Müfid Yüksel: Kürt meselesi çözülmedikçe bu yara daha da derinleşiyor
Ankara (Rûdaw) – Ankara'da ‘Kürtler Ne İstiyor’ çalıştayına katılan araştırmacı yazar Müfid Yüksel, Kürt sorununda şiddetin kimseye bir fayda sağlamadığını belirterek, “Kürtler, kimliğimizi, dilimizi inkar etmeyin, biz yine birlikte yaşayalım diyor. İstanbul’da yaklaşık 4-5 milyon Kürt yaşıyor. İzmir, Adana, Manisa ve Anadolu’nun diğer batı illerinde de Kürtler yaşıyor. Aralarında, Bosna Hersek gibi büyük bir savaş olur, 5-6 milyon insan ölürse bu kabul edilebilir mi?” dedi.
Demokrasi ve Birlik Derneği (DEMBİR-DER) ile Demokrasi ve Birlik Vakfı tarafından "Kürtler Ne İstiyor" çalıştayı gerçekleştirildi.
Bir otelde düzenlenen çalıştaya AK Parti MKYK Üyesi Orhan Miroğlu, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, eski HDP milletvekili ve Devlet Bakanı Müslüm Doğan, Kürt Araştırma Merkezi Direktörü Reha Ruhavioğlu, siyaset bilimciler Muhammed Dara Akar ve Ömer Vehbi Hatipoğlu, araştırmacı yazarlar Müfid Yüksel, Sibgatullah Kaya ve Yaşar İçen konuşmacı olarak katıldı.
Rûdaw Ankara Temsilcisi Şevket Herki’ye konuşan Müfid Yüksel, “Çok değerli ve büyük bir çalışma, bunu çoktan yapmamız lazımdı, geç dahi kaldık” dedi.
“Şiddetin kimseye bir getirisi yok”
Yüksel, “Kürt sorununa bir çözüm bulunmadıkça bu yara daha da derinleşiyor. Halk arasında hissel bir ayrışma artıyor ve tansiyon yükseliyor. Halklar arasında savaş olmasını, halkın birbirini öldürmesini istemiyoruz. Buranın Bosna Hersek gibi olmasını istemiyoruz” ifadelerini kullandı.
2014-2015’teki Hendek ve Kobani olaylarından sonra çözüm sürecinin bozulduğunu belirten Yüksel, “Sürecin bozulmasından sonra devlet de katı güvenlik politikalarına geri döndü. Bu durum devam ettiği sürece hem Kürtler hem Türkler zarar görüyor. Bu böyle devam edemez, anayasal bir çözüm gerekiyor, birkaç yasanın değişmesiyle olmaz. Bu politikanın kimseye faydası olmuyor. Bunu, İran, Suriye, tüm bölge ve Kürdistan Bölgesi’nde görüyoruz. Bunun biz Kürtler için de, diğerleri için de bir getirisi olmuyor. Sorun çözmediği gibi yarayı daha da derinleştiriyor, daha da tıkanıyor bu tıkanıklığı gidermemiz lazım” şeklinde konuştu.
Müfid Yüksel, Kürtlerin yüz yıllık tarihi süreç içerisinde yaşadıkları ülkelerde birçok trajedi yaşadığını belirterek, “Özellikle Baas Partisi, ister Suriye’de ister Irak’ta olsun, Abdülkerim Kasım’dan sonra Kürtler büyük trajediler yaşadı. Toplu katliamlar ve Enfal yaşandı. Halk bunları istemiyor. Dersim trajedisi ve Zilan Deresi trajedisinin tekrarlanmasını istemiyor. Kimliğimizi ve dilimizi inkar etmeyin yine birlikte yaşayalım. İstanbul’da yaklaşık 4-5 milyon Kürt yaşıyor. İzmir, Adana, Manisa ve Anadolu’nun diğer illerinde de Kürtler yaşıyor. Aralarında, Bosna Hersek gibi büyük bir savaş olur, 5-6 milyon insan ölürse bu kabul edilebilir mi? Birinde insanlık hissi varsa insanlık hatırına böyle trajedilerin yaşanmasını istemez. Bundan dolayı bu sorunun çözülmesi gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.
“Devlet içerisindeki katı milliyetçiler de PKK de çözüm istemiyor”
Mazlumder’in 30 yıl önce Ankara’da böyle bir forum düzenlediğini hatırlatan Yüksel, “Çözüm konusunda ilerleme sağlayabilmemiz için çözümü tatbik etmemiz gerekiyor, biraz cesaretli olmamız gerekiyor. Devlet içinde katı milliyetçiler varsa onlardan korkmamamız gerekiyor. PKK’den de korkmamalıyız. Çünkü PKK bu meselenin çözülmesini değil devam etmesini istiyor. PKK sürekli demokrasi istiyoruz diyor ama pratikte bunun tersini yapıyor, önünü tıkıyor. Devlet içindeki katı milliyetçiler de çözüm istemiyor. İki taraf da sorunun çözülmemesi için işi yokuşa sürüyor. Bizim bunu kırmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“Batılı devletlerin istekleri ne Kürtler ne de Türklerin çıkarına”
Yüksel, “Batılı birkaç devletin istekleri de ne Kürtler ne de Türklerin çıkarına. Kendi içimizde barışçı bir çözüm, eşitlikçi bir çözüm bulmalıyız. Eğer eşitlik olmazsa biz hâkim siz mahkumsunuz denirse bu kabul edilemez. Asimilasyon da kabul edilemez. Eşitlik temelinde barışçı bir çözüm bulmalıyız, birbirimize karşı savaşmayalım diye” dedi.
Müfid Yüksel, “Kürtlüğümüzü inkar etmiyoruz, asimilasyonu da kabul etmiyoruz fakat halklar arasında savaşa da istemiyoruz” diye konuştu.