MSB, 21 askerin yaşamını yitirdiği iki çatışma ile ilgili detayları açıkladı
Haber Merkezi – Türkiye Milli Savunma Bakanlığı (MSB) kaynakları, Hakurk ve Metina bölgelerinde 22-23 Aralık’ta ve Zap bölgesinde 12 Ocak'ta yaşanan çatışmaların detaylarına ilişkin açıklama yaptı. Bakanlık kaynakları ayrıca Kürdistan Bölgesi sınırları içerisindeki operasyonlara ilişkin eleştiri ve iddialara da yanıt verdi.
MSB Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, bakanlıktaki basın bilgilendirme toplantısında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Kürdistan Bölgesi toprakları içerisinde PKK’ye karşı yürüttüğü operasyona ilişkin açıklamalarda bulundu.
Anadolu Ajansının aktardığına göre, 12 Ocak'ta Zap’ta 9 askerin hayatını kaybettiği üs bölgesine düzenlenen saldırıda PKK’lilere “geçit verilmediğini” belirten Aktürk, saldırının ardından Kürdistan Bölgesi ve Rojava’da 114 hedefe yönelik hava saldırıları düzenlendiği bilgisini paylaştı.
Pençe kilit operasyonlarında son durum
Toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Kürdistan Bölgesi sınırları içerisinde devam eden “Pençe” operasyonlarında son duruma ilişkin açıklamalarda bulundu.
"Pençe” operasyonları ile PKK’nin Kürdistan Bölgesi’ndeki “hareket kabiliyetinin engellenmesi ve Türkiye’yi hedef alan eylemlerinin kısıtlanmasında önemli sonuçlar ortaya çıktığını” ifade eden kaynaklar, Sinat-Haftanin'den Hakurk'a kadar uzanan yaklaşık 300 kilometrelik sınır şeridinde, ortalama 15 ile 30 kilometre derinlikte “güvenli hat” oluşturulduğunu söyledi.
Son olarak 17 Nisan 2022'de başlatılan “Pençe-Kilit Operasyonu” ile sınırını tamamının “emniyetinin ileriden tesis edildiğini” dile getiren MSB kaynakları, “İleri teknolojik donanımların da desteğiyle yürütülen bu operasyonlarda, aralarında PKK'nin üst düzey yöneticilerinin de yer aldığı çok sayıda kadronun hayatını kaybettiğini belirtti.
MSB kaynaklarına göre, “Pençe” operasyonlarının başından bugüne kadar 1689 PKK’li yaşamını yitirdi.
22-23 Aralık ve 12 Ocak'taki çatışmalar
MSB kaynakları, Hakurk ve Metina bölgelerinde 22-23 Aralık’ta ve Zap bölgesinde 12 Ocak'ta yaşanan çatışmaların detaylarına ilişkin bir soruyu da yanıtladı.
Saldırıların olumsuz hava koşullarında ve görüş mesafesinin olmadığı bir ortamda gerçekleştirildiği bilgisini aktaran kaynaklar, PKK’lilerin eş zamanlı olarak Kürdistan Bölgesi’ndeki birçok üs bölgesine de saldırı girişiminde bulunduğunu, sızma eylemlerinin yapıldığı bölgelerde, sivil yerleşim yerlerinin de “örtü olarak kullanıldığını” belirtti.
Saldırıların tamamına yakınının engellendiğini vurgulayan kaynaklar, şöyle devam etti:
"İHA'ların mevsimsel koşullar nedeniyle uçamadığı durumlarda kritik yaklaşma istikametleri teknoloji-yoğun sistemler (termal kamera, foto kapan, bulut altı mini İHA) ile gözetlenmekte, harekete duyarlı radar sistemleri ile üs bölgelerinin etrafı takip edilmekte, ateş destek vasıtaları 24 saat esasına göre görev yapmaya devam etmekte, silah üstü termal kameralar ile teçhiz edilmiş yakın emniyet unsurları tarafından üs bölgesi etrafında pusu/dinleme ve keşif/gözetleme gayretleri artırılmakta, üs bölgelerinin etrafına fiziki engel sistemleri (jiletli tel, fens teli, aydınlatma mayını vb.) inşa edilmekte, havada bekler bulunan savaş uçaklarıyla bölgede hava devriyesi icra edilmektedir."
Askerlerin bulunduğu üslerde tahkim durumu
Bakanlık kaynakları, Kürdistan Bölgesi’ndeki sınır bölgelerinde bulunan üslerde tahkimatın yetersiz olduğu yönündeki iddialara da yanıt verdi.
Askerlerin bir bölgeye adım atar atmaz öncelikle emniyetlerine yönelik olarak mevzilendiğini, bununla birlikte mevzilerin uygun silah, tespit, sensör, algılama, görüntüleme sistemleriyle geliştirildiğini belirten kaynaklar, ardından hava ve karadan askerlerin temel ihtiyaçlarının ikmal edilmesi için sistem kurulduğunu aktardı.
Bakanlık kaynakları, "Yapılan hava harekatları saldırılarından sonra mı yapılıyor" sorusu üzerine şunları söyledi:
"Hedef tespiti ve imha süreci sürekli bir faaliyettir. Yapılan hava harekatlarının sayısını açıklıyoruz, hedefteki etki kıymetlendirmeleri tamamlandığında EHG sayılarıyla kullanılamaz hale getirilen mağara, sığınak veya diğer tesis bilgilerini veriyoruz. Her kademede Hedef Analiz ve Değerlendirme Grupları tarafından icra edilen günlük hedef toplantılarında duyum, İHA tespitleri ve sinyal istihbarat verileri analiz edilerek hedefler belirlenmekte ve ateş altına alınmaktadır."
Operasyonların stratejisine yönelik eleştiriler
Bakanlık kaynakları, Pençe operasyonlarının stratejisinin yanlış olduğuna dair eleştirilere yönelik, şunları kaydetti:
"Bugün artık, yurt içinden tek bir şehit haberi gelmiyor. Üs bölgelerimize, kalekollarımıza tek bir saldırı yapılamıyor. Bu da terörü kaynağında yok etme stratejimizin başarısını gösteriyor. Bugün, Türkiye'nin en büyük petrol rezervlerinden birine sahip Şırnak/Gabar'da güvenli bir şekilde petrol çıkartılabiliyorsa, Hakkari'nin yaylaları turistleri ağırlıyor, festivallere ev sahipliği yapıyorsa bunlar hep kahraman ordumuzun, teröristleri sınırlarımızın ötesinde, terörü kaynağında yok etme stratejisi sayesindedir."
İHA ve SİHA'ların kullanılmadığı iddiaları
İHA ve SİHA'ların kullanılmadığı iddialarına yönelik, TSK'ya teslim edilen 1 adet MİLSAR'ın mevcut olup, denemeleri, test ve kabul işlemlerinin devam ettiğini belirten kaynaklar, şunları anlattı:
"SARPER radarı ise konvansiyonel harpte karşılaşılan hedefleri tespit etmek için tasarlanmış bir sensör olup, SAR radarı kullanılarak arazide saklanan/hareket eden teröristleri tespit etmek mümkün değildir.
Bölge yer seviyesinden yüksek irtifaya kadar bulutlarla kaplı olduğundan İHA'lar üzerindeki elektro-optik ve kızılötesi görüş sağlayan kameralarla arazinin gözetlenmesi de mümkün değildir."
Yeni bir operasyon olacak mı?
Bakanlık kaynakları, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın son açıklamalarının ardından yeni bir kara operasyonu yapılıp yapılmayacağına dair sorular üzerine şunları söyledi:
"Sayın Cumhurbaşkanı'mızın da ifade ettiği gibi ülkemizin, halkımızın ve sınırlarımızın güvenliği için uluslararası hukuk ve meşru müdafaa açısından operasyon yapmak Türkiye'nin en doğal hakkıdır. TSK'nın, ihtiyaç olan yer ve zamanda bugüne kadar yaptığı gibi bundan sonra da ne gerekiyorsa yapacağından kimsenin şüphesinin olmaması gerekir."
Operasyon bölgesindeki askerlerin tecrübe durumu
MSB kaynakları, "Operasyon bölgesindeki askerlerin tecrübesi yeterli mi?" sorusuna cevaben, operasyon bölgesinde görevlendirilen tüm subay, astsubay, uzman erbaş ve sözleşmeli askerlerin, Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığında 18 hafta süreyle zorlu bir eğitim sürecinden geçtiğini, ardından birliklerde görevlendirildiğini, birliğindeki oryantasyon eğitimi sonrasında ise operasyonlara dahil edildiğini bildirdi.