Bakırhan’dan iktidara 'Rojava Özerk Yönetimi ve DSG ile görüşün' çağrısı

2 saat önce
Etiketler Tuncer Bakırhan Rojava Özerk Yönetimi Demokratik Suriye Güçleri DSG
A+ A-

Haber Merkezi – DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, iktidara yaptığı çağrıda “HTŞ ile görüşüyorsunuz. HTŞ birçok ülkenin hala terör örgütleri listesinde. DSG ise sadece Türkiye’nin listesindedir. Yani bütün dünyanın orada hak arama zemini olarak gördüğü DSG ile neden görüşmüyorsunuz? Kürtlerle neden görüşmüyorsunuz? Bir sorununuz varsa bunu topla, tüfekle, SİHA, İHA ile neden halletmeye çalışıyorsunuz? Diyalog, görüşme, konuşma, müzakere etme durumuna neden geçmiyorsunuz? Bir görüşün, konuşun” ifadelerini kullandı.

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), 7’nci Olağan Kongresi’ni Ankara Dünya Ticaret Merkezi’nde gerçekleştirdi.

Burada konuşan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, dünyanın ciddi bir değişim ve dönüşüm sancısı yaşadığını belirtti.

Bakırhan, "Çivisi çıkmış, çünkü çivi sağlam bir zemine çakılmamıştı. Ancak bu baskıya rağmen, zulme rağmen direnenler var, mücadele edenler var. Değişim isteyenler de var. Ama bu değişim ve dönüşümün karşısında savaşlar da var kaos da var. Ciddi bir belirsizlik de var. Dünyanın her yerinde ciddi bir belirsizlik var. Gün yok ki yanı başımızda herhangi bir ülkede savaş olmasın kaos olmasın katliam olmasın. Halklar kırılmasın kırdırtılmasın. Evet böylesi bir süreçte mücadele edenlerin safında işte bugün kongresini yaptığımız DBP var. Bu kaos savaş çatışma isteyenler karşısında adalet, barış, eşitlik mücadelesi yürüten, dünyada halkların ve inançların demokratik bir zeminde eşit yaşamasını isteyen bir partimizin kongresini yapıyoruz. Zulüm varsa direnenler de var. Baskı varsa mücadele edenler de var” dedi.

“Bırakın Suriye’nin geleceğine Suriye halkları karar versin”

Bakırhan, Kürtlerin statüsünün olması gerektiğine vurgu yaparak, Türkiye'nin bu duruma karşı çıktığını söyledi.

Bakırhan, Türkiye'nin Rojava’da Kürtlerin statü sahibi olmasına engel olmaya çalıştığını söyleyerek, "Gün yok ki saldırılar olmasın. Gün yok ki sivil vatandaşlar katledilmesin. Suriye’de böyle demokrasi gelmez. Suriye 100 yıldır zaten ciddi bir baskı ortamında yaşadı. Şimdi yeni bir rejim inşa edilecekse Kürtsüz bir Suriye rejimi düşünülebilir mi? Alevilerin yok sayıldığı, Hıristiyanların, Ezidilerin, Çerkeslerin, seküler yaşayan Arap Sünni vatandaşların yok sayıldığı bir Suriye düşünülebilir mi? Eğer Suriye tekçi olacaksa Kürt'ün hakkını reddedecekse, Alevileri ve diğer halklar ve inançları yok edecekse, katledecekse, kaçırtacaksa onların yaşadığı bölgeleri insansızlaştıracaksa nasıl yeni bir rejim diyeceğiz? Esad’dan ne farkı var? İşte buradan Türkiye’deki iktidara sesleniyorum. Bırakın Suriye’nin geleceğine Suriye halkları karar versin. Ne işiniz var?" ifadelerini kullandı.

“Kobani direnişin kentidir”

Bakırhan, şunları söyledi:

"Asıl dışarıdan Suriye’ye giden en büyük güç sizsiniz. Kürtler, Suriye'nin yüzyıllardır coğrafyasında yaşayan bir halktır. Afrin, Kürtlerin en tarihi kentidir, Kobani direnişin kentidir. Kamışlo, Arapların, diğer etnik ve inanç gruplarının birlikte kardeşçe yaşadıkları, bütün krize rağmen halkların birbiriyle çatışmadığı, eşitçe kardeşçe yaşadığı bir kenttir.

Allah aşkına orada güvenlik sorunu varsa burası nedir? Cezaevleri doldurulmuş, ağzına açanın hakkında dava açılıyor. İnsanlar söz kurup eleştiri yapamıyor. Caddede büyük bir kaygıyla yürüyor. Ne zaman neyin gerekçe edilerek gözaltına alınacağını insanların bilmediği bir ülkede aslında güvenlik sorunu var, demokrasi sorunu var, özgürlük sorunu var.

Siz bu Ortadoğu’da kriz ve kaos içerisinde Rojava'da tek bir Arap kadınının yaşamına müdahale edildiğini, taciz edildiğini, yaşamını zorlaştırdığını duydunuz mu? Siz Kuzey ve Doğu Suriye yönetiminin herhangi bir Arap’ın malına canına, Çerkes’in, Türk’ün malına, canına dokunduğunu duydunuz mu? 11 yıldır oradan tek bir çakıl taşının atıldığını duyan, gören bilen var mı?

Şimdi Türkiye halklarını aldatmaya, kandırmaya çalışıyorlar. Neymiş? Güvenlik meselesiymiş. Asıl güvenlik meselesi sizin kafanızdaki bu Kürt'ü yok sayan algıdır. İşte tam da bugün Sayın Öcalan ile giden heyetimiz de görüşmüştü, onu değiştirme zamandır.

“Kürtler sizin hasmınız değil”

Kürtler sizin hasımınız değil, hısımınız olabilir. Kürtlere hasımlık yapmaktan vazgeçin. Kürtler güvenlik sorunu değildir. Güvenlik sorunu kafanızdaki Kürt'ü yok sayan anlayış ve zihniyettir.

Bugün onu durdurmanın, yanlıştan vazgeçmenin günüdür. İnsan yanlışını kabul eder. İnsan hatasını kabul eder. Yanlışını kabul etmek erdemdir ama maalesef hala bu politikalara rağmen bu politikalarda ısrar eden bir iktidarla karşı karşıyayız.

“SMO’nun saldırılarını durdurun”

Dün Recep Tayyip Erdoğan Amed’deydi. Diyor ki eskiden Suriye'de Kürtlerin kimliği, pasaportu yoktu şimdi Kürtlerin kimliği ve pasaportu olacak. Nereden biliyorsa! Başka bir ülke orası. Neyse buna da eyvallah. Tamam da Kürtler kimlik ve pasaporta SMO’nun Kürtlere yapmış olduğu saldırılarla mı sahip olacak?

Kürtler kimlik ve pasaporta sahip olacaksa SMO orada ne iş yapıyor? SMO kime ve nereye saldırıyor? Tam tersine SMO orada oyun bozucudur. Eğer Kürtlere bir iyilik düşünüyorsanız SMO’nun saldırılarını durdurun. Eğer Kürtleri gerçekten orada kardeşiniz olarak görmek istiyorsanız orada sivilleri katleden, buradan kalkan İHA ve SİHA’ları durdurun.

Tişrin Barajı'nda ne işiniz var Allah aşkına, neyin savaşını veriyorsunuz? Bölgenin su, elektrik, enerji merkezinin yıkılmasının Türkiye’ye ne yararı var? Dolayısıyla Erdoğan’ı biraz da Kürtlerin oradaki statüsünü tanımaya ve saygı göstermeye davet ediyoruz. O zaman anlarız gerçekten bu iktidar Kürtlere kimlik ve pasaport haklarını düşünüyor mu, düşünmüyor.

“Suriye'de Türkiye ne geziyor, SMO kimdir sorusunu sorması gerekiyor”

Neymiş güvenlik meselesiymiş. Yeter, Türkiye'nin enerjisini ekonomisini çarçur ettiniz, batırdınız. Emeklileri 14 bin lira maaşa mahkum ettiniz. Emekçilerin, yoksulların ezilenlerin bu tabloyu sorgulaması gereken bir gündür. Suriye'de Türkiye ne geziyor, SMO kimdir sorusunu sorması gerekiyor"

“Demokratik Suriye Güçleri ile görüşün”

Bakırhan, Türkiye'ye "DSG ile görüşün" çağrısı yaparak, şöyle devam etti:

"Dün Konya’da da söyledim. Buradan çağrımı yenilemek istiyorum. HTŞ ile görüşüyorsunuz. HTŞ birçok ülkenin hala terör örgütleri listesinde. DSG ise sadece Türkiye’nin listesindedir. Yani bütün dünyanın orada hak arama zemini olarak gördüğü DSG ile neden görüşmüyorsunuz?

Kürtlerle neden görüşmüyorsunuz? Bir sorununuz varsa bunu topla, tüfekle, SİHA, İHA ile neden halletmeye çalışıyorsunuz? Diyalog, görüşme, konuşma, müzakere etme durumuna neden geçmiyorsunuz? Bir görüşün, konuşun. Bir zahmet bakanlarınız orayı da ziyaret etsin. Gerçekten güvenlik tehdidi midir değil midir yerinde incelesinler.

Suriye'deki Kürtler, Kuzey ve Doğu Suriye'deki halklar ne istiyor? Türkiye halkları bunu bilmek durumunda değil midir? Onun için iktidarı Kuzey ve Doğu Suriye ile görüşmeye, diyalog kurmaya, müzakere etmeye, orada ne istediklerini yerinde incelemeye davet ediyorum.

“Öcalan çok önemli mesajlar verdi”

Evet 1 Ekim’den beri bir süreç yürüyor. Bu süreç en son heyetimizin İmralı’da Sayın Öcalan ile görüşmesiyle devam ediyor. Sayın Öcalan çok önemli mesajlar verdi. Türkiye’deki kimi medya ve yayın kuruluşlarına ve oradaki paralı analistlere bakmayın. Başka bir şey anlatıyor onlar. Emin olun Sayın Öcalan 94’te ne dediyse hala orada duruyor.”

“Irkçı faşiste bak, sen kimi kılıçla tehdit ediyorsun?

İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu’nun açıklamalarına sert tepki gösteren Bakırhan, şunları söyledi:

“Heyetimiz partileri gezdi, heyetimizi kabul eden siyasi parti ve toplumsal çevrelere teşekkür ediyorum. İyi ettiler. Heyet bizzat Sayın Öcalan’dan aldığı mesajları ilgili siyasi partilere ve kurumlara götürdü. Bundan sonra da bu süreci yakinen takip etmek lazım. Türkiye’nin kurtuluşu emin olun demokratik bir müzakerededir, barıştır, Kürt meselesinin demokratik çözümüdür, Türkiye’yi demokratikleştirmektir. Muhalefet de bu konuda çok iyi bir sınav ortaya koyuyor. Oy avcılarını saymıyorum. Zaten çok kıymeti harbiyeleri yok. Kılıç gösteriyorlar sanki millet onun kılıcına kafasını uzatacak. Irkçıya faşiste bak! Bu nasıl bir ülkedir, biz demokrasi barış diyoruz davalar açılıyor, kılıçla 25 milyonluk halkı katletme çağrısı yapan bir insan elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Böyle ikili bir hukuk var. Barış diyenin eline sopayla vuruyor, içeri atıyor, kılıç çekmekle tehdit eden bir faşistin, bu soykırımcı ve ırkçı yaklaşımı da izleniyor. Bu böyle olmaz.”

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli