Mayınlar nedeniyle bölge kentleri tedirgin: Dersim ilk sırada
Dersim(Rûdaw) – Dersim'de temizlenmeyen 10 bin 557 kara mayını vatandaşları tehdit etmeye devam ediyor.
Dünyada ve Türkiye'de can almaya devam eden ve 10 binin üzerinde insanın mağdur olmasına neden olan anti-personel kara mayınları ve anti-tank mayınları insanlığı tehdit etmeyi sürdürüyor.
Yapılan araştırmalara göre Türkiye'de, 839 bin anti-personel kara mayını, 164 bin 797 adet anti-tank mayını olmak üzere 1 milyon 101 bin 389 adet mayın bulunuyor.
Savaş artığı patlayıcı maddelerin sayısı ise bilinmiyor. Mayınlar, Dersim, Ağrı, Ardahan, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Antep, Hakkari, Hatay, Iğdır, Kars, Mardin, Siirt, Urfa, Şırnak ve Van illerinde olmak üzere toplam 3 bin 174 alanda bulunuyor. Mayınlı alanların büyüklüğü ise 214 milyon 732 bin 307 metrekare.
Türkiye İçişleri Bakanlığı'nın 1984 ile 2010 yılı arasını kapsayan bir raporuna göre 6 bin 360 kişi anti-personel kara mayını nedeniyle öldü veya yaralandı. Mayınların döşendiği 1950 yılından bu yana ölen ya da yaralananların sayısının 10 binin üzerinde olduğu tahmin ediliyor.
Türkiye mayın temizliği için ek uzatma talep etti
Türkiye'nin taraf olduğu Mayın Yasağı Anlaşması'na (Ottawa Sözleşmesi) göre 2014 yılına kadar mevcut mayınların temizlenmesi gerekmekteyken Türkiye'nin talebiyle bu tarih 2022'ye kadar uzatıldı.
Türkiye, komşu devletlerle olan sınırlarında ve ülke içinde döşenmiş mayınların temizliği için ek uzatma talebinde bundu. Bunun için hazırlanan raporda, "5. madde bağlamında Türkiye 1 Mart 2022'de başlayıp 31 Aralık 2025'e kadar ilk başta 3 yıl, 9 ay sürecek bir uygulama ve gözden geçirme dönemi talep etmektedir. Bu ilk dönemin ardından Türkiye, işleme alınması gereken mayınlı saha toplamını değerlendirecektir" denildi.
Dersim'de temizlenmeyen 10 bin 557 kara mayını var
10 bin 557 kara mayını sayısıyla ilk sırada yer alan Dersim'de bölgedeki mayın ve savaş artığı patlayıcıların fazlalığı göz önüne alındığında, belirlenen süre zarfında mayınların halen temizlenmemiş olması bölgedeki tehlikenin boyutunu gözler önüne seriyor.
8 ve 4 yaşındaki iki kardeş patlayıcı kurbanı oldu
Dersim'de en son 15 Temmuz 2019'da Ovacık (Pulur) ilçesi, Bilgeç Köyü Çakılyayla Mezrası'nda hayvancılıkla geçinen ve çadırda kalan Güloğlu ailesinin Nupelda (4) ile Ayaz (8) adlı çocukları kaldıkları çadıra yakın bir alandaki patlayıcının infilak etmesi sonucu ağır yaralanmıştı. İki kardeş helikopter ile Elazığ Araştırma Hastanesine kaldırılmış ancak tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı. Bu olay bir kez daha bölgede çıkarılmayan mayın ve patlayıcıların nasıl tehlikeli bir boyuta ulaştığını bir kez daha göstermişti.
Baro Başkanı Kalsen: Mayınlar tehlike arz etmeye devam ediyor
Dersim ve çevre illerde halen çıkarılmayan mayınların, kırsal alana yönelik nüfus yoğunluğunun artış göstermesiyle birlikte tehlikenin her geçen gün arttığına dikkat çeken Dersim Baro Başkanı Fatma Kalsen, Türkiye'nin taraf olduğu Mayın Yasağı Anlaşması'na (Ottawa Sözleşmesi) ile ilgili hükmü sivillerin can güvenliği açısından bir an evvel hayata geçirmesini istiyor.
Rûdaw'a açıklamada bulunan Dersim Baro Başkanı Fatma Kalsen, "Anti-personel mayını yani diğer tabirle kara mayını olarak tabir edilen patlayıcı maddeler coğrafyamız açısından tehlike arz etmeye devam ediyor. Milli Savunma Bakanlığı verilerine göre Doğu ve Güneydoğu bölgesinde 3 bin 800 alanda yaklaşık 850 bin civarında kara mayını bulunuyor. 2021 yılı itibariyle bu mayınların temizlenmesi konusunda herhangi bir adım yok maalesef " dedi.
Türkiye'nin yaklaşık 20 yıldır taraf olduğu bu sözleşme kapsamında yükümlülüğünü ve taahhüdünü yerine getirmemesi elbette ki düşündürücüdür. 20 yıldır temizlenmeyen ve taahhüdün yerine getirilmemesinden kaynaklı durum artık ciddi bir tehlike arz ettiği için bu duruma son verilmelidir. Bizim Dersim Barosu olarak bir an önce başta ilimiz olmak üzere tüm bölge içerisindeki anti personel mayınların temizlenmesi gerektiğini düşünüyoruz" ifadesini kullandı.
Dersim ve bölge genelinde mayın ve patlayıcılar nedeniyle yaralanan ve vücudunun değişik uzuvlarını kaybedenler zor şartlar altında hayatlarını sürdürüyor.
Kaçar, mayın kurbanlarından biri
1995 yılında Kacakoç köyü Hagü mezrasında karakol etrafına döşenmiş mayına basan Hüseyin Ali Kaçar, sağ bacağını kaybedenlerden biri.
Rûdaw'a konuşan Hüseyin Ali Kaçar, "Were Eskotu bölgesinde hayvanları otlatıyordum, mayınlı alan olduğundan haberdar değildim, mayına bastım o günden bugüne bu şekilde acı çekiyorum. Devlet, devlet değil ki devlet insanı sakatlıyor, kim ölürse ölsün onlar malına ve parasına bakıyor sadece" diye konuştu.