Erdoğan: Bana neden diktatör diyorsunuz?
Haber Merkezi - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 ziyareti öncesi Alman Die Zeit gazetesi Yayın Yönetmeni Giovanni di Lorenzo'ya konuştu.
5 yıl aradan sonra Alman basınına röportaj veren Erdoğan, gazeteci Lorenzo’ya, “Alman basının neden kendisini diktatör olarak gördüğünü” sordu.
Lorenzo ise bu soruya, Türkiye'deki tutuklu gazetecilere işaret ederek yanıt verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Die Zeit’e verdiği ve röportajın bazı bölümleri şu şekilde:
ZEIT: Sayın Cumhurbaşkanı, uzun süredir yabancı bir gazeteye röportaj vermediniz. Alman medyasıyla girdiğiniz polemik, Berlin hükümetiyle ülkeniz arasındaki ilişkilerin en düşük seviyede olduğu dönemde kasti bir mesaj mı?
Erdoğan: Şimdi kendimize sorarsak Almanya’yla ilişkimizde neden çatlama oldu, benim cevabım net: Alman medyası bize karşı karalama kampanyası yürütüyor. Bu kampanyanın bir parçası da teröristlerle yaptıkları görüşmeler.
ZEIT: Almanya gibi bir ülkede, bağımsız bir medya Türkiye karşıtı propoganda yürütsün? Bunu yaparken çıkarı ne olabilir?
Erdoğan: Dünya üzerinde herhangi bir yerde bağımsız bir medya olduğuna inanmıyorum. Bağımsız medya olsaydı bu yaşadığımız problemlerin hiçbirini yaşamazdık. Olan biteni açıkça görüyoruz: Rüzgâr nereden eserse oraya gidiyorlar. Alman medyasının da farkı yok. Kimse bunun böyle olmadığını söyleyemez. Ne olup bittiğini çok iyi biliyoruz.
ZEIT: 13 yıldır Zeit’in yayın yönetmeniyim ve hiçbir zaman ne yayıncıdan ne politikacıdan böyle bir müdahaleye tanık oldum. Böyle bir şey olsaydı anında istifa ederdim çünkü artık bağımsız olmadığım anlamına gelirdi.
Erdoğan: Benim şimdiye kadar ki tecrübelerim öyle söylemiyor. Birçok medya kuruluşunun başıyla tanışıklığım oldu, onlarla çok vakit geçirdim ve çokça konuştum. Öyle zamanlar oldu ki onlara kendi gazetelerini göstermek zorunda kaldım. Dedim ki: “Hepiniz etik kurallardan bahsediyorsunuz alın işte sizin gazeteniz. Bu etik mi?” ailemi karalamaya kadar gitti bunlar. Siz IŞİD’le finansal ilişkiyi yazdınız. Çocuklarımla ilişkilendirdiniz. Kanıtınız var mı? Hayır. Ama iftira atmaya devam ettiniz. Açık seçik konuştuğum için bu gazetecilerle aramız iyi değil. Neden? Çünkü ben her şey hakkında dümdüz konuşurum. Birçok Alman gazete mesela “Erdoğan diktatör” diye yazdılar. Peki, soruyorum: Bu medya kuruluşu diktatörü nasıl tanımlıyor?
ZEIT: Alman kamuoyunun sizi neden diktatörü olarak gördüğünü mü soruyorsunuz? Çünkü dünyanın başka hiçbir ülkesinde Türkiye’de olduğu kadar çok gazeteci parmaklıklar arkasında değil. Türkiye’de bu sayı 150. Çünkü Deniz Yücel ve Meşale Tolu gibi Alman gazeteciler hala hapiste ve kimse neden hapiste olduklarını bilmiyor.
Erdoğan: Aldığınız bilgi yanlış ve bu yanlış bilgiye dayanarak yanlış varsayımlar geliştiriyorsunuz. Binlerce kişinin bizim cezaevlerinde olduğunu, işlerini kaybettiklerini söylüyorsun. Sana şunu söylemek isterim: Doğu ve Batı Almanya yeniden birleştiğinde kaç insanın işini kaybettiğini biliyor musun? 500 binden fazla.
ZEIT: Şu anda rakamları kontrol etmem mümkün değil ancak yasalar ve hukuk kuralları çerçevesinde işleyen prosedürler vardı.
Erdoğan: Bundan niye bahsetmiyorsun. Çok sayıda insanın işinden atıldığından? Bunu yayımlayacaksın tamam mı, silmek yok.