Mardin Barosu’ndan gözaltılara tepki: Keyfi uygulamalara son verilmeli

Haber Merkezi – 21 ilde 128 kişinin gözaltına alınmasını protesto eden Mardin Barosu avulatları, “Meslektaşlarımıza, hak savunucularına, basın emekçilerine, sanatçılara, meslek ve sivil toplum örgütlerine yönelik hukuka aykırı, özgürlük ve güvenlik hakkını ihlal edici, keyfi uygulamalara son verilmesi çağrısında bulunuyoruz” açıklamasını yaptı.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında Diyarbakır 3. Sulh Ceza Hakimliğinin vermiş olduğu arama ve gözaltı kararı üzerine, Diyarbakır, Batman, Mardin ve Urfa'da dahil olmak üzere birçok ilde polis tarafından sabah saatlerinde ev baskınları düzenlendi.

Anadolu Ajansı gözaltıların “PKK ve KCK'ya yönelik terör operasyonu” olduğunu yazdı ve 21 ilde eş zamanlı olarak 110 kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Türkiye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu akşam saatlerinde yaptığı açıklamada, gözaltı sayısının 128'e çıktığını kaydetti.

Konuya ilişkin Kızıltepe Adliyesi önünde bir basın açıklaması yapan Mardin Barosu, Baro üyelerinin de olduğu birçok meslektaşlarının, basın emekçisi, sanatçı, sivil toplum örgütü üyesi ve insan hakları savunucusunun, evlerine yapılan baskın ile gözaltına alındığını belirtti.

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Bu gözaltılar ile temel hak ve özgürlüklere, yaklaşan seçimler nedeniyle son derece keyfi bir biçimde müdahale edilmiş, avukatlar başta olmak üzere hak savunucuları ve bağlı olunan meslek ve sivil toplum örgütleri yargı eliyle hedef alınmış, yakalama, gözaltı, tutuklama gibi uygulamalar hak savunucuları üzerinde bir ceza tehdidi olarak kullanılmıştır.

Gözaltına alınan meslektaşlarımızın konutlarının aranması işlemlerinde 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 58. maddesi gereği aramalarda hazır bulunması gereken Baro temsilcisi ve Cumhuriyet savcısı olmadan arama işlemleri hukuka aykırı bir şekilde icra edilmiştir.

Mardin Barosu olarak,

Meslektaşlarımıza ve diğer aktivistlere yönelik siyasal iktidarın yargıyı cezalandırma aygıtı olarak kullanmasını, soruşturma kapsamında keyfi biçimde alınan müdafi ile görüşme hakkı ve dosyayı inceleme hakkının kısıtlanmasını kabul etmiyoruz.

Meslektaşlarımıza, hak savunucularına, basın emekçilerine, sanatçılara, meslek ve sivil toplum örgütlerine yönelik hukuka aykırı, özgürlük ve güvenlik hakkını ihlal edici, keyfi uygulamalara son verilmesi çağrısında bulunuyoruz.”