşener, “Türk gençlerinin bu direnişi çaresizlere umut olmuştur. Ülkemizi tek adama mahkum edenlere karşı olmuştur. Gençlerimiz uğruna ölecekleri vatanları bir grup meczup elinde parçalanmasın diye bu direnişi gerçekleştirmiştir. Bu yönüyle gezi bir protesto değil, milli şuurun ayağa kalkmasıdır. Yaşasın hürriyet kahrolsun istibdat. Bugün meselemiz hürriyet için istibdat karşısında durabilmektir. Bu yönüyle Gezi, Türk gençliği için yalnızca bir protesto değildir aynı zamanda milli şuurun da ayağa kalkmasıdır" dedi.
Osman Kavala’nın mevcut yasalar çerçevesinde zaten aklandığını ifade eden Meral Akşener özetle şöyle konuştu:
“Mühendis ihraç edip sığınmacı ithal ediyorlar”
Bay Kriz ve arkadaşlarının ülkemizi içine düşürdüğü ve her geçen gün daha da derinleşen ekonomik kriz milletimizi 100 liralık bakkal çekine mecbur ediyor. Liyakatsiz kadroların elinde milletimiz her gün çile çekiyor. Geometri kitabı yazmış hatta geometri terimlerini Türkçeleştirmiş bir başöğretmenin kurduğu ülkemiz, dört işlemi bile bilmeden ekonomi yöneten bir çapsızlığın vesayetinde perişan oluyor. Bay Kriz ve arkadaşları saçmalama konusunda birbirleriyle yarışır hale geldi. Mesela memleketin okumuş gençleri her fırsatta iteklenip akın akın yurt dışına gitmek zorunda bırakırken Ulaştırma Bakanı çıkıp 'Bugün yurt dışına mühendis ihraç eden bir konuma geldik' diye övünüyor. Ulaştırma Bakanı'nın patronu da ihracatı çoğaltmak için doktorlara 'defolun gidin' diyor. Meğer ihracat rakamlarını çoğaltmak istiyormuş adam. Mühendis ihraç edip sığınmacı ithal ediyorlar. Doktor ihraç edip maraba ithal ediyorlar. Kendi gençlerini yoksulluğa mahkum edenler kendi ülkelerini sığınmacı kampına çeviriyor.
Türk gençlerinin direnişi (Gezi) AK Parti'nin FETÖ ile el ele verip, milli egemenliğimize kastetmesine karşı yapılmıştır. Bu direniş çaresizlere ümit olmuştur. Cumhuriyet'imizi tek bir adama mahkum etmek isteyenlere karşı adeta bir duvar olmuştur ve o duvar sayın Erdoğan ve avareleri eliyle rayından çıkarılana kadar da dimdik durmuştur.
“Osman Kavala zaten aklanmış”
Nitekim dün saray tiyatroları ile galası yapılan Osman Kavala davası toplum vicdanına ve millet varlığına hançer vuran binlerce yargı trajedisinden yalnızca bir tanesidir. Yargı yetkisinin de saraydaki şımarıkların nargile masalarına çerez edildiğinin bir başka önemli kanıtıdır. Sayın Erdoğan aklınca aylarca üst perdeden beylik laflar ettiği Rahip Bronson davası ile neredeyse kendisini, savcı ilan ettiği, Kaşıkçı davasında, milletin yargı egemenliğini, alenen ve utanmadan satmasının, sadakasını vermiştir. İşte o nedenle bugün, meselemiz, Osman Kavala değildir. Çünkü Osman Kavala, mevcut yasalarla, zaten aklanmış, mahkeme bile bunu kabul etmiştir.
1908’de istibdata karşı koyan ruh neyse, Gezi de odur. 31 Mart’ta, meşrutiyeti yıkmaya kalkışan darbecilerin, karşısında duran irade neyse, Gezi de odur. Demokrasi için seferber olan, o günün Türk Gençleri neyse, ağacına, parkına ve heykeline sahip çıkan, Gezi’deki Türk Gençleri de odur.
Topçu Kışlası hayallerine kapılanların karşısında, dimdik duran “çapulcuları” da olacak. İşte o nedenle buradan, bir kez daha ilan ediyorum: Parola vatan, işareti namus! Kahrolsun istibdat, kahrolsun zulüm! Yaşasın hürriyet, adalet, müsavat ve meşveret!”