Kılıçdaroğlu: Kolombiya'da yakalanan 5 ton kokainin gerçek sahibi kim?
Haber Merkezi - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Saray Türkiye'sine karşı başka bir Türkiye vizyonu açıkladık. Bu Türkiye için 70 kişilik ekip 7 gün 24 saat çalışacak ve dünyanın en iyileriyle çalışacak" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurulunda, 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi üzerinde konuştu.
Bütçenin, bir ülkenin ekonomisi açısından en temel yasa olduğunu ve anayasada, bütçe teklifinin yasalaşması için özel bir prosedür olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, eskiden bakanlar kurulunun bütçeyi Meclis'e sevk ettiğini, ardından da başbakanın Meclis'e gelerek her türlü eleştiriye karşı bütçesini savunduğunu, şimdi ise hükumetin bütçe için Meclis'e bile gelmediğini ifade etti.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başdanışmanı Mehmet Uçum'un "Bu tek kişilik hükumettir" dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Tek kişilik hükumetse parlamentoya gelecek, onuruyla kendi bütçesinin arkasında duracak ve bütçesini savunacak. Parlamentoda, atamayla gelmiş olanların, halkın oy vermediği kişilerin bu kürsüye çıkıp bizden oy istemesi kadar abes bir şey yok. Sayın Cumhurbaşkanı gelecek, 'benim bütçem şudur, ben şunları yapacağım' diyecek ve bütçesinin arkasında duracak. Bütçesinin arkasında hükumet yok. Atanmışlar buraya gelmiş bize bütçeyi sunuyorlar" eleştirisinde bulundu.
Bakanların çoğunun da atanmış olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Talimat almadan hiçbir bakan parmağını bile kaldıramaz. Çünkü hiçbirisinin yetkisi yok. Yangın söndürmeye gidiyorlar, 'Sayın Cumhurbaşkanı'mızın talimatıyla yangını söndürmeye başladık' diyorlar. Talimat gelmese yangını söndürmeyecek misiniz? Söndürmezler" dedi.
“Biz paranın nerelere harcandığını bilmiyoruz”
Kılıçdaroğlu, bir ülkenin geleceği için bütçenin çok önemli olduğunu vurgulayarak, "Biz paranın nerelere harcandığını bilmiyoruz. Parayı harcayan irade buraya gelmeyince biz hangi bütçeyi konuşacağız? 'Bütçe' diye geldiler, burada anlattılar, ağızlarından bal akıyor ama çıkın sokağa tam tersi bir tablo... Sarayda oturan kişi, halkın arasına inmeyen kişi halkın derdini bilemez. İkili bir yapı çıktı ortaya; bir halk, bir saray. Seçilen bir Cumhurbaşkanının parlamentoya gelip kendi bütçesini savunmaması her şeyden önce parlamentoya saygısızlıktır" ifadelerini kullandı.
Bakanların "seçilmiş" değil "atanmış" oldukları için "Meclisi takmadığını"; 29 Kasım itibarıyla bakanlarca cevaplanmayan soru önergesi sayısının 701 olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, bu duruma tüm milletvekillerinin itiraz etmesi gerektiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu'nun, Meclis Başkanı Mustafa Şentop'u eleştirirken kullandığı "Başkan diyemez. Çünkü başkanı başkan yapan yine aynı irade" sözleri üzerine AK Parti'li bazı milletvekilleri "Biz seçtik başkanı" diye bağırdı.
AK Parti sıralarına dönerek, "Ben nasıl seçtiğinizi de çok iyi biliyorum, sizin de nasıl milletvekili seçildiğinizi de çok iyi biliyorum" karşılığını veren Kılıçdaroğlu, kendisine tepki gösteren AK Parti'li milletvekillerine "ağlamayın" diye yanıt verdi.
“Enflasyonu getirip bizim milletin sırtına yıkıyorsunuz"
Parlamentonun kabul ettiği bütçenin yasalara uygun olarak harcanıp harcanmadığının Sayıştay tarafından denetlendiğini hatırlatan Kemal Kılıçdaroğlu, Sayıştayın, 315 kamu kurumunun faaliyet raporlarına baktığını ancak 17 kurumun faaliyet raporunun hiç yayımlanmadığını söyledi.
Kamu-Özel İş Birliği projelerini eleştiren Kılıçdaroğlu, "Dolar garantisi veriyorsunuz, avro garantisi veriyorsunuz; dolar garantisi verdiğinize Amerika'daki enflasyonu da bu milletin sırtına yıkıyorsunuz, avro garantisi verdiğine Almanya'daki enflasyonu da bu milletin sırtına yıkıyorsunuz. Diyorlar ya 'dünyada enflasyon var' diye. Dünyada enflasyon var da siz o enflasyonu getirip bizim milletin sırtına yıkıyorsunuz" diye konuştu.
Devlet harcamalarının neye göre yapıldığını bilmeleri gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Devletin temeli hukuk ilkelerinden yola çıkar, yani belirliliktir. Üç kuralı vardır belirliliğin; hukuk normlarının belirli olması lazım, bilinebilir olması lazım, öngörülebilir olması lazım. Cumhurbaşkanlığı makamı ve Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Devlet İhale Kanunu'na tabi değil, Harcırah Kanunu'na tabi değil, Taşıt Kanunu'na tabi değil, Kamu Konutları Kanunu'na tabi değil, Kamu İhale Kanunu'na tabi değil, Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'na tabi değil, hiçbirine tabi değil bunlar. Peki, biz yetki vermişiz, parayı nasıl harcıyorlar? 'Efendim, yönetmelik var.' Siz hiç Resmi Gazete'de bir yönetmelik gördünüz mü? Görmediniz" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de "sarayda yaşayanlar ve sarayın dışında yaşayanlar" diye ikili bir yapının oluştuğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, bir yanda beşli çetelerin, bir elleri yağda bir elleri balda olanların yaşadığı bir Türkiye olduğunu diğer yanda ise günlük hayatta kalma kavgasının yaşandığı, milyonlarca yoksul ve aç insanın bulunduğu bir Türkiye olduğunu savundu.
"Ronaldo ve Messi Türkiye için oynayacaklar"
"Bu saray Türkiye'sine karşı başka bir Türkiye vizyonu açıkladık. Bu Türkiye için 70 kişilik ekip 7 gün 24 saat çalışacak ve dünyanın en iyileriyle çalışacak." ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir futbol ligindeki gibi anlatayım size, malum, Dünya Kupası var. Ronaldo ve Messi Türkiye için oynayacaklar ve birinci Türkiye'nin ikinci Türkiye'yi sadakaya bağlama programını yırtıp atacaklar. O Türkiye'de dijital teknoloji, yapay zeka, makine öğrenimi, finansal teknolojiler ve yeşil enerji var. Herkes daha iyi bir yaşam, daha iyi bir düzen için çalışacak. Çocuklara yeni bir Türkiye hayalini vereceğiz. Yeni bir siyaset üstü anlayışla ve liyakatle Türkiye'yi büyüteceğiz. O Türkiye'nin takımında siyasiler de var, siyaset üstü insanlar da var. Orada Daron Acemoğlu da var, Hakan Kara da var, Jeremy Rifkin de var, Refet Gürkaynak da var, Hacer Foggo da var, bizim bu işin uzmanları ve bilim insanları var. Şampiyonlar ligi takımı karşısında gözleri ışıldayan fotoromanlar var, vallahi tam bir amatör küme var karşımızda. Hor gördükleri, üstten baktıkları, vergilerini, en temel haklarını gasbettikleri o ikinci Türkiye, bu yarattıkları saray Türkiye'sini yenecek ve göreceksiniz, daha açık, daha net söyleyeyim; hak gelecek, batıl zail olacak."
"Hepsinin hesabını soracağız"
Kılıçdaroğlu, dünyanın en aşağılık insanlarının uyuşturucu kaçakçıları olduğunu, uyuşturucunun insan onurunu öldürdüğünü söyledi.
"Türkiye'de uyuşturucu baronlarının cirit attığını" belirten Kılıçdaroğlu, "yapılan yasal düzenlemelerle uyuşturucu baronlarının paralarının ülkeye sokulduğunu" iddia etti.
"Uyuşturucuyu da uyuşturucu baronunu da bu pisliğin önünü açanların tamamını da deftere yazdık, hepsinin hesabını soracağız, hiç kimse endişe etmesin" diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Dört soru soruyorum: İçinizde yürekli bir kişi varsa şu kürsüye gelir, İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken 'Bu soruları Kılıçdaroğlu sordu, cevabını ver.' diye sorar; Süleyman Soylu'nun 'Cumhuriyet tarihinin en büyük uyuşturucu operasyonu' dediği operasyonda nasıl oldu da herkes serbest kaldı? Ne oldu? İddianamede çıkarılan sanıklarla Soylu'nun oğlunun ne ilişkisi var? İstanbul Emniyeti, Soylu'nun oğlunun aracını sanıklara kiraladığı için mi aradı? Soylu'nun 'Türkiye'den gönderdik' dediği Sırbistan'daki uyuşturucu çetesi lideri nasıl oldu da İstanbul'un göbeğinde, kendine özel bir hayat kurdu, İstanbul'dan uyuşturucu faaliyetlerini yönetti? Rakip çetesi nasıl elini kolunu sallayarak Türkiye'ye gelip onu öldürdü? Kolombiya'da yakalanan 5 ton kokainin gerçek sahibi kim? Mustafa Çalışkan, yürekli bir Emniyet Müdürü. Mustafa Çalışkan ile ne derdiniz var? FETÖ'yle, uyuşturucuyla mücadele eden bu kişiyi neden bu konuma getiriyorsunuz?"
“Tiranlar, zorbalar hep giderler”
Kılıçdaroğlu, “Halktan kopuşu öyle sert oldu ki. Halkı anlamak için enerjiden yoksun. Ne yapacak? Savaş ve din kisvesine daha çok bürünüyor. Bakmayın vatan millet nidalarına. Saray ahalisinden ideolojik hiç bir şey yok. Vatansever olsa dün küfrettiklerinin bugün elini öpmeye gitmezdi. Tiranlar hep böyle davranırlar. Krizleri reddederler. O da Türkiye'den koptu. Açlığı reddediyor, işsizliği reddediyor, getirdiği göçmenlerin bir sorun olduğunu reddediyor. Onun reddetmeyeceği bir gerçeği söyleyeyim: Tiranlar, zorbalar hep giderler. O da altı ay içinde gidecek” ifadelerini kullandı.