Haber Merkezi - DEM Parti İstanbul Büyükşehir Beled,ye Başkan adayı Meral Danış Beştaş, 31 seçimleri sonrası AK Parti ile “çözüm süreci” kapsamında bir görüşme olup olamayacağı hakkında “Seçim sonrasında diyelim ki böyle bir ortam oluştu, tabii ki varız çözüme. İktidar tarafından böyle bir adım atılırsa, ittifak yapmak için değil muhataplık açısından tabii ki görüşürüz. Zaten 2013'te de meseleye aynı şekilde yaklaşmıştık” dedi.
Meral Danış Beştaş, T24 yazarı Cansu Çamlıbel’e geniş bir röportaj verdi.
“CHP’de değişim gördüğümü söyleyemem”
Meral Danış Beştaş, geçen seçimlerin aksine CHP ile neden ittifak kurmadıklarını, “CHP'de Kürt meselesine yaklaşımda ve dilde en azından sorunları gören ve çözüm önerilerini ifade eden bir değişim gördüğümü söyleyemem. Birçok önemli şehirde CHP bize düşmanlık yapan siyasetçileri yeniden aday yaptı. İşte Tanju Özcan, işte Muhittin Böcek. Özcan bize resmen küfreden bir zat. Biz kendisini ciddiye almayız, dikkate de almayız. Ama neticede bu tercihler Genel Merkez'de bir yaklaşım ortaya koyuyor gibi” ifadeleri ile açıkladı.
“Meral Hanım'ı koydular ki daha az oy alsınlar”
HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’ın adaylıktan çekilmesi hakkında da değerlendirme yapan Beştaş, “Meral Hanım'ı koydular ki daha az oy alsınlar" diyenleri görüyorum” diyerek şunları söyledi:
“İktidara yakın televizyonlarda “Meral Hanım'ı koydular ki daha az oy alsınlar" diyenleri görüyorum. Gerçi tabii “Meral Hanım sıradan bir şahsiyet değil" diyen yorumcular da var ama iktidar cenahından bana 'tavşan aday' diyen biri bile çıkmış. Ciddiye almıyorum onları. Ama bu tartışmaların partimize yönelik bir saldırı aracı olarak kullanılmasından büyük bir rahatsızlık duyuyorum. İkincisi de bu söylemler benim emeğime, verdiğim mücadeleye büyük bir saygısızlık. Ben 2009'dan beri bu partinin yönetimindeyim. Bütün Türkiye bilir beni. Buraya herhalde öylesine gelip, yan gelip yatmak için aday olmadım. İstediği sözü söyleyemeyecek, sözünü partisine anlatamayacak, köşede duracak biri değilim. Zaten bu lafları söyleyenler de benim öylesine aday yapılmadığımı gayet iyi biliyorlar. Siyasi çatışmada araçsallaştırılmaktan rahatsızım, yoksa bizi tartışanların hepsi iddiamızın ne kadar yüksek olduğunu biliyor.”
“1 Nisan sonrasına dair konuştuğumuz bir şey yok”
31 seçimleri sonrası iktidardaki AK Parti ile görüşmelerin olup olmayacağı yönündeki soruyu da cevaplayan Beştaş şöyle devam etti:
“Birincisi, şu ana kadar bir görüşme yok. Kesin bir dille söylüyorum. Bizim aramızda 1 Nisan sonrasına dair konuştuğumuz, planladığımız, söz aldığımız, söz verdiğimiz bir şey yok. İkincisi, biz parti olarak şunu çok net söyledik; özellikle 14- 28 Mayıs'tan sonra yapacağımız bütün görüşmeler şeffaf olacak, ittifak yapacaksak bunu ilan edeceğiz. Kapalı kapılar ardında hiçbir görüşme, temas ve uzlaşı olmayacak. Bu seçmenimize verdiğimiz, Türkiye kamuoyuna verdiğimiz söz. Üçüncüsü, 2013'te çözüm süreci dönemi hakikaten herkesin nefes aldığı bir süreçti. Benim Diyarbakır'da da bir evim var. Oraya gittiğimde polisinden, genç bir kadınına, yaşlısına herkes gülümsüyordu. Bir çözüm umudu vardı, güçlü bir ihtimal vardı. Sadece Kürtler değil, halkın yüzde 70'i destek veriyordu. Anketler de bunu gösteriyordu. Bu olabilmişti çünkü dil normalleşmişti. Ötekileştirme, düşmanlaştırma, kutuplaştırma yerine çözüm odaklı bir dil kullanılıyordu. AKP 2013'te çözüm sürecinde muhatabımızdı ama ittifak ortağımız değildi; 31 Mart'tan sonra ortam oluşursa yine muhatap olarak görüşürüz. Biz o dönemde partideydik ama aynı zamanda Mecliste'ydik ve siyaset yürütüyorduk. Her zaman da şunu söylüyorduk; Adalet ve Kalkınma Partisi bizim iktidar olarak muhatabımız ama bizim ittifak ortağımız değil. Biz onunla ittifak yapmadık. Bu sorunun çözümü için görüştük. Başka bir parti iktidarda olsa yine görüşürdük. Bugün için de aynı şey söz konusu. Bu, seçimle ilgili bir mesele değil. Seçimi çok aşan, seçimin üstünde ve Türkiye'nin geleceği açısından en hayatı mesele. Bugün Adalet ve Kalkınma Partisi ile ittifakımız yok, görüşmemiz yok.
“İttifak değil muhataplık”
Bizim siyasi mücadelemiz içinde seçimin sonrasına ertelemediğimiz bir dolu şey var. Mesela tecridin kaldırılması için bir kampanya yürüyor. Özgürlük Yürüyüşü yapıldı. Pazar günü İstanbul Esenyurt'ta miting yapıldı. Çünkü biz bu yolların açılmasını istiyoruz. Meselenin artık konuşarak ve diyalogla çözüm yoluna girmesi noktasında irade koyuyoruz. Seçim öncesi, seçim sonrası ayırmadan böyle bir talebimiz ve mücadelemiz var. Biz siyaseti sadece seçimlere sıkıştırılan bir olgu olarak görmüyoruz. Biz siyaseti bir toplumsal mücadele olarak da görüyoruz. Seçim sonrasında diyelim ki böyle bir ortam oluştu, tabii ki varız çözüme. İktidar tarafından böyle bir adım atılırsa, ittifak yapmak için değil muhataplık açısından tabii ki görüşürüz. Zaten 2013'te de meseleye aynı şekilde yaklaşmıştık. İttifak değil muhataplık.”
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın