Doç. Dr. Coşkun: Şartlar yerine getirilmezse Öcalan silah bırakma çağrısı yapmaz

7 saat önce
Rûdaw
Doç. Dr. Vahap Coşkun (sağda) süreç hakkında Rûdaw'a konuştu. / Foto: Rûdaw
Doç. Dr. Vahap Coşkun (sağda) süreç hakkında Rûdaw'a konuştu. / Foto: Rûdaw
Etiketler Doç. Dr. Vahap Coşkun Yeni çözüm süreci Öcalan Dem Parti Silah bırakma PKK
A+ A-

Erbil (Rûdaw) - Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun, "Şartlar yerine getirilmezse ne Öcalan çağrı yapacak ne de PKK silah bırakacak" dedi.

Türkiye’de yeni çözüm süreci tartışmaları devam ediyor.

DEM Parti heyeti, bugün Kandıra Cezaevi’ne giderek HDP eski Eş Başkanı Figen Yüksekdağ'ı ziyaret etti.

Pervin Buldan, Ahmet Türk ve Sırrı Süreyya Önder'den oluşan heyet hafta içinde İmralı'ya gidecek ve Abdullah Öcalan ile görüşecek.

2013 yılındaki çözüm sürecinde oluşturulan Akil İnsanlar heyetinde yer alan Doç. Dr. Vahap Coşkun, süreç hakkında Rûdaw'a konuştu.

Coşkun, sürecin aktörlerinin açıklamalarından bahsederek şunları söyledi:

"Genel olarak konuşmalara baktığımızda, Kürt sorunu hakkında konuşan herkes, Kürt sorununun çözüm zamanının geldiğini ve Türkiye'de büyük bir barışın sağlanması gerektiğini söylüyor. Bunun yöntemleri neler olacak, bu konudaki tartışmalar hala devam ediyor. Tüm siyasi taraflar, Kürt sorunu çözülmezse Türkiye'de ne siyasi, ne hukuki ne de toplumsal olarak istikrar sağlanamayacağını biliyorlar. Abdullah Gül'ün konuşmalarında da bu mesele vardı. O da diyor ki, bu sorun Türkiye'nin kuruluşundan beri var. Son 40-50 yıldır daha da büyüdü ve bu en büyük sorun, bunu çözmemiz gerekiyor. Şu anda hem devlet bunu söylüyor, hem Abdullah Öcalan bunu söylüyor, hem de daha önce devlet yetkilileri bunu söylüyordu. Diyebiliriz ki çözüm zamanıdır."

"Anlaşma sağlanmazsa Öcalan çağrı yapmayacak"

Hukukçu Vahap Coşkun, sürecin önündeki engelleri anlatarak şöyle devam etti:

"Gerçekten bir engel var, en büyük tartışma PKK'nin hangi şart ve koşullarda silah bırakacağı konusudur. Bu konuda pazarlıkların devam ettiğine inanıyorum. Bu mesele üzerinde devlet ile Abdullah Öcalan arasında, devlet ile PKK arasında, devlet ile YPG arasında diyalogun devam ettiğine inanıyorum. Bu bir engeldir. Diğer bir engel de bu meselenin Suriye'nin durumuna bağlı olmasıdır. Türkiye, Suriye Kürtleri ile nasıl bir ilişki kuracak? Abdullah Öcalan önceki süreçte de bir çağrı yaptı. PKK, Öcalan'a saygı gösterdi ama onun kararını yerine getirmedi. Şartlar oluşursa Abdullah Öcalan'ın çağrı yapacağını düşünüyorum. Şu anda Öcalan çağrı yapmayacak. Abdullah Öcalan ile PKK arasında, devlet ile PKK arasında bir anlaşma sağlanması gerekiyor, sonrasında Öcalan çağrı yapacak. Eğer bu şartlar yerine getirilirse PKK, Öcalan'ın çağrısını yerine getirecek. Eğer bu şartlar üzerinde bir anlaşma sağlanmamışsa, Suriye konusunda bir anlaşma sağlanmamışsa, ne Abdullah Öcalan'ın çağrı yapacağını ne de PKK'nin tutumunu değiştireceğini düşünüyorum."

"Muhalefet medyasının dili sürece zarar veriyor"

Akademisyen Vahap Coşkun, muhalefet medyasının tutumuna da değinerek şöyle dedi:

"Bu sürecin iki tarafı var, bir taraf sürecin başarılı olmasını istiyor ve görüşlerini, fikirlerini dile getiriyor. Süreç nasıl olmalı? Hangi adımlar atılmalı? Onlar fikirlerini dile getiriyor. Diğer taraf ise muhalefet tarafı, sürece karşı sert ve uygunsuz bir dil kullanıyorlar. Muhalefete yakın televizyonları izlediğimizde 2-3 argümanları olduğunu ve bu süreci çok sert eleştirdiklerini görüyoruz. DEM Parti neden çözüm sürecine dahil oldu diyorlar? Sadece DEM Parti’yi eleştirmiyorlar, Kürtler yine muhalefeti sattı diyorlar. Bu dil iyi bir dil değil. Sırrı Süreyya Önder de Figen Yüksekdağ'la görüşmesinden sonra bu dilden bahsetti. Bu dil süreç için yol açmıyor, aksine eğer bir yol varsa o yolu kapatıyor."

"Hükümet ikili bir siyaset yürütüyor"

Doç. Dr. Coşkun, hükümet yetkililerinin tutumuna da değinerek şöyle devam etti:

"Bazıları demokrasinin yetersiz olduğunu, hükümetin bir yandan görüşmeler yaparken diğer yandan kayyum atadığını söylüyor. Hükümet operasyonlar yoluyla destekçilerine mesaj veriyor, ikili bir siyaset yürütüyor. Hükümet destekçilerine diyaloğun devam edeceğini ama terörle mücadelenin de devam edeceğini ve taviz verilmeyeceğini söylüyor. Evet görüşmeler yapıyoruz ama belediyelerde sorun varsa kayyum da atıyoruz diyorlar. Milliyetçilerin eleştirilerine cevap vermek istiyorlar. Selahattin Demirtaş'ın da dün açıklamasında belirttiği gibi halkın güveni için hükümetin bazı adımlar atması gerekiyor. Sadece oturumlar ve toplantılarla bu süreci yürütemezsiniz. Başlangıç için diyalog çok önemli, süreç için hukuki adımlar gerekli. Siyasi adımlar gerekli. DEM Parti heyeti Meclis'teki siyasi partilerle görüşmelerini tamamladıktan sonra yeniden İmralı'ya gidecek. Şüphesiz oradan da bir mesaj verecek ve bundan sonra sürecin hızlanacağını düşünüyorum."

"MHP, İYİ Parti ve Zafer Partisi’nin etkisini azaltıyor"

Doç. Dr. Vahap Coşkun, MHP'nin süreçteki rolünün önemine de değinerek şöyle konuştu:

"Önceki süreçte MHP muhalefet ediyordu ama şimdi MHP sürecin içinde yer alıyor ve MHP sürece ev sahipliği yapıyor. Bana göre bu çok önemli bir şey, şimdiye kadar milliyetçiler sürece karşı çıkıyorlardı ama şimdi MHP bunun içinde ve bunu kabul ettiler. MHP'nin süreçteki varlığı İYİ Parti ve Zafer Partisi'nin etkisini azaltacak. İYİ Parti ve Zafer Partisi pazarlarda, şehirlerde bu sürece karşı çıkmak istiyor ve mitingler düzenliyorlar ama halkın onlara destek vermediğini görüyoruz. Öcalan hem 1999'da tutuklandığında hem de 2013 sürecinde açıkça Türkiye'de silahların zamanının bittiğini söylemişti. Eğer bu olumlu atmosfer böyle devam ederse Abdullah Öcalan yine silah bırakma zamanının geldiğini ve silahların susması gerektiğini söyleyen bir çağrı yapacak. Kürt sorununun çözümü için siyaset alanında, hukuk alanında mücadele verilmesi gerekiyor.

Süreç böyle devam ederse Öcalan böyle bir açıklama yapacak. Bu açıklama gelirse PKK da buna göre bir karar verecek. Buna göre hükümetin de adım atması gerekiyor. Bahçeli, PKK silah bırakırsa hem Öcalan hem de PKK üyeleri için yeni kararlar alınması gerektiğini söylemişti.

"Kürt meselesi sadece silah bırakma meselesi değil"

Erdoğan da söylemişti, 2015'te Erdoğan silah bırakırsanız önünüz açılacak demişti. Bunlar gerçekleşirse yasal alanda bazı değişiklikler yapılacak. Türkiye'deki Kürt meselesi sadece silah bırakma değil. Doğru, silah çok büyük bir sorun. Ama Kürt sorununda siyasi talepler ve hukuki talepler var. Bu taleplerin nasıl karşılanacağı siyaset alanda tartışılacak."

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli