“Ziya Selçuk Erdoğan'a istifasını sundu, Erdoğan sıcak bakıyor”
Erbil (Rûdaw) - Gazeteci Murat Yetkin, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un bakanlıktaki tarikatlar ve cemaat mensuplarının talep ve baskılarına daha fazla dayanamayarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a istifasını sunduğunu Erdoğan'ın da istifaya olumlu baktığını söyledi.
Murat Yetkin son günlerde kulis bilgisi olarak konuşulan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un istifa ettiği, kabinedeki bazı bakanların da görevden alınacağı iddiaları hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Rûdaw haber bültenine katılan Murat Yetkin, aralarında Kültür ve Turizm Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın da bulunduğu bazı bakanlıkların iki ayrı bakanlığa bölüneceği yönünde de bilgiler olduğunu kaydetti.
Yetkin, özelikle 8 gündür kontrol altına alınamayan orman yangınları nedeniyle de Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin görevden alınma ihtimalinin yüksek olduğunu belirtti.
Kabinede “yeri sağlam olan” sayılı bakanlar arasında yer alan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun görevden alınmasının beklenmediğini söyleyen Yetkin, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin açık desteği nedeniyle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun da görevden alınamayacağı yorumunu yaptı.
“Pakdemirli'nin kabineyi bırakabileceği söyleniyor”
Rûdaw canlı yayınında değerlendirmelerde bulunan gazeteci Yetkin şöyle konuştu:
“Öncelikle kabineden ayrılmak isteyen bakanlar var. Örneğin Milli Eğitim Bakanı kabineden ayrılmak istiyor. Çünkü herhangi bir inisiyatifi olmadığını düşünüyor ve bakanlığın içindeki bazı tarikat ve cemaat bağlantılı grupların kendisine iş yaptırma durumundan şikayetçi. Bu yüzden aldığımız bilgilere göre Cumhurbaşkanı Erdoğan'a artık görevde kalmak istemediğini söylemiş ve yakın çevresinin söylediğine göre de Erdoğan bunu kabul etmiş, yakın bir zamanda uygulamaya koymak üzere. Sonra Tarım ve Orman Bakanı… Bu orman yangınları nedeniyle çok eleştiri aldığından Bekir Pakdemirli'nin de kabineyi bırakabileceği söyleniyor. Bunun yanı sıra bazı bakanlıkların ayrılması söz konusu. Yani 2018 yılında birleştirilen bazı bakanlıkların bir şekilde işlemediği, bu nedenle ayrılacağı konuşuluyor Ankara'da. Tarım ve Orman Bakanlığı birleştirilmişti. Bunlar birbirinden ayrılacak, öyle görülüyor çünkü tarım tek başına zaten çok önemli. İşte kuraklık, iklim değişikliği ve gıda güvenliği sorunları var. Ormanların hali ortada. Bunların ayrı ayrı ele alınması gerekiyor diye düşünülüyor. Onun dışında ayrılması düşünülen bakanlıklar arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı var. Özellikle Turizm Erdoğan'ın çok önem verdiği, nakit akışı nedeniyle, para kaynakları nedeniyle çok çok önem verdiği bir alan. Onun tek başına bir bakanlık olarak dönmesi bekleniyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve önemlisi Hazine ve Maliye Bakanlıklarının birbirinden ayrılacağı yolunda güçlü işaretler var. Tabii bunun anlamı sadece bakanlar düzeyinde değil bakan yardımcılarının, pek çok devlet kademesinde personelin ve masrafların daha da artacağı yönünde tartışmalar yaşanıyor.
“Erdoğan her şeye karar veriyor”
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildikten sonra artık her şeye Erdoğan’ın karar verdiğini belirten Yetkin şöyle devam etti:
“Bakanlar Kurulu demiyoruz artık, kabine diyoruz. Erdoğan'ın kabinesi sadece bakanlardan değil, birtakım danışmanlardan oluşuyor işte bir takım başkanlardan oluşuyor. Ayrı bir yapılanma ve Cumhurbaşkanlığı sistemine geçildikten sonra aslında bakanların pek bir insiyatifi kalmadı yani Erdoğan her şeye karar veriyor. Dolayısıyla kabine içinde birkaç isim dışında bakanlıklara kimin girip kimin gittiği çok büyük bir önem taşımıyor. Bunun Erdoğan yönetiminin iç politika değerlendirmesi bakımından anlam taşıyor.
“Dışişleri Bakanı kabinedeki en istikrarlı bakan”
İçişleri Bakanı şu anda Süleyman Soylu’nun yeri sağlam görünüyor. Nedenlerinden bir tanesi Erdoğan'ın ortağı ve müttefiki MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Süleyman Soylu’nun herhangi bir şekilde görevden alınmasına karşı tutumunu açıkça dile getirmiş olması. Yani arkasında Bahçeli'nin desteği var. Dışişleri Bakanı şu ana kadar kabinedeki en istikrarlı bakan gibi görünüyor. Bunun da değişmesi mümkün mü? Her şey mümkün yani; Erdoğan'ın takdirine bağlı ama değişmesi sürpriz olur.”
Koalisyon ortakları olan AK Parti ile MHP arasında çelişkiler yaşandığı yönündeki görüşleri de değerlendiren Murat Yetkin, anlaşmazlık noktalarından birinin Suriyeli mültecilerle ilgili olduğunu söyledi ve Bahçeli'nin Suriyelilerin ülkelerine dönmeleri gerektiği yönünde beyanlarını hatırlattı. Ancak Erdoğan için her ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmanın stratejik bir hal aldığını belirten Yetkin, bütün AK Parti faaliyetinin de buna yöneldiğini kaydetti:
“AK Parti Kürt oylarını kaybediyor”
“Bunu (çelişkiyi) en son Devlet Bahçeli'nin Suriyeli mülteciler konusundaki çıkışında gördüm. Şimdiye kadar muhalefet partileri diyordu ki ‘ya Suriyeliler madem bayramlarda gidiyorlar, geliyorlar. Demek ki can güvenlikleri tehlike içinde değil, orada kalabilirler.’ Bunu ilk defa Bahçeli de dile getirdi. Bahçeli bunu dile getirirken Türkiye'nin demografik yapısını bozacak olmasından, etnik bakımdan bozulacak olmasından bahsetti. Oysa Erdoğan ve AK Parti'nin tabanı için böyle bir kriter yok. Yani onlar için Sünni ve Müslüman olması daha çok önem taşıyor. Etnik yapısı o kadar önem taşımıyor. Bir de Bahçeli'nin HDP’nin kapatılmasını istemesi. Burada da bir çelişki söz konusu. Çünkü Adalet ve Kalkınma Partisi HDP’nin kapatılmasını istemiyor, zaten Kürt oylarıyla bir sorunu var. Epeydir Kürt oylarını kaybediyor. Adalet ve Kalkınma Partisi’nde, HDP’nin kapatılması durumunda bu kaybın daha da artacağı endişesi hakim.
“Bahçeli sistemin kurallara bağlanmasını istiyor”
Bir başka çelişki konusu Cumhurbaşkanlığı sisteminin işleyişi konusunda. Bahçeli bunun daha kurallara bağlı hale getirilmesini, her şeyin yazılı hale getirilmesini istiyor. Bakanların güven oylamasıyla Meclis’te düşürülebilmesini istiyor. Cumhurbaşkanlığı yardımcısı sayısının 2 ile sınırlandırılmasını, bunların da seçimle gelmesini istiyor. Yani Erdoğan'ın o kadar da kendi başına hareket etmemesini istiyor. Tabii bunlar ciddi çelişkiler. Ama bunlar hiç giderilemez mi tabii giderilebilir çelişkiler. Şu anda öyle görünmüyor ama yine de belirtiler bu çelişkilerin Erdoğan açısından çok fazla öneminin olmadığı yönünde. Daha çok kendi parti tabanının dengelerini korumaya çalışıyor. Çünkü Erdoğan için belki de tek stratejik konu iktidarını sürdürebilmesi, bir sonraki seçimi alabilmesi. Bu yüzden gelen bütün eleştirilere rağmen, daha çok Adalet ve Kalkınma Partisi tabanını kontrol etmeye onu daha fazla elden kaçırmamaya çalışıyor… Erdoğan için öncelik her ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmak ve bir sonraki seçimi kazanmak.”