Can: Bahçeli Kürt meselesi ve HDP üzerinden Batı'ya mesaj vermek istiyor
Erbil (Rûdaw) - HDP MYK Üyesi Celalettin Can, Bahçeli’nin Avrupa’daki ülkü ocaklarının kapatılmasına karşın HDP üzerinden Batı ülkelerine bir mesaj vermek istediğini bu nedenle de HDP ve Kürtleri hedef aldığını söyledi.
Rûdaw TV'de Hevîdar Zana'nın sunduğu 15:00 bültenine katılan Hakların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Celalettin Can, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin HDP’nin kapatılmasına yönelik sözlerini, partisinin Meclisten çekilip çekilmeyeceğine dair konuları değerlendirdi.
İktidarın HDP’yi kapatmak yerine işlevsizleştirdiğini ifade eden Celalettin Can, "HDP’nin kapatılması birçok kez gündeme geldi. Bazı kritik durumlarda politik bazı konuların belirlenmesinde, bazı yol ağızlarında HDP kapatılsın veya kapatılmasın tartışması sık sık gündeme geldi. Ancak AK Parti’nin genel eğilimi şu oldu, kapatmayı tercih etmedi. Bunun nedeni her halde kendisinin de bir dönem kapatılması istenmişti ve onlar da buna tavır almıştı. Geçmişle çelişkiye düşmek istemedi, bir sebebi buydu" dedi.
Can, "Ama esas yanı da AK Parti’yi de aşan, (HDP’nin) 6 buçuk milyon kitlesi ne olacak, Kürt meselesi ne olacak? Bunların cevabını veremediler bugüne kadar. Dolayısıyla kapatmayı tercih etmediler. Ne yaptılar onun yerine işlevsizleştirmeye çalıştılar, yani yöneticilerini, ileri çıkan insanlarını, siyaset yapabilen insanlarını, cümle kurabilen insanları ve halkın sevdiği insanları gözaltına alarak tutuklayarak HDP’nin içini boşaltma HDP’yi işlevsizleştirme politikasını izlemeye çalıştılar" diye konuştu.
İlk defa yüksek sesle HDP'nin kapatılması düşüncesinin gündeme geldiğine vurgu yapan Can, şöyledevam etti:
"Özellikle iktidarın ortağı tarafından bunun biraz da dönemle ilgisi var. Bu dönemin koşulları bu dönemin siyasetiyle ilgisi var. O da şudur; Erdoğan’ı biliyorsunuz batı kanadında bir yaptırım bekliyordu ondan sonra mümkün olduğu kadar bu yaptırımları aşağı çekmek önünü alabilmek için demokrasi ve hukuk reformu diye bir şeyi ortaya attı. Hatta bu söylemi ortaya atmakla yetinmedi, bu sözde reform projesini anlatması için sözcüsü İbrahim Kalın’ı Avrupa’ya gönderdi.
O da anlatmaya çalıştı. Şimdi böyle bir durumda ne yapması gerekir, örneğin Erdoğan taraftarlarının ve hükümet ortaklarının veya Bahçeli gibi insanların mantıklı düşünüldüğüne ne yapması gerekir, Erdoğan’ın elini güçlendirmek için mümkün olduğu kadar onu zor sokacak hareketlerden kaçınmak gerekir. Ama başka bir şey oldu, Bahçeli’nin işaretiyle Çakıcı harekete geçti ve Kılıçdaroğlu’na çok ağır hakaretlerde bulundu. bunula da yetinmedi, Erdoğan’dan bazı mesajlar alan veya Erdoğan’ı motive etmek adına Arınç bazı olumlu cümleler kurmaya çalıştı ama çok ağır bir şekilde Arınç’a da saldırdılar ve yolundan ayrılmasının koşullarını yarattılar. Böyle bir durum oldu. Öyle bir sonuç ortaya çıktı ki, objektif durum şu oldu, Erdoğan mali ve ekonomik yaptırımlarını aşağıya çekmek için Avrupa’ya kendi insanını göndererek, böylelikle bu ambargoyu defetmeye çalışırken, Bahçeli’de bu def etme politikasının sonuçlarını dahi beklemeden, reform politikalarına evet diyebilecek kesimlerin sesini kesme yoluna gitti.
İşte Arınç’ın sesini kestiler. Batının olası bir reform dayatmasının asıl muhatabı kim olacak bu durumda. Muhakkak ki Kürt meselesi ve HDP olacak yani batı en azında bu konuya öyle bakacak, özellikle de 20 Ocak görüşmesi gündeme geldiği zaman başkanlık koltuğuna Biden’in geçtiği zaman bu gündeme gelebilecek. HDP’yi devre dışı bırakmak için bir yanıyla Diyarbakır operasyonu, bir yanıyla HDP’nin kapatılması politikası gündeme getirildi.
Ama başka bir şey daha var, Batı da hükümet üzerinden bir baskı uygulamaya çalışıyor. Batıdaki ülkü ocaklarının kapatılması meselesi gibi öyle bir mukabiliyet yaratılmaya çalışılıyor. Yani batının reform politikasının muhatabını ortadan kaldırmaya çalışırken bir başka yanıyla da ülkü ocaklarını kapatırsanız biz de bunun gibi bir adım atarız gibi Bahçeli’nin böyle bir girişimi var ve hedefte HDP ve Kürt meselesi.”
HDP’nin kapatılmasıyla yeni bir alternatif partinin kurulanileceğini ve bu konuda partisinin güçlü bir yeteneğe sahip olduğunu belirten MYK Üyesi Celalettin Can, “HDP’nin alternatif bir parti kurma yeteneği var, yeni bir parti yaratma yeteneği HDP’de son derece güçlü. En azında yeni bir parti devreye sokulabilir tabi başka yöntemlerde var. Ama başka yöntemler içerisinde bildiğim kadarıyla bugün kadar her hangi bir partinin safında yer almak veya onu destekleme görüşü yok, HDP’de böyle bir şey tartışılmadı. Ancak bunun alternatifleri A,B,C olarak düşünüldü. Bunlardan bir tanesi yeni bir partidir, onu hazırda tutmaktır. Bu konular tartışılıyor, ancak bu CHP olur İYİ Parti olur, şu mu bu mu olur her hangi bir partiyi destekleme her hangi bir partiye sahip çıkma orada kendini ifade etme görüşünün doksanlı yıllardaki gibi olacağını sanmıyorum. Böyle bir görüş tartışılmadı bu güne dek” dedi.
HDP’nin Türkiye’de farklı kesimleri temsil ettiğini vurgulayan Can, partisinin kendi kararıyla meclisten çekilmesi gibi bir kararın söz konusu olmadığını söyledi.
Celalettin Can şunları kaydetti:
“Türk parlamentosu klasik meclisler gibi değil, Türk siyaseti de klasik bir siyaset değil. Yani bir istifa etsek veya çekilse, parlamentodan ayrılsa her an derler, çekilin derler. Teşhir oluruz batı buna ne der buradan bakmazlar olaya. Zaten buradan bakmış olsalardı HDP’yi kapatmak gerekir tartışmasını yapmazlardı. Bundan etkilenmiyorlar aksine çekip gitmeni hiç siyaset yapmamanı yok sayılmanı istiyorlar.
Dolayısıyla böylesi bir ortamda HDP’nin Parlamentodan çekilme düşüncesi şu anda en azından yok. Bu a-politik bir tutum olur. Bunu istiyorlar zaten parlamentodan çekilin her yerden çekilin. Çünkü parlamentoda HDP’ye baktığınız zaman HDP isterse hiçbir şey yapmasın isterse Kürt meselesini az savunsun, ya da savunmasın, batıdan HDP’ye baktıklarında Kürt meselesini görüyorlar, Ermenileri görüyor, Süryanileri görüyorlar, çingeneleri görüyor, ezilen halkları görüyorlar. Kadını görüyorlar en azından erkek egemen düşünceyi yok etmeye çalışan. Cinleri tepelerine çıkıyor adamların, HDP’de başka bir şey görüyorlar. Dolayısıyla HDP’ye bu anlamıyla uğraşmaya çalışıyorlar. HDP hiçbir şey yapmasa bile orada kalması bir avantajdır. Dolaysıyla kapatma en azından şuanda gündemde değil.”
Bahçeli HDP’nin kapatılması gerektiğini söylemişti
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Twitter'dan yaptığı açıklamada, ''Bu kervan böyle gitmemelidir. HDP’nin kapısına açılmamak üzere kilit vurulmalıdır. HDP’yi Türk siyasetinin taşıma ve hazmetme kapasitesi dolmuştur. Bu terör ve bölücülük yatağı kapatılmalıdır" açıklamasını yaptı.
HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı da hedef alan Bahçeli, "Cezaevinde tutuklu bulunan bir teröristten demokrasi abidesi çıkarma çabalarına bağımsız ve tarafsız Türk mahkemeleri geldiğimiz bu aşamada bir son vermelidir" mesajını paylaştı.
Demirtaş ve Kavala davaları için "2021 yılında terörle ilgili tüm davalar sonuçlanmalı, Türkiye bu bahsi hukuken kapatmalıdır" ifadesini kullandı.
HDP’den Bahçeli’ye yanıt
HDP'den Bahçeli’nin sözlerine yanıt gecikmedi.
HDP’den yapılan yazılı açıklamada, “Bahçeli’ye yanıtımızdır; İktidara dayanarak, sarayın konforlu gölgesine sığınarak mafyacılık yapanlar bu ülkenin gerçek düşmanlarıdır. Size rağmen bu ülkeye demokrasiyi getireceğiz. HDP’yi kapatmak yerine ağzınızı kapatırsanız ülkenin geleceğine büyük iyilik etmiş olacaksınız “denildi.