Hukukçu Aktar, AYM’nin iptal ettiği TCK maddesini Rûdaw’a değerlendirdi
Haber Merkezi – AYM, birçok mağduriyete neden olan Türk Ceza Kanunu’nun 220 maddesinin 6. Fıkrasını iptal kararı aldı. Rûdaw'a değerlendirmelerde bulunan Diyarbakır Barosu eski başkanı Mehmet Emin Aktar, bu fıkranın iptaliyle birçok kişinin ceza infazının 4 ay ertelenebileceğini söyledi.
AYM “örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyenler”i cezalandıran Türk Ceza Kanunu düzenlemesini iptal etti.
Ağrı’da bulunan Patnos Ağır Ceza Mahkemesi ile İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, Türk Ceza Kanunu’nun 220 maddesinin 6. fıkrasında yer alan “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır. Örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir. Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır” düzenlemesini Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıdı.
AYM, boşluk olmaması için Meclis’e dört ay süre verdi ve iptalin bu sürenin sonunda yürürlüğe girmesini kararlaştırdı.
Diyarbakır Barosu eski başkanı ve hukukçu Mehmet Emin Aktar cezanın iptal edilmesine ilişkin Rûdaw TV’de Hêvidar Zana’nın sunduğu 15.00 bülteninde değerlendirmelerde bulundu.
Mehmet Emin Aktar, 6’ncı fıkrada suçun net bir şekilde tanımının yapılmadığını dolayısıyla birçok mağduriyete sebebiyet verdiğini belirterek, “Mesela yasal olmayan bir parti ile aynı söylemde bulunduğunuz zaman herhangi bir savcı tarafından suçlanbilirim. Yani suç teşkil eden eylemin net bir tanımı yapılmamıştı” dedi.
"AYM, 1 yıl önce 6'ncı fıkranın 'hak ihlali' olduğunu söylemişti"
Aktar AYM’nin bir yıl önce 6’ıncı fıkradan yargılananların “hak ihlaline uğradığı” yönünde karar aldığını hatırlatarak şunları dile getirdi:
“Benim de aralarında yer aldığım çok sayıda kişi, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuş AYM de bunu hak ihlali saymıştı. Net suç tanımı yapılmadığı için bu maddeden yargılanlara karşı adaletli bir yaklaşım sergilenmediğini belirtti ve Meclis’e 6’ncı fıkrayı yeniden düzenlemesi ve iptal edilmesi için 1 yıl süre verdi. Ancak Meclis bu süre zarfında bu fıkraya dönük bir karar almadı. AYM’nin dün bu konuda aldığı karar iki ceza mahkemesinin yaptığı başvuru sonucunda alındı. Çünkü bireyler bir kanunun değişmesi veya iptali konusunda başvuru yapma hakkına sahip değiller.”
"Mahkemeler Meclis karar alana kadar cezaları erteleyebilir"
AYM’nin iptal kararının yerinde bir karar olduğunu dile getiren Diyarbakır Barosu eski başkanı Mehmet Emin Aktar, “ Ancak, AYM’nin Meclis’e verdiği 4 aylık süre uzun bir süre. Daha önce 1 yıl süre vermişti. Bu cezadan yargılanan ve cezaevine giren insanlar var. Bunların durumu ne olacak? Bu konuda hukuki yollar vardır. Mahkemeler Meclis karar alana kadar, bu kişilerin cezalarını erteleyebilir, yargılamaları durdurabilir” dedi.
AYM’nin kararının Meclis tarafından reddetme ihtimali olup olmayacağına ilişkin gelen soruyu ise Aktar, “AYM, bir maddenin Anayasaya uygun olmaması halinde iptal kararı verme yetkisine sahiptir. Bugün de AYM iptal kararı verdi ve 4 ay içerisinde hayata geçirilmesi için süre verdi. Yani 8 Mart’a tekabbül ediyor, o günden itibaren Türk Ceza Kanununda böyle bir fıkra yer almayacak. Bu 4 aylık süre zarfında Meclis, 6’ncı fıkrayı iptal edebilir veya düzenlemeye gidebilir” şeklinde yanıtladı.
"Örgüt üyesine verilen cezanın yarısı verilmeye başladı"
TCK'nın 220. maddesinin 6. Fıkrasının iptalinden kaç kişinin yararlanabileceği konusunda ellerinde bir veri olmadığını dile getiren Mehmet Emin Aktar, “Bu kanun 2005’te kabul edildiğinde 2012’ye kadar ‘örgüt üyeliği’ için hazırlanan bir kanun fıkrası gibi işledi. Örgüt üyeliği ile aynı cezalar kesildi. Bu büyük bir adaletsizlikti. Çok büyük tepkilere yol açtı. O dönem Başkanı olduğum Diyarbakır Barosu bu konuda Meclis’teki partilere verilmek üzere bir rapor sundu. O vakit örgüt üyesinin yarı cezası alınmasına karar verildi. Ancak hakimler bu karar birçok kez uymadı. Birçok insanın cezasında indirime gidilmedi. Savcılar bu karar ardından doğrudan ‘örgüt üyeliği’nden davalar açmaya başladı” ifadelerini kullandı.
Örgüt üyesi olan bir kişinin yargılanması için ispat gerektiğini bu konuda savcıların örgüt üyesi olmayan birini hangi kriterlere dayanarak ‘örgüt üyeliği’ ile suçladığına ilişkin ise Aktar “herhangi bir ispat ve delil olmadan bu davaların büyük çoğunluğu açıldı. İptal edilen 6’ncı fıkrada bir kişi ‘çok sayıda eyleme katılırsa, örgüt lehine açıklamada bulunursa, cenaze, taziye, basın açıklaması gibi faaliyetlerde yer alması’ örgüt üyesi olduğunun bir delili sayıldı. Halbuki yasa dışı örgütler illegaldir. Ve örgüt üyesi olduğu iddia edilen kişinin örgütün hiyerarşisinin neresinde yer aldığının ispatlanması gerekiyor. Dolayısıyla savcıların bütün bu deliller olmaksızın bir kişiyi ‘örgüt üyesi’ olmakla suçlaması daha kolaydı” dedi.
"Siyasi tutuklular yararlanamıyor"
Türk Ceza Kanunu’nun 220 maddesinin 6. Fıkrasının iptalinin başta Selahattin Demirtaş olmak üzere siyasi tutukluları etkilemeyeceğini belirten Aktar, “Onlar doğrudan örgüt üyesi olmakla suçlanmaktalar” dedi.
Aktar, bu fıkradan ceza alanların başvurmaları halinde cezaları erteleneceği 4 ay sonra da davalarının düieceğini sözlerine ekledi.