Tahir Elçi davası kararına tepki: Mücadelemizi sürdüreceğiz
Haber Merkezi – Tahir Elçi davasında 3 polise beraat verilmesi tepkilere yol açtı. Elçi’nin vurulduğu Dört Ayaklı Minare'nin önünde açıklama yapan Diyarbakır Barosu, CHP ve DEM Partililer karara tepki gösterdi.
Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin 28 Kasım 2015'te Sur ilçesinde basın açıklaması yaptıktan sonra katledilmesiyle ilgili davanın karar duruşması bugün Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Mahkeme sanık polisler Fuat T., Sinan T. ve Mesut S. hakkında beraat kararı verdi.
Mahkeme kararını beklemeden salondan alkışlarla çıkan avukatlar, adliye binasının önünde kısa bir açıklama yaptılar. Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, "Tahir Elçi cinayetinin faili meçhul kalmaması için protesto hakkımızı kullandık. Buradan Tahir Elçi'nin vurulduğu Dört Ayaklı Minarenin önüne gidiyoruz. Orada kararı bekleyeceğiz ve basın açıklaması yapacağız" dedi.
Baro başkanları ve Tahir Elçi'nin ailesi açıklamanın ardından Dört Ayaklı Minare'ye doğru yürüyüşe geçti.
Burada bir konuşma yapan Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, “Bu mahkeme de beraatle sonuçlandı, ama bu avukat ordusu, bu gönüllüler, bu adalet adına, insan hakları adına, yaşam hakkı adına burada olan topluluk, bu davanın sonuna kadar takip edeceğini de biz hem bu mahkemeye, hem bu ülkenin iktidarına, hem bu ülkenin adalet bakanlığına tam da Tahir Elçi'nin vurulduğu yerden bir kez daha hatırlatıyoruz” dedi.
Eren, "Ama buradaki bu kitle, avukatlar siyasetçiler ve uluslararası hukuk kurumları buna izin vermeyecek. Bu dava böyle kalmayacak. Tahir Elçi 9 yıl önce burada vuruldu. Bu süreç, önce televizyonda sorulan soru ve bir süre sonrasında da gözaltı kararıyla başladı. Bir kez daha tekrarlıyorum Tahir Elçi dosyası cezasız kalmayacak. Bir gün muhakkak failler gerçek yargı önünde hesap verecek" ifadelerini kullandı.
Kararın hukuka aykırı olduğunu belirten Eren, "Kararlılığımızı irademizi göstermek için buraya geldik. Dava beraat ile sonuçlansa da bu davayı her yere taşıyacağız. Kürt toplumunun nezdinde bu kararın bir hükmü yok. Bu karar Tahir Elçi'nin kimliği üzerinden verildi. Bir kez daha burada ömrüm yettiği kadar söz veriyorum ve buradaki herkes söz veriyor, yeni Tahir Elçiler her yıl mezun oluyor. Bu bayrak yerde kalmayacak ve Tahir Elçi asla unutulmayacak" dedi.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erdinç Sağlam, "Bundan tam 3 bin 120 gün önce Tahir Başkan burada katledildi. Hayatını insan hakları mücadelesine cezasızlıkla mücadeleye veren biri bu çerçevede katledildi. Ama yaşananlara rağmen deliller toplanmadı ve ardından 'şüpheden sanık yararlanır' ilkesi ile komik bir karar okudular. 11 celsedir biz oradayız, hakim orada, avukatlar orada sanıklar yok. Ancak biz hukuk sisteminin içerisinde elbette ki bu olayın aydınlanacağına inanıyoruz. Bunun için sonuna kadar hukuki mücadeleyi sürdüreceğiz " şeklinde konuştu.
Ardından söz alan Tahir Elçi Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Avukat Mahsun Batı ise “Tahir Elçi 28 kasım 2015 tarihinde Dört Ayaklı Minarenin altında vurulmuştu. Bugün Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Tahir Elçi bir kez daha vurulmuştur. Failler cezasız bırakılmıştır. Failleri tanıyoruz, biliyoruz. Failleri ve arkasındaki karanlık güçleri açığa çıkarıncaya kadar, hak ettikleri cezaları cezalara çarptırıncaya kadar bu mücadelemizden geri durmayacağımızı burada bir kez daha söylüyoruz” dedi.
DEM Partisi Sözcüsü Ayşegül Doğan Tahir Elçi davasında verilen karara ilişkin bir açıklama yaptı.
Ayşegül Doğan “Demokratik Toplum Partisi olarak Diyarbakır'da, 4 ayaklı minarenin önündeyiz. 8 yıl geçti. Ne istiyordu Tahir Elçi? Çatışmasız bir hayat, savaşsız bir hayat, ve savaşa karşı bir çağrı yapıyordu. Tekrar bir barış ihtimalinden bahsediyordu. Tam bundan bahsederken, tam da burada uğruna hayatını ortaya koyduğu, cezasızlık politikalarına karşı mücadele ettiği bu coğrafyada, bu topraklarda maalesef son nefesini verdi” dedi.
Doğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Zar zor açılan bir soruşturma ve zar zor yürütülen bir kovuşturma süreci dolayısıyla, bugün bir karar verildi. Niye zar zor diyorum? Çünkü aslında faili belli bir durumdan bahsediyoruz, en başından beri. Türkiye'de işlenen bu tür cinayetlerde, faili meçhul derken, meçhul kısmını hep bir tırnak işaretiyle ifade ediyoruz. Çünkü bunların siyasi kararlarla yapıldığını biliyoruz. Keşke bugün Diyarbakır'da görülen duruşmada, bunun böyle olmadığı bize gösterilseydi, bütün Türkiye kamuoyuna gösterilseydi, Kürt kamuoyuna gösterilseydi. Kürt'ün katlinin fermanının yazımının kolay olmadığı gösterilseydi. Ama böyle olmadıYine hukukla adaletle izah edilemeyecek, yine siyasete göre yönelen, şekil alan ve maalesef iktidar lehine ve iktidar politikalarını destekleyen bir kararla karşı karşıya kaldık.”
CHP Diyarbakır Milletvekil Sezgin Tanrıkulu da yaptığı açıklamada “Tahir Elçi, Diyarbakır Barosu Başkanıyken katledildi. Tahir Elçi'nin canlı yayında kaybedilmesi, Türkiye'nin nasıl kaybedildiğinin bir göstergesi oldu. O, sürekli olarak savaşa, çatışmaya, silaha ve teröre karşı çıktı. Tarihsel varlıklarımızın yok edilmesine karşı çıktı. Dört Ayaklı Minareye sıkılan kurşunlara karşı çıktı. Barış istedi, çatışmadan, silahtan uzak durulmasını istedi. Tam da bu cümlelerin ardından kaybedildi ve sürecin sonunda ne yazık ki öldürüldü” dedi.
Tanrıkulu “Tahir Elçi'nin medyada nasıl hedef gösterildiğini biliyoruz. Nasıl gözaltına alındığını ve yargılandığını biliyoruz. Soruşturma süreci, delillerin karartılması ve delillere ulaşmanın engellenmesi şeklinde yürütüldü. Tüm bunların tanığıyız ve müdahiliz” dedi.