YENİLENDİ - Bakırhan’dan Erdoğan’a soru: Çağrının muhatapları nereye gidecek, nasıl yaşayacak?

4 saat önce
Rûdaw
Etiketler HDK ‘Barış için 1 milyon imza’ Kampanya DEM Parti Tuncer Bakırhan
A+ A-

Haber Merkezi - HDK, “Barış için 1 milyon imza” kampanyası başlattı bu amaçla bir deklarasyon yayınladı.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan da Halkların Demokratik Kongresi (HDK) tarafından yayınlanan “Barış Deklarasyonu” toplantısına katıldı.

Burada çağrının amacı hakkında konuşan Tuncer Bakırhan barışı anlatmak için HDK ile birlikte çalışacaklarını söyledi.

İstanbul Taksim’de bir otelde düzenlen toplantıya HDK Eş Sözcüsü ve DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş ile HDK’nin diğer bileşenleri katıldı.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, dün Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, AK Parti grup toplantısında yaptığı, "Şunu milletimizin özellikle bilmesini isterim; şayet gerekli çağrı yapılır, terör örgütü ve bağlantılı yapılar da gereken adımları atarsa, kazanan Türk'üyle, Kürt'üyle tüm Türkiye olacaktır" şeklindeki açıklamasına cevap verdi.

Tuncer Bakırhan, “Çağrı yaptıktan sonra, bu çağrının muhataplarının nereye gideceği, nasıl yaşayacağı, hangi zeminde yaşamlarını sürdüreceklerinin garantisini verecek bir merkez var mı?” diye sordu.

Bakırhan, kendi iç demokrasisini, toplumsal barışını sağlamış ülkelerin kaos ve kriz ortamından en az etkilendiğine dikkati çekerek, "Kendi barışını sağlayamayan, farklılıkları bastıran ve yok sayan bütün sistemler bu kırılma karşısında ciddi bir güvenlik kaygısı, güvenlik sorunu ve gelecek kaygısı yaşıyor. Biz de Orta Doğu'daki bu kaos ve krizden Türkiye'nin, Türkiye halklarının en az şekilde etkilenmesi için bir sorumluluk almış bulunmaktayız ve bu sorumluluğu yerine getirmeye çalışıyoruz." diye konuştu.

Savaşın çürüme ve yoksullaşma yarattığını, bu durumdan çıkmak gerektiğini dile getiren Bakırhan, "Demokratik bir zeminde diyalogla, müzakereyle Türkiye'nin başta Kürt meselesi olmak üzere kendi sorunlarını çözmesi gerektiğini belirtiyoruz. Sayın Erdoğan'ın Diyarbakır'da dediği 'refah ve huzur' meselesi tam da toplumsal barışı sağlamakla olur." ifadelerini kullandı.

“Bir adres var mı?”

Bakırhan, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, dün AK Parti grup toplantısında yaptığı, "Şunu milletimizin özellikle bilmesini isterim; şayet gerekli çağrı yapılır, terör örgütü ve bağlantılı yapılar da gereken adımları atarsa, kazanan Türk'üyle, Kürt'üyle tüm Türkiye olacaktır." şeklindeki açıklamasını aktardı.

Bu açıklamaya yönelik, "İyi ve doğru bir tespit" değerlendirmesinde bulunan Bakırhan, şunları kaydetti:

"Çağrı yaptıktan sonra, bu çağrının muhataplarının nereye gideceği, nasıl yaşayacağı, hangi zeminde yaşamlarını sürdüreceklerinin garantisini verecek bir merkez var mı? Ya da buna dönük hepimizin 'Evet, doğru budur' diyebileceğimiz bir adres var mı? Bu yok. Biz de istiyoruz koşullar oluşsun, çağrılar yapılsın. Artık bu ülke çatışmalardan, savaşlardan, arınsın."

Tuncer Bakırhan özetle şöyle dedi:

“HDK'nin yapmış olduğu bu çalışma önemlidir. Başarıya ulaşacağına eminim. Biz de HDK ile birlikte, bir birleşeni olarak sokak sokak, cadde cadde, evet, dokunmadığımız, gitmediğimiz, Barış'ı anlatmadığımız, Barış'ı toplumsallaştırmadığımız tek bir zemin kalmayacaktır.

Bütün örgütümüzle birlikte buna destek verdiğimizi tekrar belirtmek istiyorum. Evet, savaş ciddi bir karanlık yarattı. Konuşamıyoruz, düşünemiyoruz, tartışamıyoruz, kaygılıyız, güvende değiliz, rahat değiliz, sabahın dördünde kimin kapısının çalınacağı belli değil. Hangi kurumun tehdit edileceği belli değil. İstanbul Barosu'na dönük girişimleri gördünüz. Yeni bir kongre alma kararı aldı ve bunun gibi benzer Beşiktaş Belediyesi, Akdeniz Belediyesi'nin son günlerde yaşadıklarını hep birlikte gördük.

“Bu savaş karanlığından çıkabiliriz”

Bu savaş karanlığından çıkabiliriz. Çıkma koşullarımız var. Türkiye'nin feraseti, Türkiye'deki barış ve mücadele dönük külliyat, geçmiş ve geçmişte verilen emekler ve bedeller aslında böyle bir zemin olduğunu ortaya koyuyor.

Biz bu savaş karanlığında Türkiye'yi barış aydınlığından taşımaya çalışıyoruz. Bu konuda inançlıyız, kararlıyız. İktidarın burada ne düşündüğü önemlidir. Ama barışı getirecek, bu karanlığı aydınlıkla sonuçlandıracak olan iktidarın kendisi değil. Bizleriz, burada oturan birleşenlerdir. Bu birleşenlerle birlikte, bu ince kampanyayla birlikte daha aydınlık, daha güzel günlere erişebileceğimizi umuyor. Bu imza kampanyasını destekliyorum. Türkiye'de bütün emekçileri, bütün yoksulları, Kürtleri, Alevileri, diğer etnik ve inanç gruplarını bu imza kampanyasına destek vermeye, bu imza kampanyasına omuz vermeye, güç vermeye çağırıyorum.”

“Barışa bir şans verelim”

Toplantıda okunan “Barışa bir şans verelim" başlıklı deklarasyonda ise özetle şu ifadeler yer aldı:

“Kuşkusuz barış kolay bir süreç değil! Barış kolay olsa idi insanlık tarihi savaşlarla; öldüren, yok eden savaşlarla anılmazdı! Ancak geçmişten ders çıkaran bir yerden hayata, dolayısıyla geleceğe bağlanmak insan olmanın gereğidir! Yakın geçmişte koca dünya, 2 büyük savaşa sahne oldu! 1. ve 2. Dünya savaşlarından insanlık; büyük bir yıkımın yanı sıra büyük bir utançla çıktı! Ve hala bu utançların, yaşanan kayıpların ve acıların ölü toprağını üzerimizden atabilmiş değiliz!

Bizler HDK çatısı altında kalıcı, sağlam tuğlalarla örülü bir barışı örmek için buradayız! Barış çağrısının kimden geldiğine değil, böyle bir çağrının gelmiş olmasına bakmalıyız! Ancak bu şekilde tüm toplumsal refleksleri ve toplumsal beklentileri karşılayacak bir inşa sürecine girmiş oluruz.

“İnisiyatif ve sorumluluk almaya davet ediyoruz”

Barışın toplumsallaşması dediğimiz şey; herkesin kendini bulduğu, tek bir sesin değil, toplumun tüm seslerinin çıktığı ve duyulduğu bir meseledir.  Evet Kürt sorunu, bu ülkedeki eşitsizliklerin en net bir şekilde yaşandığı meselenin adıdır. Kürt sorunu bir inkar sorunudur! İnkâr edilen, yok sayılan tüm kesimlerin ve tüm sorunların barış talebi karşısında birleşmesi ve inkarların kabule dönüşmesi mümkün! Bir mümkünün kıyısındayız elbette, ama artık o kıyıda durmanın değil, içine girmenin zamanıdır!

Başta TBMM olmak üzere, ilgili siyasi çevreleri, demokrasi güçlerini, demokratları, özgür ve adil bir yaşam özlemini duyumsayan tüm kesimleri, sivil toplumu ve kurumlarını barış için bir tuğla koymaya, barışın inşası ve gelişimini birlikte ilmek ilmek örmek adına inisiyatif ve sorumluluk almaya davet ediyoruz! Evet, barışa bir şans verelim!”

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli