Haber Merkezi – İstanbul İstiklal Caddesi'nde 13 Kasım 2022 tarihinde 6 kişinin öldüğü, 99 kişinin yaralandığı bombalı saldırıda bomba düzeneğini bırakan Ahlam Albashır mahkemede ilk kez savunmasını yaptı. Albashır “Suriye’den getirdikleri” şeklindeki ifadesini değiştirdi.
İstanbul İstiklal Caddesi'nde 13 Kasım 2022 tarihinde 6 kişinin hayatını kaybettiği, 99 kişinin yaralandığı bombalı saldırıda duruşma görüldü.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, aralarında Ahlam Albashır'ın da bulunduğu 13 tutuklu ve avukatları ile bir müşteki katılırken 13 tutuklu da Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.
“Kardeşim Türk orusuyla Efrin'de ben Kürtlerin bölgesindeydim"
Albashır, hakimin "Türkiye'ye nasıl giriş yaptın?" sorusu üzerine, Suriye'de yaşarken anne ve babasının vefat ettiğini, ailesinden sadece ablasının kaldığını söyledi.
Kalp hastası olduğunu, gece fırında gündüz tatlıcıda çalıştığını aktaran Albashır, Suriye'de Kürtlerin olduğu bölgede ikamet ettiğini söyledi.
Kardeşinin Türk ordusuyla Efrin'de olduğunu belirten Albashır, "Bu nedenle gözler 'Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) lehine mi çalışıyorum?' gibisinden benim üzerindeydi. Hasan (Hasan Jamili) yanıma geldi, 'Büyük bir şahıs seninle konuşmak istiyor' dedi. İlk gittiğimde yüzünü görmedim, ikincisinde gördüm. Bana 'Bir şahısla birlikte onun karısı rolünde Türkiye'ye gideceksin' dedi. İsminin Bilal olduğunu İdlib'de öğrendim. Ben korktum ama Hasan Jamili bana, 'Eğer sözünü dinlemezsen sana ne olacağını bilemezsin' dedi" diye konuştu.
Kız kardeşine durumu anlatmadığını belirten Albashır, üçüncü defa Hasan Jamili'nin kendisini onun yanına götürdüğünü anlattı.
Sanık Albashır, "O kişi bana 'Sana zarar vermeyeceğiz, tek istediğimiz şey onunla çıkman' dedi. Hacı (kod adlı) beni Hasan Jamili'den alıp bir çiftliğe götürdü. Ne yapacağımı anlatmaya başladı. Hacı bana evlilik sözleşmesi vermişti. Bilal (El-Hacmaus) 'İnsanların önüne bunu çıkarma. Sen, kardeşim olarak kal, kız kardeşiyim şeklinde söyle' dedi" ifadelerini kullandı.
“Türkiye’ye geçerken üzerimde bomba yoktu”
Albashır, kaçakçılar tarafından birkaç gün sonra Suriye sınırına bırakıldıklarını, oradan 4'ü kadın 11 kişiyle Türkiye'ye geçtiklerini söyledi.
Daha önceki ifadelerinde, bombayı Suriye'den aldıklarını söyleyen Albashır, savunmasında "Daha önce bunları anlatmamıştım. Patlayıcı yanımda değildi" dedi.
İstanbul'a ulaşana kadar birçok yerde kaldıklarını, çok sayıda araç değiştirdiklerini söyleyen Albashır, kendilerini bırakan kişinin polisin durdurması halinde portakal bahçesine gideceklerini söylemelerini istediğini aktardı.
Albashır, İstanbul'da bir evde kaldıklarını, Bilal el-Hacmaus'un ise atölyede çalışmaya başladığını kaydederek "Hacı" kod adlı kişi ile El-Hacmaus'un dışarıya çıkmasına izin vermediklerini söyledi.
Olayın ardından tutuklanan Ferhat Habeş'in evinde kalınmasını bir süre sonra sanık Fatma Berkel'in istemediğini belirten Albashır, buradan sonra atölyede ve başka bir evde ikamet ettiklerini öne sürdü.
Albashır, Hacı'nın kendisinden Taksim'den fotoğraf çekip atmasını istediğini belirterek sanık Yasir Al Korali'nin kendisini bunun için Taksim'e götürdüğünü söyledi.
Birkaç gün sonra Hacı'nın yeniden Taksim ile Fatih'ten fotoğraf çekmesini istediğini anlatan sanık Albashır, daha sonra Fatih Camisi'nde fotoğraf çektiğini ifade etti.
Sanık Albashır, bombayı Türkiye'de teslim alan Bilal el-Hacmaus'un kendisine "Adamın yüzünü dahi görmedim. Bıraktı, gitti" dediğini savundu.
Bilal el-Hacmaus'un aldığı çivileri bantların üzerine yapıştırdığını, hamura benzer bir madde yoğurmaya başladığını aktaran Albashır, hazırlanan malzemeleri yine aynı kişinin çantaya koyduğunu söyledi.
“Bombayı gördükten sonra polisi aradım ama Türkçe bilmiyordum”
Albashır, ertesi gün "Hacı" kod adlı kişinin kendisine sanık Yasir Al Korali ile Taksim'e gitmesini istediğini öne sürerek şöyle devam etti:
"Bilal, bu çantayı Taksim'de bir kişiye götüreceğini söylemişti. Yasir'i aradım, bizi Taksim'e götürmesini söyledim. Birlikte gidiyorduk. Bilal arabayla neden geri döndü, anlamadım. Bilal indi, bana çantayı verdi. 'Çarşıya, caddeye in, herhangi bir yere otur' dedi. Makyaj malzemeleri satan bir yere girdim. Daha sonra bir yere oturup beklemeye başladım. Orada otururken bana Hacı'dan video geldi. Biri arkamdan benim videomu çekmiş, korktum. Çantayla oynadım. Bombayı gördükten sonra polisi aradım ama Türkçe bilmiyordum. Hacı bu esnada, 'Çantayı bırak, yürü' dedi. Yasir'i aramamı söyledi. Caddenin başına doğru yürüdüm. Hacı, Esenler'de Suriye lokantası olduğunu, oraya dönmemi istediğini söyledi. Bilal atölyede sanıyordum. Oradakilerin konuşmalarından Bilal'in Bulgaristan'a ulaştığını, oradan Yunanistan'a geçeceğimi öğrendim. Telefonumu ve sim kartımı kırdılar."
“Kimseye bir zararım olmamıştır"
Savunmasını tamamlayan Albashir, bir avukatın, "PKK üyesi misiniz?" sorusu üzerine "Benim kimseye bir zararım olmamıştır" dedi.
Sanık, başka bir sanık avukatının sorusu üzerine "Aslında bombayı ben değil, Bilal kendisi götürecekti" diye konuştu.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların bu hali ile firari sanıklar hakkındaki yakalama kararının devamına hükmetti ve duruşmayı 25 Eylül'e erteledi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde 13 Kasım 2022'de düzenlenen bombalı saldırıda, 6 kişi hayatını kaybettiği, 99 kişinin yaralandığı kaydedildi.
İddianamede, soruşturma kapsamında “YPG özel istihbarat elemanı” olduğu iddia edilen Ahlam Albashır ve Bilal el-Hacmaus'un örgüt tarafından özel eğitime tabi tutulup talimatlandırıldığının, patlayıcı malzeme eşliğinde Türkiye'ye gönderildiklerinin tespit edildiği öne sürüldü.
“Örgütün kurduğu ağ vasıtasıyla illegal yollardan İstanbul'a geldiği” ve “kendilerine verilen talimatla söz konusu eylemi gerçekleştirdiklerinin belirlendiği” belirtilen iddianamede, saldırının talimatının Cemil Bayık, Hülya Oran, Sabri Ok, Saliha Bişkin, Velid Halil, Layika Gültekin, Fehman Hüseyin ve Ferhat Abdi Şahin ile Khalil Manja Hussein (Halil Menci) tarafından verildiği öne sürülerek bu isimler hakkında “yakalama emri düzenlendiği” aktarıldı.
İstenen cezalar
İddianamede, Ahlam Albashır hakkında “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar, “tasarlayarak bombalama suretiyle çocuğa karşı kasten öldürmekten” ağırlaştırılmış müebbet, "tasarlayarak bombalama suretiyle kasten öldürme" suçundan 5 kez ağırlaştırılmış müebbet, 99 kişiye karşı "tasarlayarak bombalama suretiyle kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 1930 yıldan 2 bin 970 yıla kadar, "tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi" suçundan da 12 yıldan 24 yıla kadar olmak üzere toplamda 7 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 1949 yıldan 3 bin 9 yıla kadar hapsi isteniyor.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın