Haber Merkezi - DEM Parti Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları UNESCO'ya mektup göndererek, Türkiye hakkında ana dil hak gasplarına dair soruşturma başlatmasını talep etti.
Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları, 21 Şubat Dünya Ana Dili Günü dolayısıyla UNESCO'ya Kürtçe (Kurmanci / Kırmancki - Kırdki - Zazaca), Arapça, Ermenice, Süryanice, İngilizce ve Türkçe olmak üzere 7 dilde mektup gönderdi.
Eş Başkanlar , Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi’nin 17. , 29. ve 30. Maddelerine koyduğu çekinceleri kaldırması ve sözleşmenin gereklerini yerine getirmesi için UNESCO’nun gerekli gerekli adımları atmasını talep etti.
Mektupta şu ifadeler yer aldı:
“Ana dilde eğitim hakkı en temel insan haklarından biri olup Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmiş ve resmi olarak uygulanması tüm BM üyesi devletlere gerekli kılınmıştır. Ancak Türkiye’de Kürt, Arap, Ermeni, Süryani, Çerkes ve Laz halkları için bu hak gasp edilmiştir. Bu topraklarda Türkçe dışındaki bütün diller sistematik bir şekilde asimile edilmekte ve yasaklanmaktadır. Asimilasyon politikalarından dolayı Türkiye’de birçok dil yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bırakılmıştır. UNESCO’nun Tehlike Altındaki Dünya Dilleri Atlası’na göre Türkiye’de şimdiye kadar 18 dil yok olmuştur veya yok olma tehlikesi altındadır. Bu dillerden birisi de Kürtçenin Kırmancki lehçesidir.
“Türkiye dilleri koruyan uluslararası kararlara uymamakta”
Dillerin asimilasyonu ve kültürel kırım politikaları insanlık değerlerine karşı işlenmiş suçlar kapsamındadır. Ancak Türkiye dilleri koruyan uluslararası kararlara uymamakta ve bugüne kadar bu hakları ihlal etmeye devam etmektedir.
Bizler Hakların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) olarak 21 Şubat Dünya Ana Dili Günü vesilesiyle bir kez daha kurumunuza ve tüm uluslararası kurumlara sorumluluklarını yerine getirme çağrısı yapıyoruz. Türkiye’ye bir heyet göndermeniz ve Türkiye hakkında ana dili hak gasplarına dair soruşturma başlatmanızı talep ediyoruz. Türkiye’de başta Kürtçe (Kurmancî-Kirmanckî) olmak üzere Arapça, Ermenice, Süryanice, Çerkesce, Lazca, Romanca, Boşnakça ve tüm diğer dillerin statülerinin tanınması gerekmektedir. Türkiye’nin temel haklara dair uluslararası kararlara uyması ve uluslararası sözleşmelerin gereklerini yerine getirmesini talep ediyoruz. Bu anlamda Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi’nin 17. , 29. ve 30. Maddelerine koyduğu çekinceleri kaldırması ve sözleşmenin gereklerini yerine getirmesi için Kurumunuzun gerekli adımları atmasını talep ediyoruz.”
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın