Murat Kurum’dan Başak Demirtaş açıklaması
Haber Merkezi – AK Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan adayı Murat Kurum, HDP'nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş'ın, partisi uygun görürse İBB adayı olacağı yönünde açıklama yapıp ardından aday adaylığından geri çekilmesi hakkında, “Bir yerlerden talimat geldi, adaylığını geri çekti. Meral Hanım ile Murat Bey’in eş başkanlık anlayışı çerçevesinde aday gösterildiğini söylediler. Sonra kent uzlaşısı yapacağız dediler. Belediye başkanlıklarında uzlaşı içerisinde olduğunu söylediler. Kandil'de sözde elebaşlarından biri açıklama yaptı. Bu ittifaka sizi yönlendiriyoruz, bu ittifaka oy vermeniz gerekir diye aleni şekilde oradan talimat verdi” diye konuştu.
Murat Kurum mevcut İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile yaşanan davet krizine ilişkin de, “Arasa beni davet edin dese edilirdi zaten. Ayasofya'ya da çağırmıştık gelmedi. Bugün koltuğu boştu, gelmedi. Yeri de ayrılmıştı” dedi.
Murat Kurum, Habertürk canlı yayınında soruları yanıtladı.
“Mansur Yavaş mal varlığını açıkladı. Siz de açıklayacak mısınız?” sorusuna Kurum, "Biz düzenli olarak hem bakanlık sürecinde hem de milletvekilliği sürecinde bildirmek zorundasınız. Mal varlığımızı açıklamada herhangi bir sorunumuz yok" yanıtını verdi.
Mal varlığını açıklayan Murat Kurum "Bizim Ankara'da evimiz var. İstanbul'da evimiz var. 1 tane arabamız var. Biraz da borcumuz var. Mal varlığımız bu. Biraz borcumuz var. Ev aldığımız için o eve olan borcumuz var. 2 yıl daha borç ödeyeceğiz. Ankara'da Ümitköy'de evimiz var. İstanbul'da Kağıthane'de ev var. Yalımız yok."
Kurum, sunucu Mehmet Akif Ersoy’un “Hepsi bu kadar mı?” sorusuna ise “Evet, daha olması gerekiyor?” şeklinde gülerek cevap verdi.
“Bugün koltuğu boştu, gelmedi”
AK Parti’nin İBB adayı Kurum'un açıklamaları özetle şöyle:
“Aslında olan bir şey yok. 5 yılda olanların aynısını yaşıyor İstanbullular. Büyükşehir Belediye Başkanı Sirkeci-Kazlıçeşme hattının açılışıyla alakalı davet edildiğini, bu davete katılacağını, parasını kendisinin ödediğini ifade ediyor. Parası Ulaştırma Bakanlığı tarafından ödenen, her ne hikmetse başkan bu törene katılma kararı almış. Bir polemik üretebilir miyim diye düşünce içerisinde. 5 senedir gördüğümüz tablonun farklı tezahürü. Kurdukları siyasi senaryo işlemedi. Bugün koltuğu boştu, gelmedi. Yeri de ayrılmıştı. Sayın Ekrem İmamoğlu, 5 yıllık dönemde devletin hiçbir protokolüne uymamış bir belediye başkanı. Yeri gelmiş bakanlara laf yetiştirmiş. Yeri gelmiş Cumhurbaşkanımıza, milletin iradesiyle seçilmiş Cumhurbaşkanımıza ağza alınmayacak laflar etmiş. Yeri geldi 'Bizi engellediler, yaptırmadır' polemiğiyle ama 'neyi engelledik' diye sorulunca cevabı olmayan başkan profili çiziyor.
“Gündemi İstanbul dışına taşıma içinde”
İstanbul'la ilgili hayali olmadığı için gündemi İstanbul dışına taşıma içinde. Bir tweet attım bugün. Kuyrukta bekleyen yüzlerce binlerce İstanbullu çile çekiyor. Bugün bir annemiz ağlayarak 'Bir an önce gel de bizim evimizi yenile, deprem korkusuyla yaşamak istemiyorum' diyor. Gençler geleceğe daha güvenle bakmak istemiyor. İBB Başkanı her zamanki gibi törene davet edildim mi, edilmedim mi peşinde. Sancaktepe'de kredisi bulunmuş metro inşaatının temeli açılmış. Artık iş yürüyor. Gelip oraya hafriyat döken bir belediye başkanından bahsediyoruz.
“Ben de o sevince ortak olmak istiyorum”
Ben İstanbulluların mutluluğu ile mutlu olmak istiyorum. Sirkeci-Kazlıçeşme tren istasyonu açılışı benim halkımı sevindiren durum, ben de o sevince ortak olmak istiyorum deyip ara, herkes sana 'gel' der. Biz bugüne kadar bütün törenlere çağırmışız. Niye gelmemiş? Ayasofya'ya davet edildi, orada da telefon edildi, edilmedi meselesi. Ne gerek var bu polemiklere? Bu polemikler olmasa onu konuşan kimse yok ki! Neticeye baktığımızda hiçbir şey. Altı boş. İstanbul'un ciddi sorunları var. 31 Mart'ta İstanbullu hemşehrilerimiz bir tarafta deprem, ulaşım, İstanbul'un geleceği ile dertlenen o projeleri yapmak isteyen, geçmişinde verdiği sözleri tutmuş adayla, 5 yıldır farklı farklı gündemlerle, ki bunların hiçbiri İstanbul değil, farklı gündemleri ulusala taşımak isteyen bir irade yarışacak.
“Depremle ilgili verdiği sözü tutmamış”
Depremle ilgili verdiği sözü tutmamış. Metroda 8 kilometre yapmış. 5 bin küsur konut yapmış, 110 bin konut yapacağım deyip. Niye onu konuşmuyor? Reklama 100 milyonlarca para harcayıp ayırdığını konuşsana. Bunları konuşacak ellerinde done yok. Eser yok.
“Artık insanlar bıkmış, usanmış”
Hemen hemen bütün ilçelere gittik. Her ilçede, mahallede öyle büyük bir coşku ile karşılaşıyoruz ki. Büyükçekmece'ye gittik, altyapı sorunu var. Artık insanlar bıkmış, usanmış. Bahçelievler'de bir sokağa gittik. Vatandaşlar geliyor sarılıyor. 'Sen bizim muradımızsın' diyor. İstanbulluların geneline sorsanız. Sorunların birincisi trafik sorunu. Artık bir çile haline gelmiş. İnsanlar gerçekten metrobüs kuyruklarında 3. dünya ülkesinde olmayan görüntüleri görmekten bıkmış, usanmış. Deprem riski yaşıyorlar. Sosyal yardımlarla adaletsizlikten şikayetçi. Öğrenciler şikayetçi. Büyükçekmece'ye gidiyorsunuz, bir tane kapalı spor salonu yok. Niye yapılmaz? Bunları çözecek bir umut olarak bizi görüyorlar. Bizim ne yaptığımızı biliyorlar. 5 sene bakanlık yaptım. Evimde oturmadım ki. Selde, depremde, yangında milletin yanına koştum.
“Bugün 1-1,5 puan öndeyiz”
Aday olduktan sonra anket yaptım. 2,5-3 puan gerideydik. Projelerimizi açıkladık. Biz öne geçtik. Bugün 1-1,5 puan öndeyiz. Bunların hazmedemediği konular bu zaten. Telaşları bundan. Murat Kurum öne geçer. Siz bu insanların sorunlarına yüzünüzü dönerseniz, insanlar da size cevabı verir. Bunu gördükleri için 'acaba ne yapsak' telaşı içindeler. Bizim hesap veremeyeceğimiz hiçbir şey yok. Alnımız ak. Biz İstanbul'un sorunlarını çözmek için meydana çıkmışız. Milletimizin teveccühleriyle, arzusuyla çıkmışız. Daha öncesinde de anketler yapıldı. Orada da milletimiz bizi istedi, arzuladı. Sayın Cumhurbaşkanımız da takdir etti, bizi aday gösterdi. O coşku heyecan ve teşkilatlarda her geçen gün üstüne koyarak devam ediyor. Vatandaşla iç içeyiz. Biri kolumuzdan, biri gömleğimizden çekiyor, fotoğraf çektirelim diyor. Biri slogan çıkarıyor cebinden.
“Bir yerlerden talimat geldi, adaylığını geri çekti”
Hanımefendi ilk başta aday olacak diye duyurdular. Başak Demirtaş. Adaylığını ilan etti. Aradan 3-5 gün süre geçti. Sonra bir yerlerden talimat geldi, adaylığını geri çekti. Meral Hanım ile Murat Bey’in eş başkanlık anlayışı çerçevesinde aday gösterildiğini söylediler. Sonra kent uzlaşısı yapacağız dediler. Belediye başkanlıklarında uzlaşı içerisinde olduğunu söylediler. Kandil'de sözde elebaşlarından biri açıklama yaptı. Bu ittifaka sizi yönlendiriyoruz, bu ittifaka oy vermeniz gerekir diye aleni şekilde oradan talimat verdi. Böyle bir süreç yaşıyoruz. Nereye gideceğini zaman gösterecek. DEM ideoloji üzerine kurulmuş bir parti. İlçelerde ittifak yaparlar, kapı arkasında gizli pazarlıklar vardır, bilmiyoruz. Sizce İstanbullu insanlar, burada yaşayanların böyle derdi var mı?
“Sonuçta biz devlet yönetiyoruz”
Deprem oldu, sel oldu, oy verirsen evini yapmam, arıtma tesisini getirtmem diye hizmet olur mu? 81 ilde benim hizmetim var. Tüm partilerin yönettiği ilçelerde benim eserim var. Sonuçta biz devlet yönetiyoruz. Belediye başkanı demek şehri emini demek. Emin eller demek. 22 yıldır yaptıklarınıza baktığınızda cevabı net şekilde ortada. 208 üniversiteyi şehirlerimize kazandırabilmek. Şırnak'ta, Ağrı'da ne varsa başka illerde de olsun. İstanbul'da olanlar Batman'da, Siirt'te de olsun anlayışıyla çalışan partiyiz. Burada yaşayan 85 milyona bu hizmetleri götürebilmek için mücadele eden bir anlayışız. Milletimize eşit mesafede durarak bu hizmetleri götürmek zorundayız. Nasıl depremlerde bir oluyoruz, acılarımızda beraber oluyoruz. O bölgeyi ayağa kaldırmak için mücadele ediyoruz. 15 Temmuz'da hep birlikte meydanlara inerek geldik.
“İstanbul dışında gündemimiz olmayacak dedim”
Tüm birikimimizi İstanbul'un sorunlarını çözmek için aktaracağız dedik. İstanbul dışında gündemimiz olmayacak dedim. İnşallah 1 Nisan sabahı aynı anlayışla çalışacağız. Yeri geldiğinde cevap vermesini biliriz. Onu da bilsinler. Rakibi oymuş, buymuş. Onun rakibi İstanbul'a karşı olan ilgisizliği. İstanbul'da depremde bir ilde deprem olduğunda senin kayağa gitmen. Bütün sokak bunu konuşuyor. Dön de bir bak aynaya. İstanbul'da sel olurken sen güneyde tatil yaparken story atman. Rakibi bu. Biz kendisini rakibiyle başbaşa bırakıyoruz.”