ARAŞTIRMA - Türkiye’de Kürtlerin ne kadarı kendi kimliğine sahip çıkıyor?

Erbil (Rûdaw) - Kürt Araştırmaları Merkezi’nin “Kürt Meselesi ve Kürt Algısı” başlıklı yeni raporuna göre Kürtlerin yarısı kendini yüksek düzeyde "Kürt" olarak görüyor. Yine Kürtlerin üçte ikisi (%67,4) Kürt kimliğini güçlü bir şekilde sahipleniyor.

Kürt Araştırmaları Merkezi, “Kürt Meselesi ve Kürt Algısı” başlıklı özel bir rapor hazırladı.

Rapor, CORE Araştırma Enstitüsü, Rawest Araştırma, The European Endowment for Democracy (Avrupa Demokrasi Vakfı) ve Heinrich Böll Vakfı’nın katkıları ile hazırlandı.

Dört farklı araştırmadan derlenen özet verilerin yer aldığı raporda Kimlik, Ayrımcılık Pratikleri ve Hisler, Ana Dil, Kürt Sorunu ve Talepler, Kürt Sorunu ve Cumhuriyet’in 100 Yılı, Kanaat Önderi Değerlendirmeleri, Kürtler ve Popüler Kültür, Türklerde Kürt Algısı, Kürt Sorunu ve Çözüm Süreci, Kürtlerin Taleplerine Yaklaşımlar ve Araştırma Bulguları Ne Söylüyor alt başlıkları yapılan araştırmanın sonuçları paylaşıldı.

Kimlik

Araştırmanın “Kimlik” başlıklı bölümünde “Kürtler kendini Dindar Müslüman ve özgürlükçü olarak tanımlıyor. Dinle barışık olma ve özgürlükçülük Kürt kimliği öne çıkıyor” tespitine yer verildi.

Kürt kimliği Türkiye'de artık yüksek sesle ve açıklıkla ifade edilen ve taşınan bir kimlik.

Kürtlerin yarısından fazlası yani yüzde 53’ü kendini “yüksek düzeyde Kürt" olarak görüyor.

Bununla birlikte yüzde 15 ile yüzde 20 arasında bir Kürt nüfus da bu alandan geri duruyor. Yüzde 14’ü kendini “düşük düzeyde Kürt” görüyor ve yüzde 13’ü “Kürt olmaktan gurur duyma” önermesine katılmıyor.

Bu eğilim yaş gruplarına, cinsiyete, eğitim veya gelir düzeyine göre değişmiyor.

Kürtlükten gurur duyma, kendini Kürt olarak görme düzeyi ve ana dilinde eğitime ilişkin tutumlar gibi değişkenlerle oluşturduğu Kürt kimliğini sahiplenme endeksine göre: Kürtlerin üçte ikisi yani yüzde 67,4’ü Kürt kimliğini güçlü bir şekilde sahipleniyor.

Ayrımcılık Pratikleri ve Hisler

Araştırmaya göre Kürtlerin yüzde 60'a yakını Kürt kimliği nedeniyle ayrımcılığa uğradığını düşünüyor. Ayrımcılığa uğrayanların yarıya yakını kendini Türkiye'ye ait hissetmiyor.

Bu oran, Kürt kimliği güçlendikçe artıyor. Kürt kimliği zayıf olanların yüzde 29’u ayrımcılığa uğradığını söylerken, Kürt kimliğini güçlü şekilde benimseyenlerde bu oran yüzde 74’ü geçiyor.

“Siz bir Kürt olarak Kürt kimliğiniz sebebiyle ayrımcılığa uğradığınızı düşünüyor musunuz?” sorusuna “Evet” diyenlerin oranı yüzde 58 iken “Hayır” diyenlerin oranı ise yüzde 42 oldu.

Öte yandan, Kürtlerin dörtte biri kadarı “devlet nezdinde Türklerle eşit” olduklarını düşünüyor. Eşit olmadığını düşünenler ise yarıya yakın.

Türklerde Kürt Algısı

Araştırmanın “Türklerde Kürt Algısı” bölümünde ise Türklerin keskin kutupların ara pozisyonlarla yumuşadığı, şahin ve güvercin pozisyonlar arasına yeni kategorilerin eklendiği görülüyor.

Bu kategoriler ve oranları şöyle sınıflandırılıyor:

Şahinler: Kürt diye bir şey yoktur (yüzde 14)

Atmacalar: Kürt kökenliler vardır, ama hepimiz Türküz (yüzde 19)

Doğanlar: Kürtler vardır, Kürt sorunu olmuştur, kalkınma eksikliğindendir, bugün azalmıştır (yüzde 32)

Kumrular: Kürt sorunu vardır, ama halklar arasında sorun yoktur, siyaset karışmazsa çözülür (yüzde 21)

Güvercinler: Kürtlerin hakları olmalıdır, Kürt sorunu vardır, Kürtler de milliyetçilik yapmamalı (yüzde 12)

Martılar: Kürtler vardır, mağdurdur, Kürt sorunu vardır, talepleri meşrudur (yüzde 2)

 Türklerin bakışında ayrıca, “Varlar, bize çok benziyorlar, kadim dostlar, bu toprakların evlatları”, “Durumları iyiye gitti, geri bırakılmışlar ama şimdi eskisi gibi değil”, “Kürt sorunu yadsınamaz ama abartılıyor”, “Çözüm kalkınma ve eğitim”, “Kürtlüklerini gözümüze sokmasınlar, bu ülkenin insanı olduklarını unutmasınlar” değerlendirmeleri dikkat çekiyor.

 “Kürtler ayrımcılığa uğruyor mu?” sorusuna “evet” yanıtı Türklerin oranı yüzde 42 olurken “Ayrımcılık yok” diyenlerin oranı ise yüzde 26’dea kalıyor.

Türklerin yüzde 42’si ise Kürtçe’ye hoşgörü gösteriyor.