Haber Merkezi – TBMM’de konuşan Türkiye Milli Savuma Bakanı Hulusi Akar, PKK'nin dile getirdiği "operasyonlarda kimyasal silah kullanımı" iddialarıyla ilgili olarak "24 Kasım’da heyet teşkil ettik her şeye rağmen. Heyet gitti, inceleme ve ölçümleri yaptı. Bunların hepsini derlediler, toparladılar, getirdiler Sağlık Bakanlığı laboratuvarlarına verdiler. Hiçbirinde hiçbir şekilde kimyasal olmadığı raporu şu anda elimizde" ifadelerini kullandı.
TBMM Genel Kurulu'nda Türkiye Tarım ve Orman Bakanlığı ile Milli Savunma Bakanlığının bütçelerine ilişkin görüşmeler yapıldı.
Kimyasal silah kullanımı iddialarına ilişkin açıklama yapan Akar, şunları söyledi:
“Kahraman ordumuzun başarılarına gölge düşürmek, terör örgütüne nefes aldırmak, adeta solunum cihazı bağlamak isteyenlerin Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kimyasal kullandığı ve benzeri düşmanca iftiraları tamamen gerçek dışıdır, bir hezeyandır.
Özellikle yurt dışında bir algı oluşturmaya yönelik ‘çamur at izi kalsın’ çabasıdır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde kimyasal silah ve mühimmat geliştirilmemekte, üretilmemekte, stoklanmamakta, kullanılmamakta; envanterde uluslararası hukuk ve anlaşmalarla yasaklanmış hiçbir silah ve mühimmat bulundurulmamaktadır. Buna rağmen hâlâ mesnetsiz iddialar dillendiriliyor.
"Türkler ve Kürtler, kardeştir"
Kimyasal Silahların Önlenmesi Anlaşması’na göre, göz yaşartıcı mühimmatın kolluk faaliyetlerinde veya özel operasyonlarda ve insan hayatını korumak maksadıyla kullanılabileceği kabul edilmektedir.
İçeride ve dışarıda yapılan diğer bir kara propaganda da terörle mücadelemizin Kürt kardeşlerimize karşı olduğu iftirasıdır. Bu yalandır, bu alçaklıktır. Bir kez daha vurgulamak isterim ki bin yıldır bu coğrafyayı, ekmeği, suyu birlikte paylaşan Türkler ve Kürtler, kardeştir. Bunun en açık göstergesi de vatan için, bayrak için, Cumhuriyet için omuz omuza mücadele ederken canlarını feda eden ve şehitliklerimizde yan yana yatan kahramanlarımızdır, şehitlerimizdir. Tek hedefimiz, teröristlerdir. Terörist neredeyse hedefimiz orasıdır.
Suriye’deki gelişmelere bakıldığında; 15 Temmuz hain darbe girişiminden kısa bir süre sonra hudutlarımızın ve vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak için Suriye’nin kuzeyinde, PKK/PYD/YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerine karşı kapsamlı operasyonlar icra edilmiştir. Başarıyla icra edilen bu operasyonlar ile ülkemizin güneyinde kurulmak istenen terör koridoru engellenmiş, yeni bir göç dalgası ve insanlık dramının yaşanması önlenmiştir. Terör koridoru engellenmeseydi bugün çok daha zor ve karmaşık durumlarla karşı karşıya kalacağımızın iyi bilinmesi ve anlaşılması lazım.
“24 Kasım’da heyet teşkil ettik her şeye rağmen. Heyet gitti, inceleme ve ölçümleri yaptı”
Sağlık düzenindeki sistemin geliştirilebilmesi için Sağlık Bakanlığı’yla çalışmalarımız devam ediyor. Teröristlerin derhal adalete teslim olması lazım. Ne zaman adalete teslim olurlarsa derhal operasyonlarda biter.
Biz, Türk Silahlı Kuvvetleri olarak, Türkiye Cumhuriyeti olarak egemen, bağımsız bir devletiz. Kendi kendimizi değerlendirme kapasitesine sahibiz, dışarıdan kimseyi kabul etmeyiz.
İzah ettiğim operasyonlarımız, meşru müdafaa kapsamında uluslararası hukuka uygun, teröristlere karşı hedef alınarak devam edecek. Bölgede yaşayan masum insanlara karşı hiçbir şekilde tavrımızın olmadığını herkes bilsin.
24 Kasım’da heyet teşkil ettik her şeye rağmen. Heyet gitti, inceleme ve ölçümleri yaptı. Bunların hepsini derlediler, toparladılar, getirdiler Sağlık Bakanlığı laboratuvarlarına verdiler. Hiçbirinde hiçbir şekilde kimyasal olmadığı raporu şu anda elimizde.”
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın