Hakan Fidan: Erbil ile Bağdat arasında boru hattı yakında açılabilir
Haber Merkezi – Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Erbil-Bağdat petrol anlaşmasında ilerleme kaydedildiğini ve boru hattının yakında açılmasının beklendiğini duyurdu. Fidan, Irak’taki Kalkınma Yolu Projesi’ni desteklediklerini ifade etti.
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Dışişleri Bakanlığında Ankara'daki basın temsilcileriyle bir araya gelerek gündeme dair soruları yanıtladı.
Erbil ile Bağdat arasında boru hattı yakında açılabilir
Silahlı unsurların olduğu çatışma bölgelerine Avrupa'dan veya başka bir yerden büyük bir finans kuruluşunun da kredi vermeyeceğini anlatan Fidan, Erbil ile Bağdat arasındaki petrol gelirleri paylaşımı görüşmelerine ilişkin, şunları kaydetti:
"Erbil ile ilişkilerinde özellikle boru hattı ve petrolün gelirinin paylaşımı meselesinde önemli ölçüde anlaşmış gibi duruyorlar. Çünkü prensipte zaten Erbil ile Bağdat anlaşmıştı ama Bağdat'ın Erbil ile daha önce kontrat imzalamış olan şirketlerle anlaşma imzalaması gerekiyordu, bunlar da ağırlıklı olarak Batılı şirketler. Erbil ile yaptıkları anlaşmadaki her varil başına belli bir ücreti ödenmesi konusu vardı. Şimdi onu tekrar Bağdat ile yapmaları gerekiyor. Anladığım kadarıyla belli bir mesafe katedilmiş. Yakın dönemde boru hattının açılmasını bekliyoruz açıkçası, bize Iraklı tarafın söylediğine göre. Boru hattının açılması tabii ki bölgede onların da lehine çok hareketlilik getirecektir. "
Kalkınma Yolu Projesi
Irak ile Kalkınma Yolu Projesi'ne değinen Fidan, bu projeyi ekonomik ve siyasi olarak çok desteklediklerini ve Irak'tan Kalkınma Yolu Projesi teklif edildiğinde hemen kabul edip bölgedeki aktörlerin de katılımını teşvik ettiklerini aktararak, "Gerçekten (Kalkınma Yolu) Irak’ı son 20 yılda pozitif bir şekilde gündeme getiren bir proje. Biz bunun için destekliyoruz." diye konuştu.
Irak ile ilişkilerin ekonomi ve diğer konular üzerinden gelişmesinin güvenlikle bağlantılı konuların da daha rahat çözülmesini sağladığını kaydeden Fidan, “Ekonomi, kalkınma ve yatırımın Irak'ta gelişmesi için terör örgütlerinin temizlenmesi gerekiyor” dedi.
"PKK'nın etkisi altında kalacak bir valilik istemiyoruz"
Kerkük konusunu çok yakından takip ettiklerini, nüfus ve demografik değişikliklere karşı olduklarını söyleyen Fidan, Türkmen Cephesi ile ciddi bir temasları olduğunu anlattı.
Fidan, Kerkük Valisi seçimi konusunun mahkemeye taşındığına işaret ederek "PKK'nın etkisi altında kalacak bir valilik biz orada görmek istemiyoruz. Tamam, orada bir dönüşüm sistemi var. Kürtlerin, Arapların ve Türkmenlerin sırayla dönüşümlü valilik yapması meselesi. Orada Kürtlerden kim olacak meselesi, biraz problem oldu kendi aralarında. Süleymaniye bir etki kullanma yönüne gidiyor ama oradaki nüfus sayımı daha önce 2017'de terörle mücadele esnasında oradan gitmiş olanların tekrar gelmesi meselesi." dedi.
Bakan Fidan, sonuç ne olursa olsun anlaşması yapılan dönüşümlü valilik ve Kerkük'ün "asli bileşenlerinin mutabık kaldıkları biçimde yaşamayı sürdürmeleri" gerektiğini getirdi.
Süleymaniye ile ilişkiler
Süleymaniye ile ilişkilere dair soruya Fidan, "Süleymaniye, PKK ile ilişkilerinde bizi tatmin edici bir geri dönüş yapmadı açıkçası. Biz de bu yüzden onları tatmin edecek adımları atmıyoruz. Onlara yönelik tedbirlerimize devam ediyoruz. Süleymaniye ne zaman PKK ile ilişkisini bitirir, bizimle ilişkisi o zaman normalleşir. " yanıtını verdi.
Irak, Türkiye-Suriye ilişkilerinde kolaylaştırıcı rol oynayabilir
Irak'ın Türkiye-Suriye ilişkilerinde kolaylaştırıcı rol oynama girişimi olup olmadığına ilişkin soruya Fidan, Irak'ın böyle bir niyeti olduğu cevabını vererek Türkiye'nin bu çabaları takdirle karşılayacağını ve Irak'ın ev sahipliği yapmak istemesi durumunda buna da açık olduğunu söyledi.
Fidan, Suriye, Irak ve Türkiye'nin birbirine kara sınırı olan ülkeler olduğunu vurgulayarak üç ülkenin geçmişteki gibi bir araya gelip belli ağır konuları daha yapısal bir şekilde konuşmaları gerektiğini dile getirdi.
Irak ile Suriye arasındaki sınır güvenliğinin fevkalade önemli olduğunu vurgulayan Fidan, "Terörle mücadele önemli. Silah kaçakçılığını engellemek önemli. Bu konuda Irak'ın da çok muzdarip olduğu konular var. Yani bir üçlü işbirliği mekanizmasını biz açıkçası destekliyoruz" ifadelerini kullandı.
"(Trump yönetiminin) PKK ile olan ilişkisini gözden geçireceğini değerlendiriyorum”
Hakan Fidan, ABD'nin seçilmiş Başkanı Donald Trump'ın Suriye politikasına dair henüz net bir emare olmadığını belirterek "(Trump yönetiminin) PKK ile olan ilişkisini gözden geçireceğini değerlendiriyorum. Çünkü biz bu konuda ne kadar ciddi olduğumuzu kendilerine her fırsatta iletiyoruz." dedi.
Trump ve görevi devraldıktan sonra olası politikalarına ilişkin Fidan, "(Savaşlar) Benim Trump'tan aldığım izlenim, belli konularda söylemi devam ettirip kritik konuları ilk başta biraz akışına bırakacağı yönünde. Çok fazla radikal karar almayabilir" ifadelerini kullandı.
Trump'ın Suriye'deki olası politikasına ve Türkiye ile ilişkilere dair soruya ilişkin Fidan, şunları kaydetti:
"Suriye'de Trump’ın ne yapacağı konusunda şu an çok fazla emare yok. Ancak ilk dönemindeki birtakım yaklaşımlarından hareketle, bugün ne yapabileceğine dair tahminler var ama sadece bunu esas alırsak isabetli düşünmeyiz diye değerlendiriyorum. ABD, Suriye’de YPG/PKK ile işbirliği yaptığı sürece Türkiye ile ilgili stratejik sorun alanı tabii ki devam edecektir. Güvenlik ağırlıklı bir dış politika izleyen Amerika'nın Türkiye'yi en iyi anlayacak durumda olması gerekiyor."
Fidan, Türkiye'nin hem diplomatik hamlelerle hem alandaki duruşuyla bu konudaki tavrını net ortaya koyacağına işaret ederek ABD'nin Trump'ın ilk başkanlık döneminde Suriye'den çekilmeyi istediğini ve denediğini ancak o dönem Amerikan sisteminin bunu dinlemediğini ve razı olmadığını anımsattı.
Trump'ın Suriye'de olanların İsrail'in güvenliğine etkisi olup olmayacağını değerlendireceğini kaydeden Fidan, "(Trump yönetiminin) PKK/PYD ile olan ilişkisini gözden geçireceğini değerlendiriyorum. Çünkü biz bu konuda ne kadar ciddi olduğumuzu kendilerine her fırsatta iletiyoruz. Demokratlar böyle bir arayışın içerisine son zamanlarda girmişlerdi çünkü bu işbirliğinin sürdürülemez olduğunu onlar da görüyorlar. Geçici olarak başlayan bir şeyin bu kadar uzun sürmesi ve Türkiye gibi bir müttefikin artık başka bir noktaya itilmesi, rasyonel ve stratejik olarak izahı olmayan bir konu. Açıkçası biz bunu çok fazla sineye çekemeyeceğimizi, çekmeyeceğimizi onlara gösteriyoruz ve bu yolda da devam etmemiz gerekiyor." dedi.
Fidan, ABD askerlerinin bölgede askeri operasyonlara katkı sağlamadığını ve "engelleyici bir rol" oynadığını belirterek "Özellikle İranlı milislere yönelik yapılacak her türlü bölgesel operasyonda Irak'taki ve Suriye'deki Amerikan askerleri adeta rehin olarak kullanılıyor. Amerika İran’ı veya İranlı milisleri bir yerden vurduğu zaman, bölgedeki askerleri saldırılara hedef oluyor. Bu da tabii sürekli bir gerilim alanı oluşturuyor ama dediğim gibi Demokratlar döneminde, Amerikalılar Afganistan'da geri çekilmede yaşadıkları zorluğu, Suriye’de görmek istemediler. Şimdi Cumhuriyetçiler iktidarı devraldıklarında, bunu hayata geçirmeleri için tabii ki bir imkan olabilir. Benim değerlendirmem bu yönde. Olumlu adım atılabilir." ifadelerini kullandı.
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ileri bir diplomatik teklifi olduğunu hatırlatan Fidan, "Suriye tarafı belli konuları, özellikle şu süreç içerisinde çok fazla değerlendirmeye hazır ve açık gözükmüyor açıkçası. Ben bunları anlattığım zaman 'Türkiye, Esed'in muhalefet ile anlaşmasını ön şart koşuyor veya anlaşmasını ön şart koşuyor' diyenler oluyor. Hayır, bu bir ön şart değil. Benim sorunumu halletmesinin yolu, pratikte bu türden bir şeyden geçiyor." dedi.
Nükleer risk
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna ve nükleer doktrine dair açıklamalarına ilişkin Fidan, Putin'in küresel savaş ifadesinin Türkiye'nin sürekli uyardığı bir durum olduğunu hatırlatarak Ukrayna ve Gazze'yle savaşın derinleştiğine ve kutuplaşmanın arttığına dikkati çekti.
Fidan, Kuzey Kore'nin asker göndererek savaşa aktif taraf olduğuna işaret ederek ABD ve Avrupa'nın da silah göndererek savaşa açıktan taraf olduklarını anımsattı.
Halihazırda ekonomik, siyasi ve sıcak savaş olarak devam eden topyekun bir mücadele olduğuna dikkati çeken Fidan, "Bunu kelimenin geniş anlamıyla küresel savaş olarak nitelendirmek mümkün. Önemli olan bunun şiddetinin artmaması. Bu belli yerlerde ekonomik ve siyasal savaşın, sıcak savaşa dönüşmemesini temin etmek. Şimdi her iki taraf da elini yükselterek bir gerçekliği ortaya koyuyor." diye konuştu.
Fidan, Rusya-Ukrayna Savaşı'ndaki nükleer tehdide ilişkin, "(ABD'de) Demokratların belli konularda atmak istedikleri adımları, şimdi seçim baskısı olmadan attıkları kanaatindeyim. İşte Ukrayna konusunda, İsrail konusunda görüyoruz atılan adımları. Burada nükleer bir risk var mı? Açıkçası nükleer adı konuşulmaya başladığı andan itibaren nükleer risk oluşur" değerlendirmesinde bulundu.
"Hamas'ın Siyasi Bürosu Türkiye'ye gelmiş değil"
Hamas ile Türkiye arasındaki ilişkilere yönelik iddiaları değerlendiren Fidan, "Türkiye olarak biz bu dedikoduları yalanladık. Bakanlık Sözcülüğümüz, Hamas Siyasi Bürosunun Türkiye'ye taşınmadığını açıkladı. Dediğiniz söylentileri Katarlılar da yalanladı. Dolayısıyla şu anda dediğiniz türden bir şey söz konusu değil. Yani Hamas'ın Siyasi Bürosu Türkiye'ye gelmiş değil." diye konuştu.
"UCM'nin aldığı karar, tarihi bir hadise"
Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netahyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant için tutuklama kararı almasına ilişkin Fidan, "UCM'nin aldığı karar, tarihi bir hadise." diyerek bazı ülkelerin bu karara uyacağını açıklamasına değindi.
Fidan, bu sonucun daha erken çıkmasını istediğini belirterek "Tutuklama kararının çıkmasında, uluslararası seferberlik neticesinde insanlık vicdanının İsrail'in izlediği soykırıma karşı artık ortak bir tavır alması ve ortak bir söylem etrafında birleşmesi de büyük rol oynadı." diye konuştu.