Haber Merkezi - Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Türkiye İçişleri Bakanlığı tarafından çeşitli Kürt illerindeki belediyelere atanan kayyımlar ve bu süreçte yaşanan gelişmeleri raporlaştırdı. Raporda kayyım atamalarının tarihi süreçleri, bu atamalarla birlikte yaşanan hak ihlalleri ve protesto eylemleri detaylı bir şekilde ele alındı.
Kayyım atamaları ve hukuki eleştiriler
ÖHD’nin raporunda, 4 Kasım’da İçişleri Bakanlığı kararı ile Mardin Büyükşehir Belediyesi, Batman Belediyesi ve Halfeti Belediyesi'ne kayyım atanmış; 22 Kasım’da ise Dersim ve Ovacık belediyelerine kayyım atanması hatırlatıldı. Bu kayyım atamalarının geçmişi, cumhuriyetin ilk yıllarına kadar uzandığı ifade edilerek şu bilgiler verildi:
“1930-1948 yılları arasında, 109 belediye başkanı yerine vali veya kaymakam kayyım olarak atanmıştır. Bu atamaların 90’ı Kürt coğrafyasındaki belediyelere yapılmış, geri kalan 19'u Türkiye'nin diğer bölgelerine uygulanmıştır.
1979’da, Hilvan Belediye Başkanı Nadir Temel ve meclis üyelerinin görevden alınması ile başlayan süreç, 1999’daki Diyarbakır, Lice ve Ağrı Diyadin belediyelerine atanan kayyımlar ile devam etmiştir.
2009'daki KCK operasyonları, belediye başkanlarının görevden alınmasına yol açmış, sonrasında 2016’daki darbe girişimi sonrası DBP ve 2019 yerel seçimlerinden sonra HDP belediyelerine yönelik kayyım uygulamaları gerçekleştirilmiştir.”
Kayyım uygulamasının boyutları
Raporda, 2016’dan itibaren 147 belediyeye kayyım atandığı belirtildi.
Raporda yer alan bilgilere göre, 2014 Yerel Seçimlerinde DBP’den seçilen 95 belediye eş başkanı görevden uzaklaştırıldı, sonrasında 31 Mart 2019 seçimleri ile HDP’nin kazandığı 65 belediyeden 48’ine kayyım atandı. Kayyım atamaları, sadece belediye eş başkanlarını değil, birçok belediye meclis üyesi ve il genel meclis üyesini de tutuklandı.
Raporda ayrıca şu bilgilere yer verildi:
93 belediye eş başkanı tutuklandı, 2019 seçimlerinden sonra 84 HDP’li belediye eş başkanı gözaltına alındı ve 39’unun tutuklandı.
Kayyım atamaları, toplamda 15.000 Kürt işçi ve memurun görevden uzaklaştırılması, 300'e yakın muhtarın ihraç edilmesi ile sonuçlandı.
Kayyım atamaları sonrası hak ihlalleri
2024 yerel seçimlerinden sonra, 1’i büyükşehir olmak üzere 7 belediyeye kayyım atandı; Hakkâri Belediye Eş Başkanı Mehmet Sıddık Akış ve Esenyurt Belediyesi Başkanı Ahmet Özer tutuklandı.
Raporda kayyım atamalarına karşı yapılan protestolar ve eylemlerde, kolluk kuvvetlerinin orantısız müdahalelerde bulunduğu kaydedildi.
Buna göre, Hakkari, Mardin ve Batman’da yapılan protesto eylemleri sırasında, gözaltına alınan 265 kişiden bazıları, işkence ve kötü muameleye maruz kaldıklarını aktardı.
Kayyım kararlarının gerekçelerinde, yerel yönetimlerin yargılama erki yerine geçerek hukuki süreçler başlattığı, ayrıca masumiyet karinesinin ihlal edildiği ifade edilen raporda bu durumun kayyım atamalarının hukuki geçerliliğini sorguladığı kaydedildi.
Kayyım uygulamasına hukuki ve toplumsal eleştiriler
Raporda kayyım uygulaması, Türkiye’nin ulus-devlet yaklaşımının bir sonucu olarak değerlendirildi.
ÖHD, kayyım uygulamalarının, özellikle Kürt halkının yerel yönetim haklarını elinden alma ve halkların demokratik iradesine müdahale etme anlamına geldiğini savundu.
ÖHD’nin raporunda şu kritik tespitler yapıldı:
“Yerinden Yönetim İlkesi ve Seçilme Hakkı ihlali yapılmaktadır. Belediye başkanlarının görevden alınması ve yerlerine kayyım atanması, yerel yönetimlerin halkın iradesini yansıtmasını engellemektedir.
Toplantı ve Gösteri Hakkı’na yapılan müdahale, demokratik bir toplumda kabul edilemez bir durumdur. Kolluk kuvvetlerinin gösterilere orantısız ve hukuksuz müdahaleleri, işkence ve kötü muameleye yol açmaktadır.
Kayyım uygulamalarının toplumsal ve kültürel etkileri büyük bir yıkım yaratmakta, özellikle Kürt halkının kimliğini silmeye yönelik politikalar uygulanmaktadır.”
Sonuç ve iktidara çağrı
ÖHD raporunda kayyım atamaları ile birlikte yaşanan bu süreçlerin anti-demokratik bir yönelim taşıdığını ve hukuk devletine aykırı olduğunu vurguladı.
Kayyım uygulamalarına son verilmesi ve özgürlükler ve haklar açısından ciddi bir dönüşüm yapılması gerektiği vurgulanan raporda İçişleri Bakanlığı’na, kayyım atamalarının hukuki temellerinin sorgulanması ve yargı erkinin bağımsız bir şekilde işlemesi için adım atılması çağrısında bulunuldu.
Raporda siyasi iktidara da bu baskıcı ve antidemokratik politikalardan vazgeçme, işkence ve kötü muameleye maruz kalan kişiler hakkında soruşturma açma ve Kürt meselesinin barışçıl bir çözümü için sorumluluk alma çağrısında bulunuldu.
ÖHD, kayyyım rejimi ve toplumsal inkar politikalarının son bulması gerektiğini, halkların demokratik iradesinin en üst seviyede kabul edilmesi gerektiğini savundu.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın