Erbil (Rûdaw) – Yazar ve Akil İnsanlar heyeti eski üyesi Tarık Çelenk, “yeni çözüm süreci” ve Kürt hareketi hakkında “Bu tamamen komplike bir süreç. Gerçekten çok ince bir işçilik (gerektirir). Bu ne Kolombiya'ya benziyor, ne İrlanda'ya benziyor, ne de Filipinlere benziyor. Çünkü burada ciddi bir insan birikimi var. Belki de 50 bin kişiden bahsediyoruz, 100 bin kişiden bahsediyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Yazar Tarık Çelenk, Rûdaw TV 15.00 bülteninde Hêvîdar Zana’nın sorularını cevapladı.
Şimdiki sürecin geçmişten farkı olarak daha “kapalı” yürütüldüğünü, kamuoyunun çok az şey bildiğini ifade eden Tarık Çelenk, “Malum biliyorsunuz bu sürecin bilinmeyenleri geçmiş döneme göre bilinenlerden çok fazla. Çok az şey biliyoruz. Ama şunu söyleyeyim. Sırrı Süreyya Önder arkadaşımızdır. Onunla hatta bir konferans da yapmıştık. Onu da çağırmıştım. Onun bana söylediği, ‘geçmiş döneme göre çok daha fazla umutluyum’ demişti. Herhalde yani sürecin içinde olan, heyetin içinde olan insanlar ve Sayın Bahçeli başta olmak üzere bu kadar umudu veriyorlarsa en azından bizim görmediğimiz, bizim bilmediğimiz çok şeyleri biliyorlar diyoruz ve umutlu olalım diyoruz” diye konuştu.
“Mart'ta Newroz'u bekleyelim”
Bilinmeyen birçok hususun Mart ayındaki Newroz’da aydınlanabileceğini belirten Çelenk, “Ama geçmiş dönemde tabii bir sivil toplum faktörü vardı. Daha bir kamuyu bilgilendirme vardı. Bu dönemde sivil toplum yok, bürokrasi var. Daha mahfuz bir şekilde, daha güvenli bir şekilde yürütülen bir süreç var. Bunun hem avantajı var hem de dezavantajı var. Bunları konuşmak için biraz umutlu olalım. Bunları daha rahat konuşmamak için Mart'ta Newroz'u bekleyelim derim” ifadelerini kullandı.
“Yani bu kadar insan silahları bıraktıktan sonra nerede istihdam edecek?”
Şimdiki sürecin ne Kolombiya'ya, ne İrlanda'ya ne de Filipinlere benzediğini belirten Tarık Çelenk şöyle dedi:
“İlk çözüm sürecinde de Türkiye'den çekilme, Türkiye'yi boşaltma süreçleri içinde de bir takım aksaklıklar oldu biliyorsunuz. Bu önemli bir konu tabii. Yani bu kadar insan silahları bıraktıktan sonra nerede istihdam edecek? Ya da işte Rojava bölgesinden çıkartılan insanlar, silahlı unsurlar nerede istihdam edecek? Avrupa'da mı? Yoksa Kürt Bölgesel Yönetiminin hamiliğinde mi yoksa Türkiye'nin açabileceği yeni bir alanlarda mı? Bunlar belirsiz. Bunlar belki de siyasi karar kadar teknik ve lojistik çok önemli bir karar. Ayrı bir maharet gerektiriyor. Umarım bunlar tartışılıyordur. Sadece silah bırakma değil bu. Bu tamamen komplike bir süreç. Gerçekten çok ince bir işçilik, bu ne Kolombiya'ya benziyor, ne İrlanda'ya benziyor, ne de Filipinlere benziyor. Çünkü burada ciddi bir insan birikimi var. Belki de 50 bin kişiden bahsediyoruz, 100 bin kişiden bahsediyoruz. Siyasi yapıyla, Avrupa yapısıyla daha farklı yapılardan bahsediyoruz. Avrupa söz konusu olabilir. Silahları bırakınca onlar bir takım gelir kaynakları Avrupa'dan akıyordu. O legal olursa eğer gelir kaynaklarını onu kendi kamu siyasetlerinde değerlendirebilirler.”
Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani'nin sürece desteğini çok yapıcı bulduğunu ifade eden Çelenk şöyle devam etti:
"Sayın Neçirvan Barzani'nin konuşmasını, gerek Suriye'deki yapılanma ile ilgili tepkisini, gerekse Türkiye'deki barış sürecine desteğini çok olumlu, Türkiye'deki karar vericiler açısından da yapıcı buldum. Ayrıca da zaten demin ki sorunun da dolaylı bir cevap oldu. Orada da diyor ya Türk yetkilileriyle görüştüğümüz şeyde her şey tamam, hazır. Bu çağrıdan sonra bölgede genel bir barış, genel bir yapılanma olacak. Bunlara baktığımız zaman tabii bu sürecin bir demokratikleşmeyi, bir genel affı, bir yeniden yapılanmayı getireceği, bir umut taşıyacağı, bölgesel bir barışı getireceğini umabiliriz. Ama bugünkü gelişmeler tabii bazı kaygıları da yansıtıyor."
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın