CHP’li Sarıbal: Siyanürle altın arama çalışmalarına derhal son verilmeli

19-02-2024
Rûdaw
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal Rûdaw'a konuştu.
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal Rûdaw'a konuştu.
Etiketler Orhan Sarıbal CHP Maden Siyanür Erzincan Altın
A+ A-

Erzincan (Rûdaw) - CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Erzincan'ın İliç ilçesinde toprak kaymasının yaşandığı maden hakkında daha önce uyarılarda bulunduklarını hatırlattı. Sarıbal, faciadan hükümetin enerji ve maden politikalarını sorumlu tuttu.

Erzincan'ın İliç ilçesinde bulunan Anagold Çöpler Altın Madeni'nde 13 Şubat’ta yığın liç alanının kayması sonucu 9 işçi toprak altında kaldı. Maden sahasında kalan işçileri arama çalışmaları 7’inci gününde devam ediyor.

Öte yandan facia, Türkiye'de sürdürülen metal madenciliği biçiminin çevresel etkilerinin yanı sıra ekonomik katkısının ne olduğu konusunu da tartışmaya açtı.

Bölgede bulunan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Rûdaw TV İstanbul Temsilcisi Rawin Sterk’e konuştu.

“Temel sorumlu iktidarın maden ve enerji politikalarıdır”

“Bugün yaşadığımız olayın temel sorumlusu iktidarın maden ve enerji politikalarıdır” diyen Sarıbal, “Özellikle 80’lerden sonra bu ülkenin iktidarları dünyanın sermaye sınıfına, kapitalizme bu ülkenin bütün kaynaklarını peşkeş çektiler. Bir kısmını yerli işbirlikçilere peşkeş çektiler, bir kısmını da yabancılara. Amerikan, Kanada, İngiliz şirketleri direkt gelip buralara saldırmazlar, önce bir yerel işbirlikçi bulurlar, siyaset bulurlar, bir hükümet bulurlar onlarla ilgili yasaların, altyapıların oluşmasını sağlarlar, sonra bizim yerli kuruluşlar giderler, maden arama ruhsatları alırlar. Ondan sonra ortak şirket bulurlar, arama tamamlanır her şey bite.  o şirketlere ortak ederler çıkarmaya başlarlar. Burda da öyle bi senaryo var” diye konuştu.

Aynı durumun Bergama'da, Kaz Dağlarında ve Türkiye'nin diğer yerlerinde de böyle olduğunu belirten Sarıbal, “Bu acı olay net bir şekilde iş cinayetidir, bu cinayetin temel sorumlusu 80’lerden sonra siyasetin ve iktidarların, özellikle son 20 yıldır AKP iktidarının uyguladığı enerji ve maden politikalarıdır. Para gelsin de ne olursa olsun. Geliyor mu? O da gelmiyor, halkımız bilsin. Burdan çıkarılan altın, işlendiği tertemiz altın olarak yüzde 2 ve işlenmemişse ancak yüzde 4’ü bu ülkeye gelir, gerisi gider. Elbette yandaşlar vardır, sağından solundan bilmediğimiz gizli ortaklar elbette vardır” dedi.

İliç’teki maden hakkında bilgi veren Orhan Sarıbal, şunları kaydetti:

“Kapasite artışı denen bi şey var, 90’lı yıllarda burası başlamış altın çıkarmaya fakat şu anda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olan Murat Kurum'un Çevre ve Şehircilik Bakanlığı döneminde sürekli bir kapasite artışı müracaatı yapılmış. Buraya beşinci defa geliyorum. Daha önce süyanürlü suyun havaya püskürtülmesi ve buharlaştırılarak havuzun seviyesinin düşürülmesi, havuza daha fazla atık gitmesi için buharlaştırma yöntemiyle havuza düşürdükleri dönemde geldik. Yine siyanür boruları patlayıp dışarıya sızan siyanürlü suyun vermiş olduğu zarar sırasında geldik. Yine kapasite artışı nedeniyle Türkiye Mimar ve Mühendisleri Birliği’nin açtığı dava sonrası bilirkişi heyetinin geldiği gün geldik.

“Burada büyük bir felaket var”

Bakın Fırat yanı başımızda, Fırat dediğinizde ne Erzincan'a ne Urfa'ya dünyaya mal olmuş bir yer burası, Orta Doğu'ya mal olmuş. İşte Karasu, Fırat, Murat deresi bunların tümü dünya mirası, hiç kimseye ait değil. Bunu zehirleyecek kadar tehlikeli bir şeyden bahsediyoruz. Uyardık, anlattık 2022 Haziran ayında yaşanan olaydan sonra İstanbul milletvekileri ile beraber geldik, bütün izlenimlerimizi yaptık ve gidip Meclis’te açıklama yaptık. Burada büyük bir felaket var, 197 futbol sahası büyüklüğündeki bir siyanür çukuru 600 futbol sahası büyüklüğünde çıkarılmak istenmektedir? Nasıl yapılıyor? Etrafı doldurularak, altında mebran var, bu mebranlar 100 yıllık 150 yıllık. Ne demek bu? Bir sızıntı, patlama, yığılma ve afet olduğunda siyanürlü suyun gittiği toprak veya su gittiği yerde yüzlerce yıl yaşam yok demektir. Biz buna eko-kırım diyoruz. Ekolojinin katliamı diyoruz. Bunun dünyada yasaları var. Eko suçu olan eko kırım suçları, ekolojik hayata dair suçlar olarak değerlendiriyoruz. Hukukta cezaları var. Biz de bunla ilgili yasalar verdik.

Buraya gelince bile bile, göz göre göre Kanada, Amerikan ortak SSR Minging firması ve Türkiye'nin yüzde 20’si Çalık Holding'in ortak olduğu firma. Zaten Çalık Holding bu firmayla ortaklık kurduğu andan itibaren acayip büyümüş. Değişik sektörler, değişik madenler, sınırsız bir büyüme var. Yani demek ki yürü diyince yürüyomuş işler. Burada da bu kapasite artışıyla beraber o havuzlar 10-15 yıllık yapıldı ama 3 yılda o havuzlar doldu. Dolayısıyla yeni bir havuz ihtiyacı oldu. O yüzden büyütmeye çalıştılar.

“Madende kullanılan siyanür miktarı dünyayı zehirler”

Bir ton altın çıkarmak için 5 milyon metreküp toprağı işlemeniz gerekiyor. Önceleri 9 bin ton civarında sülfirik asit kullanılan bu işletmede bugün 100 bin tondan bahsediliyor. Yine binlerce tonluk siyanürden bahsediliyor. Bu bırakın bölgeyi, dünyayı zehirleyecek bir miktar. İşte bu kapasite artışına Murat Kurum zamanında izin verildi. Sadece buraya değil, Fatsa'ya verildi, biçok ilde verildi. Adeta bütün memleketi madencilere peşkeş çekerken madenlerin kapasitelerini arttırdılar, çok büyük oranda arttırdılar. Bu daha fazla siyanür demektir, daha fazla toprak işlemek demektir, daha fazla sülfirik asit demektir ve daha fazla diğer kimyasal madde demektir. Bir kimyacı burada 39 değişik kimyasal element var diyor.”

“Bu bölge deprem bölgesi”

Bölgenin deprem bölgesi olduğunu hatırlatan Sarıbal, “Ben Erzincanlıyım, 1939 depremini ailem yaşamış. Dedem oradan tesadüfen kurtulan biri. Erzincan'da deprem yok denebilir mi? Böyle bi şey söylenebilir mi? En ufak bi sarsıntıda o yığının geleceğini biliyorsunuz, peki o yığına karşı alınmış bir tedbir var mı? Yok. İşte şimdi Sabırlı deresinden akıyor, menfezle kapatmışlar” diye konuştu.

Alınan tedbirlerin sızmaları önlemek için yetersiz olduğuna vurgu yapan CHP’li vekil, “Alttan sızma olursa ne olacak? Yarın yağmur yağdığında sızma olacak. Dağın tepesindeki kar bu suya iniyor. Alttan kayalıklardan dereden tepeden süzülerek geliyor. İşte o zaman siyanürlü su da süzülüp bu dereleri kirletecek” ifadelerini kullandı.

“Dünyada süyanürlü altın çıkarma işi bitmiştir”

Orhan Sarıbal, “Bir ülkenin madenleri varsa çıkarılır ama ama diyoruz her yerde her an her maden çıkarılmaz. Tekrar söylüyorum her yerde her an her zaman maden çıkarılmaz. O maden dünyanın en kıymetli madeni de olsa, onun çıkarılmama sebepleri varsa çıkarılmamalıdır. Nedir bu? İnsan hayatıdır, çevreye verdiği zarardır, suya verdiği zarardır, ekolojik sistem içerisinde bitki florasına, hayvan florasına ve özelliklere vereceği bir zarar varsa oradan çıkarılmaz. Dünya değişiyor, teknoloji değişiyor. Madeni çıkarıyosanız en yeni teknolojiyle çıkarmalısınız. Artık süyanürlü altın çıkarma işi dünyada hemen hemen bitmiştir. Nerede var? Bizim gibi sömürge toplumlarda var, bizim gibi az gelişmiş toplumlarda var” değerlendirmesinde bulundu.

Sarıbal, bu konuda iktidarı eleştirerek, “İnsanları dinle, imanla kandırcaksınız ama en çok paraya inanacaksınız, para-para deyip her şeyi paraya bağlayacaksınız, insanları muhtaç hale getireceksiniz, işçileri toprağın altına gömeceksiniz, 3 kuruş para gelsin diye aç insanlar, yoksul çalışmak zorundalar ama orda bize süyenürle altın aranacak. Nerde var bu? Afrika ülkelerinde var, Asya ülkelerinde var, Türkiye'de var” diye konuştu.

“Ölüler altın takmaz”

“Siyanürle altın arama çalışmalarına derhal son verilmeli” diyen Sarıbal, “Bu kasıtlı bir cinayettir. Hep söyledik yerin üstü yerin altından kıymetlidir. Ölüler altın takmaz ve bu ülkenin kaynakları eğer önemli kaynaksa yüzde 1’e, yüzde 2’ye değil, kamusal bir şekilde devlet eliyle yapılmalı, bütün var olan kaynaklar da devlet eliyle kullanılmalı diyoruz. Bu konuda bütün halkı duyarlığa davet ediyoruz” diye konuştu.

 

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli