Bahçeli'den 'Hakkari'ye kayyım' yorumu: İçişleri Bakanımızı yürekten kutluyorum
Haber Merkezi – MHP Lideri Bahçeli, “Hakkari Belediye Başkanı görevden uzaklaştırarak gözaltına alınmıştır, Bu kapsamda İçişleri Bakanımızı ve mesai arkadaşlarını yürekten kutluyorum" ifadelerini kullandı.
Bahçeli’nin konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
Hakkari Belediyesine kayyım atanması
“Yumuşak duruş MHP ile bağdaşmaz, asla da yakışmaz. Bir yanağımıza tokat atana diğerini dönemeyiz. Ya aynısıyla cevap veririz ya da o eli kırar geçeriz. Öylelerini tanıdık ki biraz adam ol diyeceğimiz anda yutkunduk, vazgeçtik. Cümle alemin derdi biz olmuşuz. Anlaşılan alayına külahları ters giydirmişisiz.
Bir belediye başkanı düşününüz, PKK yapılanmasının üst düzey yönetimi olarak görev alsın... Mehmet'lerimize, koruyucularımıza karşı şehre inen hainleri evde barındırsın. Hakkari Belediye başkanı hamdolsun görevden alınarak gözaltına alınmıştır. İçişleri Bakanlığı'mız hukuk sınırlarında devreye girmiştir. Bakanımızı ve görev arkadaşlarımızı kutluyorum. Bir PKK'lının seçimlere katılması skandaldır.
Hakkari Belediye Başkanı hamdolsun görevden uzaklaştırılarak gözaltına alınmıştır. Bir teröristin 31 Mart seçimlerinde aday gösterilmesi, seçimlere katılması başlı başına bir skandaldır.
Bir teröristin aday gösterilmesi, devlet ile yöre halkını karşı karşıya getirmenin hazırlığını yapmaktır.
MHP'nin herhangi bir milletvekilini terörle ilişkilendirmek, yumuşama pozları veren bir zatın edepsiz beyanatıdır. CHP başkanı terör ve terörist görmek hususunda merakta ise yanı başında vazo gibi tuttuğu DEM'li bölücülere bakması en doğal tercih olacak. Bize üslup uyarısı yapan kişinin önce kendi ağzını yıkaması tavsiyemdir.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli "Hamdolsun Hakkari Belediye Başkanı gözaltına alınmış yerine Hakkari Valimiz atanmıştır" pic.twitter.com/AbtWQl3ne5
— Rudaw Türkçe (@RudawTurkce) June 4, 2024
Sinan Ateş suikastı
Yargıya intikal etmiş bir cinayet davasında partimizin ve Ülkü Ocaklarının suçlanması, hatta dahilde ve hariçte Ülkü Ocakları’na suç örgütü gölgesi düşürmek için kolları sıvayan ajanların sırtının sıvazlanması tesadüf değildir Hepsini takip ediyoruz. Yargıya intikal etmiş bir cinayetin Ülkü Ocakları’na suçu atanların sırtı sıvazlandı.
Verilemeyecek bir hesabımızın olmadığını cümle alemle paylaşıyorum. Dostumuzu da düşmanımızı da tebrik ederiz. Hesaplaşmaya hazırız. Hesap soracak yüreğe de sahip olduğumuzu bilmenizi istiyoruz. Hesaplaşacağız ama helalleşmeyeceğiz.
"Ülkücü katillerini unutmadık"
Hesaplaşmaya hazırız, hesaplaşmadan kaçmayız, hesap soracak yüreğe ise sahip olduğumuzu hiç kimsenin yabana atmamasını bekliyor, aklından çıkarmamasını temenni ederiz.
Başkaları için küçük, bizim için çok önemli bir ayrıntı da şudur; Hesaplaşacağız, ama helalleşmeyeceğiz. Bugüne kadar sessiz kalışımız Ülkücü katillerini unuttuğumuz anlamına asla gelmemelidir. Dün kanımızı dökenlerin bugün sözde mahkeme kurup Ülkücü müdafaasına tevessül etmeleri utanmazlığın sınır tanımadığına acıklı bir örnektir.
Ülkücüyü, Ülkü Ocaklarıyla ayrıştırmanın, dahası terörle ilişkilendirmenin zillet ve kabus dolu düşünü kuranlar eninde sonunda mahcup ve mağlup olacaklardır. Bize hazırlanmış bir iddianameyle ilgili olmadık lafı edenler her şeyden önce ellerine ve vicdanlarına bulaşmış Ülkücü kanlarını temizleyecek edep ve onuru gösterebilmelidir. Bizim hiç kimseden öğrenecek veya duyacak bir şeyimiz yoktur.
İlk silahı çekenlerin, ilk mermiyi atanların, Türkiye’yi Marksist-Leninist uçuruma itmek için her ilkelliği tatbik edenlerin binlerce dava arkadaşımızın kanına girdiğini yaşayarak biliyoruz ve onlarla, onların izinden yürüyenlerle her seviyede hesaplaşmaya hazır olduğumuzu üstüne basa basa açıklıyoruz.
Gazeteci-Yazar Merhum Metin Tokdemir’in, 1970’li yılların başında, kaleme aldığı "Solda ve Sağda Vuruşanlar" isimli kitabında simli kitabında anlatılan bir anekdot vardır ve şöyledir:
“Bundan bir süre önce, henüz politikacıların Türkiye’deki bunalıma kendi aralarında çare aradıkları günlerde Cumhurbaşkanı Sunay ile CHP Genel Başkanı İnönü bir görüşme yaptılar.
Sunay memlekette olup bitenleri anlattı.
Bilhassa sol cephede cereyan eden olaylardan şikayet etti, DEV-GENÇ’ten bahsetti. Sağ hakkında fazla bir şey söylemedi. Onun üzerinde durmadı.
Cumhurbaşkanı Dev-Genç deyince ve İnönü’nün hassas olduğu sağ tehlikeyi geçiştirince CHP Genel Başkanı, bir de Ülkü Ocakları var, dedi.
Sunay onlar hakkındaki mütalaasını şöyle belirtti:
Canım onlar Komünizme karşı mücadele eden çocuklardır.
"Dış bağlantılı bir kumpas"
Merhum Toker, damadı olduğu İnönü’nün kısmen yanlış düşündüğünü yazmıştı.
Boykot da, işgal de bir sözlerinin patenti İnönü’ye aittir ve bu açıklamayı takip eden yıllarda Maocu, Marksist-Leninist militanların kanlı eylemleri hem milletimizi hem de dava arkadaşlarımızı hedef almıştır.
1968 yılının Ocak ayında Paris’te patlak veren, 3 Mayıs 1968’de daha da şiddetlenen öğrenci olaylarının bize yansıması çok vahim düzeylerde yaşanmıştır.
Milliyetçi-Ülkücü Hareketi geçmişte haksız yere suçlayıp hunhar saldırılarla iradesinden, istikametinden, inancından ve davasından caydırmaya azmedenlerin, bugünkü siyasi ve ideolojik uzantılarının bir cinayet davası üzerinden MHP ve Ülkü Ocakları düşmanlığını güncelleme teşebbüsü aşağılık bir tertibin, alçak bir tezgahın, dış bağlantılı bir kumpasın varlığına işaret değilse acaba nedir?
"Hesaplaşma teklifimizi yineliyorum"
12 Eylül öncesi yarım kalan mücadeleyi şayet tamamlamak için gün sayanlar varsa, ben de diyorum ki, sizden korkan sizin gibi olsun, yolundan dönen namert olsun, davasının onurunu savunmayan şerefinden mahrum olsun. Hesaplaşma teklifimizi yineliyorum. Hatta hodri meydan diyorum.
Hasbelkader bir ara partimizde yer alsa da, şimdilerde neyin hesabı, ne hesaplaşması diyerek ileri geri konuşan çürüklerin vakti saati geldiğinde ipliğini pazara çıkarmak, ne kadar ahlaksız olduklarını deşifre etmek davamıza vefa borcumuzdur. Kurdun boynuna tasma geçmez, geçerse itin boynuna geçer.
"İsrail üzerindeki baskı daha da artmalı"
Filistin'i tanıyan ülke sayısının 147'ye ulaşması umut vericidir. İsrail üzerindeki baskının daha da artması gerekmektedir. Bağımsız bir Filistin devletinin dünya çapında tanınması dışında bir seçenek yoktur."