ERZİNCAN – Maden bölgesinde halk suya siyanür karıştığı iddiaları nedeniyle tedirgin

Rawin Sterk

Erzincan (Rûdaw) - Erzincan İliç'te Anagold Madencilik'te meydana gelen facianın üzerinden 8 gün geçti. Göçük altındaki 9 işçinin çıkarılması için bekleyiş sürerken; bölgede "siyanür sızıntısı" iddiaları madenin yakınındaki köylüleri tedirgin ediyor.

Erzincan'ın İliç ilçesi Çöpler köyündeki maden ocağında 13 Şubat’ta yaşanan toprak kayması Türkiye’nin gündeminde. Toprak altında kalan 9 işçiyi arama çalışmaları devam ediyor.

Uzmanlar, altın aramak için kullanılan 39 değişik kimyasal maddenin karıştığı toprak linçinin 32 hektarlık bir alana akmış olduğunu belirtiyor. Maden ocağına yakın köylerde ise korku ve tedirginlik hakim.

Maden alanına 500 metre uzaklığındaki Bağıştaş köyünün mezrası olan 15 haneli Bahçecik mezrası sakinleri, "siyanür sızıntısı" korkusu ile içme sularını kullanmıyor. Bahçeçik köyünden tankerlere su doldurarak şimdilik ihtiyaçlarını o şekilde karşıladıklarını söylüyorlar.

Rûdaw’a konuşan Bahçecik mezrası sakini Mehmet Tekin, “Bizim köyün suyu madenin alt tarafından akıyor. Orada Gözeler denilen bir mevki var. İçme suyumuzu oradan motorla basıyoruz depolardan evlere dağılıyor. Kaygımız bundan dolayı, madene yakın olduğu için bu suyu içmiyoruz. Yetkililer bir sakıncası yok diyor. Tahlil için geleceklerine dair muhtarı bilgilendirmişler” diye konuştu.

Her ne kadar yetkililer bölgede hava ve suyun faciadan etkilenmediğini söylese de vatandaşlar yine temkinli yaklaşıyor .

Toprak kaymasının ardından maden alanında kimyasal madde ve atık sızıntısına dair iddialar gündemden düşmüyor. Fırat Nehri'nin sol yakasındaki köy geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlıyor.

Mezra sakinlerinden Kemal Yıldırım da “Her şey değişti, havası da suyu da. Şu anda herkes tedirgin. Aşağıda gördünüz, tankerlerle su getiriyoruz. Başka yapacak bir şey yok. Çok çaresiz bir vaziyetteyiz” dedi.

Mezrada yaşayan 77 yaşındaki Ayşe Altınay, hayatının tamamını burada geçirmiş. Ağzından çıkan sözler şikayet dolu ama yüreğindeki hüznü gözlerinden okunuyor. O da köyde yaşayan diğerleri gibi çaresizlik içinde ve suya siyanür karışmış olması şüphesi yüreğine dert olmuş.

Ayşe Altınay, “Bizim köylerde değişmeyen bir şey yok. Ekiyor, biçiyor rençberlik yapıyorduk. Rahat ve mutluyduk. Bu maden geldi buraya huzurumuz bozuldu. Neden suyumuz yok, maden gelmiş. Ne yapmış, ancak bizi zehirlemiş” diyerek sitem etti.

Tek geçim kaynağı hayvancılık olan köyde, mera alanları da maden şirketi tarafından alınarak tel örgülerle çevrilmiş. Fırat Nehri tarafındaki köyler yüksek dağların yamaçlarında kalıyor. Bölge sakinleri temiz su, hava ve sakin bir hayat arıyor.