İstanbul (Rûdaw) – Cezaevinde 31 sene kalan Şen, “93'te tutuklandım. 9,5-10 yıla yakın bir yargılama sonucunda ağır müebbet verildi. 33 yaşında tutuklandım. Denizden çıkan bir balık gibi. Aynen öyle bir süreç yaşadım birkaç gün. Titreme tuttu. Gözlerim karardı, yürümede zorluk çektim” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de 90’lı yıllarda tutuklanan ve müebbet cezası verilen Kürt tutuklular cezalarını tamamlıyor.
Tutuklular cezalarını bitirse de “disiplin cezası” gibi nedenlerle tahliye edilmiyor.
DEM Parti’nin hazırladığı bir rapora göre şu anda serbest bırakılması gereken tutuklu sayısı 8 binden fazla.
Dersimli Ali Şen 31 yıl cezaevinde kaldı. Şen bir buçuk ay önce tahliye edildi.
“33 yaşında tutuklandım”
Rûdaw’a konuşan Şen, şunları söyledi:
“93'te tutuklandım. 9,5-10 yıla yakın bir yargılama sonucunda ağır müebbet verildi. 33 yaşında tutuklandım.
Denizden çıkan bir balık gibi. Aynen öyle bir süreç yaşadım birkaç gün. Titreme tuttu. Gözlerim karardı, yürümede zorluk çektim.
Ses konusunda da… En ufak bir seste sanki matkapla beynimi deliyorlar.”
Şen tutuklandığında henüz 10 aylık olan çocuğu şu anda 31 yaşında.
“Örgüt üyeliği” suçlamasıyla tutuklanan Şen’in 30 seneyi bitirdikten sonra tahliye edilmesi gerekiyordu ancak bir yıl gecikmeli olarak Şen tahliye edildi.
Tahliyedeki bir yıllık gecikmenin sebebi ise Cezaevi Gözlem Kurulu’nun “Şen’in ıslah olduğuna ikna olmaması”.
“Özellikle pişmanlık dayatılıyor”
Konuya ilişkin Şen şunları dile getirdi:
“Özellikle pişmanlık dayatılıyor. Yani rencide ediyor. İnsanları rencide ediyorlar.
Kişiliğini teslim alma, siyasi kimliğini özellikle teslim alma bu yöndeki dayatmalar bayağı yaygınlaştı. Sadece bizim kaldığımız cezaevlerinde değil, bu bütün cezaevlerinde hemen hemen yaşanmaktadır.”
DEM Parti’nin Türkiye Adalet Bakanlığı’ndan edindiği verilere göre, Türkiye’de şu anda cezasını tamamlayıp da tahliye edilmesi gereken ancak edilmeyen tutukluların sayısı 8 bin 521.
Bu tutuklulardan bin 517’si hasta ve 651’i ise ağır hasta.
“Bu durum politik mahpuslar aleyhine çok ağır bir tablonun oluşmasına neden oluyor”
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Eşbaşkanı Gülseren Yoleri, Rûdaw’a yaptığı açıklamada şunları dile getirdi:
“Bugün süresi uzatıldığı için hapiste yaşamını kaybeden ya da artık tedavi edilemez noktaya gelen rahatsızlıkları bağlamında mahpuslardan söz ediyoruz.
O yüzden de hasta mahpuslar bakımından yaşam hakkının ihlalini de aslında kapsayacak şekilde bu uygulamanın olumsuz sonuçlar yarattığı malum.
Dolayısıyla bu durum özellikle politik mahpuslar aleyhine çok daha ağır bir tablonun oluşmasına neden oluyor.”
İHD’nin raporlarına göre, 30 yıldan fazla cezaevinde kalan tutukluların çok büyük çoğunluğu Kürt.
İnsan hakları örgütleri, komisyonun keyfi olarak davrandığını ve binlerce tutuklunun mağdur olduğunu, tablonun oldukça ağır olduğunu belirtiyor.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın