Haber Merkezi - İHD Diyarbakır Şubesi’nden Bursa ve Muğla’da Kürtlere yönelik ırkçı saldırıya ilişkin yapılan açıklamada "Kürtler için nefes alınamayacak bir atmosfer oluşmuştur" denildi.
İHD Diyarbakır Şubesi, Bodrum ve Bursa'da Kürtlere yönelik ırkçı saldırılara ilişkin yazılı bir açıklama yayınladı.
2 Nisan’da Muğla’nın Bodrum ilçesinde Kürtçe konuştukları için 2 işçiye, dün de Bursa’da Diyarbakır plakalı bir araca ırkçı saldırı düzenlendi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi'nden ırkçı saldırılara ilişkin yapılan açıklamada, "Türkiye’de yaygın ırkçı ve ayrımcı söylemin ve uygulamaların hedefinde olan Kürtler için nefes alınamayacak bir atmosfer oluşmuştur" ifadelerine yer verildi.
Açıklamada siyasi partilerinde çalışanından işçisine, gazetecisinden hak savunucusuna kadar Kürtler açısından hedef olmanın sıradan bir vaka şeklini aldığına dikkat çekildi.
Açıklamada, "Katı bir inkar söylemi ve politikalarına karşılık itiraz eden Kürtlerin varlığı rahatsızlık yaratmaktadır. İnkar politikasına yaslanmış ırkçı kesimler, siyasi iradenin hukuki ve fiili politikalarından güç almaktadırlar. Türkiye’de toplumunun çoğunluğu da saldırılar karşısındaki sessizliği ile ırkçı söylemin üretilmesinde ve yaygınlaşmasındaki payı ile yüzleşmelidir” denildi.
“Irkçı ve ayrımcı saldırıların can alıcı bir noktada olduğu gerçeğinden hareketle; siyasal politikaların karar alıcılarının bu durumdaki sorumluluğu tartışmasızdır" denilen açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“Türkiye’de toplumunun çoğunluğu da saldırılar karşısındaki sessizliği ile ırkçı söylemin üretilmesinde ve yaygınlaşmasındaki payı ile yüzleşmelidir.
Irkçı ve ayrımcı saldırıların can alıcı bir noktada olduğu gerçeğinden hareketle; siyasal politikaların karar alıcılarının bu durumdaki sorumluluğu tartışmasızdır.
Kimliklerin kabulü ve onlarla barış içinde bir siyaseti önemseyen toplumun tüm kesimleri; ırkçılığı temelden reddeden bir anlayışın yaygınlaşması için çaba gösterilmelidir.”
Öte yandan Diyarbakır Barosu, Bodrum’da Kürt inşaat işçisinin Kürtçe konuştukları için saldırıya uğramalarıyla ilgili açıklama yapmıştı.
Baronun açıklamasında, "Kürt kimliği ve Kürtçe dilinin kullanımı nedeniyle sıklıkla, nefret söylemine ve saldırılara maruz kalındığı görülmektedir. Şiddet ve kutuplaştırıcı dilin kullanılması, nefret içerir ırkçı saldırıların oluşumuna etki etmektedir. Kürt kimliği ve Kürtçe diline ilişkin her türlü ırkçı ve ayrımcı saldırılara zemin hazırlayan, toplumsal barışı zedeleyen ve çatışmayı körükleyen uygulamaları ve politikaları reddediyoruz" denildi.
Baro, faillerin ifadelerinin alınmasının ardından serbest bırakılmasına tepki gösterilerek, faillerin cezalandırılması talep etti.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın