‘UNESCO Sur bölgesinin üstün evrensel değerinin çok zedelenmekte olduğunu gördü’
Erbil (Rûdaw) - Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı alanı 2015’te Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Mirası Listesi’ne eklendi.
Ancak; Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı alanının, “Tehlike Altındaki Miras Alanı Listesi”ne eklenmesi önerildi. Fakat UNESCO Dünya Mirası Komitesi toplantısında bu öneri kabul edilmedi. Önerinin bir yıl sonra yenidne ele alınması bekleniyor.
UNESCO Dünya Miras Merkezi ve danışma organı olan Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi geçen yıl Diyabakır’a yaptığı ziyaretin ardından bölgenin “bütünlüğünün, kültürel öneminin ve tarihi kentsel dokusunun tehlike altında olduğunu tespit ettiği” bir rapor hazırlamıştı.
Geçen ay Suudi Arabistan’In başkenti Riyad’da raporu ele alan komite üyeleri, raporun bulgularını daha detaylı bir şekilde inceleyebilmek ve Türkiye’nin yanıt vermesine olanak tanımak için öneriyi bir sonraki oturuma erteledi.
Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri’nin “Tehlike Altındaki Dünya Mirası Listesi”ne alınması ihtimalinin gündeme gelmesi ve bunun nedenleri hakkında Rûdaw’a konuşan Diyarbakır eski Müze Müdürü ve Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri eski Alan Başkanı Nevin Soyukaya, “Bir yerin dünya miras alanı olup da tehlike altındaki listeye alınması demek o yerin bütünlüğünü, özgünlüğünü, otantikliğini yitirmiş olması ve üstün evrensel değerini kaybetmiş olması anlamına gelir” dedi.
“Üstün evrensel değerinin çok zedelenmekte olduğunu gördü”
UNESCO heyetinin Diyarbakır’a gelerek yerinde incelemede bulunup rapor hazırladığını belirten Nevin Soyukaya, “Reaktif misyon gelip burada yerinde inceleme yaparak raporunu yazdı. Sonrasında bu tehlikeyi gördü. Üstün evrensel değerinin çok zedelenmekte olduğunu gördü. Bu nedenle böyle bir öneride bulundu” dedi.
“Bütünü değiştirip dönüştüren projeler nedeniyle…”
Nevin Soyukaya heyetin gözlemlerinin hendekler dönemindeki çatışmaların bölgeye verdiği tahribattan nı kaynaklandığı sorusu üzerine de, “Aslında çatışma ile başlayan bir tahribat süreci var avet ama asıl geri dönüşü imkansız hale getiren çatışma sonrası UNESCO'nun deyimiyle taraf devletin alanda uyguladığı ve bütünü değiştirip dönüştüren projeler nedeniyle verildi ki bu taslak kararda da aynen yazıyor. Çünkü 2015'ten itibaren taraf devletin uyguladığı bütünü bozan projeler nedeniyle geri dönüşü imkansız bir tahribat yaşandığı raporda da yer alıyor kararda da. Çatışmalarla çok büyük zarar gördü evet ama çatışma sonrasında yıkım, kentsel dönüşüm uygulamaları, mülkiyet hakkının orada yaşayan insanların elinden alınması, kültürün taşıyıcısı durumundaki insanların oradan çıkarılması ve yeni yapılan inşalarla alanın tamamen değiştirilip dönüştürülmesi nedeniyle büyük zarar gördü alan. Bu bağlamda da tabii ki en büyük dayanak buydu” değerlendirmesinde bulundu.
“Bütünlüklü koruma yok”
Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri’nin, “Tehlike Altındaki Dünya Mirası Listesi”ne alınmaması için yapılabilecekler hakkında da Nevin Soyukaya şunları söyledi:
“Yıllardır bizim, Diyarbakır'daki sivil toplum örgütlerinin söylediği gibi alanda bütünlüğü otantikliği, orijinalliği, özgünlüğü zedeleyen çok büyük tahribatlar var geri dönüşü neredeyse imkansızlaştıran. Bundan sonra ne yapılması gerekiyor? Bundan sonra ivedilikle bu dönüştüren, yok eden projelerin durdurulması, ardından da özellikle yerel halkın Diyarbakır'daki STK’lerin yerel kent aktörlerinin dahil edildiği bir süreçle bu alanın yeniden nasıl ihya edilebileceği konusu üzerinde birlikte bir şeyler üretilmesi gerekiyor. Burada en önemli sorun bütün bu süreçte halkın, sivil toplum kuruluşlarının sürece dahil edilmemesidir. Bütünlüklü koruma yok, sadece surları restore etmek, alanı surlardan ibaret görmek en büyük yanılgı.”