Tuncer Bakırhan, Bahçeli’nin ‘Öcalan örgütünü tasfiye etsin’ çağrısına cevap verdi
Haber Merkezi – DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’a yaptığı “Örgütünü tasfiye edeceğini tek taraflı ilan et” çağrısına cevap verdi.
Bakırhan, “Sayın Öcalan’ın nasıl cevap vereceğini merak ediyoruz. Kapıları açın dinleyelim" dedi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin grup toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.
Yeni çözüm süreci tartışmalarına değinen Bakırhan, demokratik bir cumhuriyet için ana muhalefet partisine önemli görev ve sorumluluklar düştüğünü söyledi
CHP’nin Kürt sorununun demokratik çözümünde önemli bir rol oynayabileceğini ifade eden Eş Genel Başkan Bakırhan, “CHP statükoya sığınmadan çözüm karşıtı bir yere savrulmadan ve bu ülkede Kürt sorunu başta olmak üzere Türkiye’nin temel meselelerinin demokratik bir şekilde çözülmesi için karşı bir yerde durmamalıdır. Çözümün yanında yer almalıdır. CHP, eğer böyle davranmazsa sadece ülkemize değil, aslında geleceğimize de büyük bir zarar vermiş olur. En fazla da statükoyu savunarak Kürt meselesinde bir çözüm programı ortaya koymayarak kendisine büyük kötülük yapar, kendisine büyük kaybettirir. Değerli arkadaşlar yine parlamentoda bulunan bütün siyasi partilere çağrı yapmak istiyorum. Gelin bu Meclis çatısı altında barışı, demokrasiyi, hak talep edenlerin haklarını bu yasa dönemi içinde beraber bir arada tartışarak müzakereyle, diyalogla hayata geçirelim diyoruz” diye konuştu.
“Onların verdiği karar taleplerimizi kapsamıyor”
Bakırhan, "Kürt kiminle konuşur, kiminle oturur, kimin elini tutar, kendisi buna karar verir. Kaldı ki kimse ile oturduğumuz, konuştuğumuz, kapalı kapılar arkasında bir şeyler çevirdiğimiz ve pişirdiğimiz yok. Dolayısıyla en başından 'Kürtler iktidarla anlaştı' diyenler oluşabilecek diyalog zeminine bariyer koyarak bu ülkenin çözümsüz bir şekilde bu şekilde devam etmesini istiyorlar. Yine siyasi partilere, feministlere, ekolojistlere, işçilere, emekçilere, emek ve meslek örgütlerine STK’lara, işçi sınıfına çağrımızdır. Gelin barışı ve demokrasiyi adaleti muktedirlerin insafına bırakmayalım. Emekçilerin, yoksulların, ezilenlerin bir araya gelmediği, birlikte taleplerini yükseltmediği her yerde işte muktedirler bizim geleceğimiz hakkında karar verirler. Onların verdiği karar taleplerimizi kapsamıyor. Gelin o için gelin barışı biz toplumsallaştıralım" dedi.
“Bizi yok saydıklarında da yine bizim adımıza tartışıyorlar”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bugünkü grup toplantısında Abdullah Öcalan'a yaptığı “Örgütünü tasfiye edeceğini tek taraflı ilan et” çağrısına değinen Bakırhan şöyle devam etti:
“43 aydır Sayın Öcalan ile avukatlar aile görüşemiyor. Sayın Bahçeli, Öcalan ne söyleyeceğini, nasıl bir çağrı yapacağını biz de merak ediyoruz senin gibi. O zaman tecridi kaldırın, Sayın Öcalan’ın kendi örgütüne, kendi arkadaşlarına ne dediğini hep beraber izleyip görelim. 43 aydır kuş uçmayan, kervan geçmeyen bir adaya böyle boşu boşuna çağrı yapılır mı? Bir an önce İmralı kapılarının açılmasını, sizin sorduğunuz soruya Sayın Öcalan’ın nasıl cevap vereceğini merak ediyoruz. Kapıları açın dinleyelim, görelim. Türkiye’de bir taraftan barış kelimeleri ortalıkta dolaşıyor, tartışılıyor. Biz yokuz yine onlar tartışıyor. Bizi yok saydıklarında da yine bizim adımıza tartışıyorlar. Barış dedikleri zaman el uzattıkları zaman da DEM Parti tartışılıyor ama DEM Partili muhataplar maalesef o platformlarda yok. Bizim adımıza tartışmaya hüküm vermeye ahkam kesmeye devam eden bu anlayıştan gerçekten insan ne beklesin? Barış ancak bir Kürt bir Alevi bir Ermeni bir Süryani bir kadın bir yoksul kendini içinde hissederse barış olur. Aksine bir taraftan barış öte yandan kelepçe, açlık ve yoksullukla barış olmayacağını hepimiz öğrendik. Biz de öyle yabani atılacak bir gelenekten gelmiyoruz. İkincisi öyle bu ülkenin sahibi olarak mekanın sahibi olarak bizlerle konuşamazsınız. Biz bu ülkenin kadim halklarından biriyiz. Bu üstenci dili, kendisini sahip bizi öteki kabul eden dili kabul etmiyoruz. Barış böyle gelmez. Kimmiş mekanın sahibi: mekanın sahibi emekçilerdir, üretenlerdir, ezilenlerdir. Çanakkale’de yaşamını yitirenlerdir. Malazgirt’te kapıları açarak sizlerin Anadolu’ya girmenizi sağlayanlardır. Bu topraklarda sizden önce Pir Sultanlar Hacı Bektaşlar vardı, Seyit Rızalar vardı.”