Haber Merkezi - Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, yeni bir çözüm sürecine ilişkin tartışmalar hakkında, “Devlet çözüm almadığı süreci tekrar devreye sokmaz. Yeni bir versiyonu da gündeme gelmez” dedi. Uçum Bahçeli ve Erdoğan’ın açıklamaları için de, “DEM'in artık terör siyasetinin çözüm olmadığını anlaması ve buna yönelik tavır almasıyla alakalıdır” yorumunu yaptı.
Habertürk’e katılan Mehmet Uçum, son dönemde gündemde olan konulara ilişkin soruları yanıtladı.
Kadınlara karşı artan şiddet ve cinayet olayları ile gündeme gelen İstanbul Sözleşmesinden çekilme konusundaki eleştirilere değinen Uçum, “Sözleşme doğrudan uygulanan hukuki metin değildir. 6284 sayılı kanun sözleşmeden daha ileri düzenlemeler içermektedir. Sözleşmede şu anda bağlı olsaydık bile bu süreçlerin önüne geçileceği tamamen asılsızdır” dedi.
Uçum, “Türkiye bazı sorunları tartışırken aktüel siyasetten fayda getirme üzerinden tartışmamalı. Kanunda olmayıp da İstanbul Sözleşmesi'nde olan bir şey var mı? Hatta sözleşmede olmayan ama kanunda olan var. İstanbul Sözleşmesi tartışması yapanlar topluma, aileye dönük tehlikenin faaliyetin farkında değil” diye ekledi.
"Seçim kararını meclis alır"
Erken seçim tartışmalarına da değinen Mehmet Uçum, “Cumhurbaşkanımız da açıkladı. Cumhur İttifakı'nın yöneticileri de açıkladı. 2028'de erken seçim yok. Erken seçimden kast edilen şey 2028'de seçim hangi gün yapılacak? Yanlış hatırlamıyorsam 7 Mayıs 2028 Pazar günü. Pazar gününden önce Meclis seçimlerin yenilenmesi kararı alır mı? Cumhurbaşkanı alır mı diye sormak abes olur” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden aday olması konusuna değinen Uçum, “28 Mayıs seçimlerinden sonra CHP'den bir yönetici 'Erdoğan bu seçimi kazandı ama biz Erdoğan'ı sandıkta yeneceğiz' dedi. Bunun tek yolu var, Meclis yenilenmesi kararı alırsa, 2028 Mayıs'ından önce, o zaman Cumhurbaşkanı aday olur ve o zaman yarışabilirsiniz” yorumunu yaptı.
“Çözüm sürecinin gündemde olduğunu düşünmüyorum”
TBMM’nin 1 Ekim günü yapılan açılışında Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) sıralarıyla tokalaşmıştı.
Ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan da Bahçeli’nin bu yaklaşımına destek vermiş ve Türkiye’de Kürt meselesinin çözümü konusunda “yeni süreç” tartışmaları gündeme gelmişti.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, konu hakkındaki soruya, “Çözüm sürecinin gündemde olduğunu düşünmüyorum” yanıtını verdi.
"Devlet çözüm almadığı süreci tekrar devreye sokmaz"
Uçum sözlerine şunları ekledi:
“Sayın Bahçeli'nin kendisine ilişkin bu konuda açıklama yaptı, ayrıntılı anlattı. Konu Türkiye'ye yönelik risklerse ben burada kapsamı genişletmek, birlikte kapsamı genişletmek açısından adım atarım. Sayın Cumhurbaşkanı yumuşama, sayın Özel normalleşme dedi. Burada diyaloğu güçlendirmek. TBMM çatısı altında terör vesayetine bağlı bir siyaset yapılması kabullenemez. DEM'in de geçmişte HADEP'in de yaşadığı en büyük problemdir. Dünyanın hiçbir milli devletinde buna bu kadar müsamaha gösterilmez. Sayın Bahçeli'nin yaklaşımı, sayın Cumhurbaşkanımızın mesajları terör vesayetini yok etmek yaklaşımıdır. PKK açıklama yaptı, bizim stratejimiz bağımsız Kürdistan'dır diye. Bunu herkes biliyor. PKK'nın bu açıklamasına karşı sadece DEM'in dışındakiler mi tavır alacak? DEM'in artık terör siyasetinin çözüm olmadığını anlaması ve buna yönelik tavır almasıyla alakalıdır. Bir anlamda terör vesayetinden DEM'i kurtarma ve Meclis'ten tasfiye etme meselesidir.
Devlet çözüm almadığı süreci tekrar devreye sokmaz. Yeni bir versiyonu da gündeme gelmez. Terörle mücadeleye ilişkin devlet yapabileceklerini yaptı. İçeride neredeyse terörü bitirdi. Buradaki mesele Türkiye'de demokrasiyi güçlendirmek açısından. DEM'in temsil ettiği kitlelerin taleplerini bu bütünlük içinde karşılamak açısından bir değerlendirme yapılacaksa Türkiye'nin bütünlüğüne yönelik diyalog, ilişki oluşturmak meselesi. Müzakere sözkonusu olamaz. Devlet kiminle müzakere edecek? Türkiye'nin şu andaki ihtiyacı demokrasiyi daha da güçlendirme ihtiyacı, mevcut anayasadan kurtulma ihtiyacı. Çağa uygun yeni anayasaya ulaşma ihtiyacı. Meclis bir bütün olarak harekete geçme imkanına sahipse geçsin. Türkiye'nin coğrafi bütünlüğü asla müzakere edilemez. Siyasi yapı ve üniter yapı müzakere edilemez. Türk vatandaşlığı kavramı, Türk milleti kavramı müzakere edilemez.”
Mehmet Uçum, “Türkiye'ye yönelik terör ve şiddeti bitirmeye yönelik bir süreçti. Orada Türkiye ciddi ihanetle karşılaştı. Bunların yaptığı demokratik özerklik ilanları, hendek kalkışmaları o perspektifin dışında konulardı. O iş de bitti. Gelecek kuşaklara Türkiye'yi bölünmüş bir nesil olarak miras bırakılamaz. Türkiye bunun altından kalkamaz. Ayağa kalkma meselesi devletin bütünlüğüne sahip çıkma meselesi” diye konuştu.
“Ben DEM'den de itiraz görmedim”
Yeni anayasa tartışmaları hakkında da konuşan Uçum, “İlk 4 madde müzakere konusu olur mu? Asla olmaz! İlk 4 maddede esaslarda mutabakat var. İtirazlar olursa cevabını veririz. Ben DEM'den de itiraz görmedim. İlk 4 maddededik esaslar konusunda zaten mutabakat var” dedi.
Uçum, “Türk milletini, Türk vatandaşlığını burada müzakere edemezsin. Yeni anayasanın bir tabanı, kaidesi var. Her yapının üzerine oturduğu taban güçlü tabandır. O tabana dokunulamaz. Yeni anayasa o kaide üstüne yükselir. Cumhuriyetin ilkeleri, ilk 4 maddenin esasları, demokratik birikiminin kazanımları. Bunların üzerinde hak ve özgürlüklerle ilgili sütunlar, devletin teşkilatına, demokratik meşruiyetle bağlantılı sütunlar, milli egemenlik, devletin güvenliği ile ilgili sütunları bina edersiniz” ifadelerini kullandı.
Vatandaşlıkta Türklük tanımı
“Cumhur İttifakı'nın ilk 4 madde ile ilgili bir gündemi yoktur” diyen Uçum, şöyle devam etti:
“Vatandaşlık meselesi yanılsama üzerinden tartışılıyor. Her toplumun farklı özellikleri olabilir. Vatandaşlık bir milletin mensubu olmaktan kaynaklanan bir haktır. Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk milleti halkına Türk milletidir dedi. Cumhuriyetin kurulmasına ilişkin ana unsur var. Türkiye halkıdır bu. Herkes bu. Çerkezi, Arabı, Türkü var, herkes var. Bu halka ne dedi Atatürk? Türk milleti dedi. Vatandaşlık cumhuriyeti kuran Türkiye halkının oluşturduğu Türk milletine mensup olmaktır. O vatandaşlık da Türk vatandaşlıktır. Bu bizim kurucu öğemizdir. Biz vatandaşlığını Cumhuriyet'le elde ettik. Türk vatandaşlığı asla ırki ve etnisiteye dayanan vatandaşlık değildir. Türk milleti Türkiye halkından oluşuyor. Bu halk elbirliği ile cumhuriyeti kurdu ve onu yaşatıyor. Halk toplumun aktüel dönemin kategorisi olarak tanımlanabilir. Ama millet belli döneme ait kategori olarak tanımlanamaz. Atalarımız, kurucu ilkeleri, bugün yaşayanlar, gelecekte yaşayanlar oluşan bir bütünlüktür. Böyle bir milletin mensubu olmak Türk olmaktır, işin esası budur.”
Mehmet Uçum, muhalefetin “ihtidar mevcut anayasaya uymuyor, AYM kararlarını uygulamıyor” şeklindeki eleştirilerine de, “Anayasaya uyuluyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan beri anayasaya uyuldu, uyulmadı tartışması yapılır. Aktüel siyaset hukuk üzerinden de bazı argümantasyonlar geliştirebilir. Bir siyasi liderimiz 'anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz' diye değerlendirmeler yapmıştı aktüel siyasette. AYM kararlarına uyulmuyor değerlendirmelere katılmam. AYM'yi temyiz mahkemesi rolü atfedip, tespit ettiği her ihlale uyacaksınız demek sistemi bilmemektedir. Kendilerine göre yorumlar yapıyorlar. Net olan şudur, AİHM kararlarına da böyledir, ihlallerde dosyayı yeniden ele alma yükümlülüğü vardır. Yeniden ele aldıktan sonra ihlalin gereklerini uygun görür ya kısmen değiştirir ya da eski kararda direnir. Burada asla ihlal olmamıştır. AYM kararlarına uyulmuyor demek siyasi değerlendirmedir. Anayasaya uyulmazsa devletin işleyişi sağlanamaz, seçimler sağlıklı yürütülemez, Meclis'ten kanunlar çıkarılamaz. Anayasaya uyulmazsa yargılama süreçleri ihtiyaç duyulan denetim mekanızmaları devreye girmez. Bunların hepsi aktüel siyasette argüman üretmekle ilgili kararlardır” yanıtını verdi.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın