Türk Tabipleri Birliği hakkındaki ‘Efrin soruşturması’ sonuçlandı

03-05-2019
Rûdaw
Etiketler TTB Efrin
A+ A-

Haber Merkezi- Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) Efrin operasyonuna ilişkin “Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur” açıklaması yapan 2016-2018 dönemi Merkez Konsey üyeleri hakkında açılan davada karar çıktı.

 

“Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur” açıklamalarının ardından haklarında dava açılan TTB'nin 2016-2018 yıllarında Merkez Konsey’de yer alan Mehmet Raşit Tükel, Sinan Adıyaman, Ayfer Horasan, Bülent Nazım Yılmaz, Dursun Yaşar Ulutaş, Funda Barlık Obuz, Hande Arpat, Mehmet Sezai Berber, Mustafa Tamer Gören, Selma Göngür, Şeyhmuz Gökalp bugün üçüncü kez hakim karşısına çıktı.

 

Ankara Adliyesi’nde, 32’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, çok sayıda milletvekili ve meslek örgütü temsilcisi katıldı.

 

Mahkeme heyeti, 11 hekime “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçundan ikişer kez 10 ay hapis cezası verdi.

 

Hekimlerin avukatları savcının mütalaasını ifadelerden önce hazırlandığını belirterek itiraz etmişlerdi. Üçüncü duruşma sanık koltuğundaki hekimlerin mütalaaya karşı savunmaları dinlenerek başladı.

 

Savcının mütalaasını önceden hazırladığını belirten ve buna tepki gösteren Mustafa Tamer Gören ifadesinde, “Biz hekimlerin insana yapacağı en iyi şey onu yaşatmaktır. Savaş insanların toplu olarak ölümüne neden olan bir felakettir. Biz hekimler insanın fiziksel ve ruhsal açıdan tam iyilik hali içerisinde olması için uğraşırız. Etik kurallarımızın başında önce zarar vermemek kuralı gelir” diyerek, beraatini talep etti.

 

Funda Barlık Obuz ise ifadesinde, “Biz hekimler sağlıklı yaşam koşullarını bozan her şeye karşı çıkarız. Bana ve arkadaşlarıma yöneltilen suçlamaları kabul etmiyor beraatimi talep ediyorum” diye konuştu.

 

Savcılık mütalaasını kabul etmediğini belirterek sözlerine başlayan Şeyhmuz Gökalp, “Açıklamalarımızın özü kimseye ayırmadan herkese sağlık hakkıdır. Bu tutum hekimlik etiğinin ve anayasanın bize verdiği yetkidir. Öznesi fark etmeksizin tüm silahlı çatışmaları olumsuz sağlık koşullarını eleştirmek ve bunu kamuoyuna açıklamak suç olabilir mi? Barış ortamını koruyarak daha kazançlı olacağımızı düşünmek kabahat olabilir mi?” dedi ve beraatini talep etti.

 

Hande Arpat ise, “Savaşların hepsine karşı bulunuyorum. Dünyadaki tüm terör örgütlerine karşı bulunuyorum. Suçlamaların tamamını reddediliyorum beraatimi talep ediyorum” dedi.

 

Yaşar Ulutaş ifadesinde, “Görüş ayrılıkları ne kadar farklı olursa olsun evrensel ilkeler ve adalet penceresinden bakmak gerekiyor. Adalet toplumların düzen içerisinde yaşaması için vazgeçilmezdir. Bizlere istinat edilen suçları işlemediğimizi beyan edip beraatimizi talep ediyorum” ifadelerini kullandı.

 

Diğer konsey üyelerinin ifadelerine katıldığını belirten Selma Güngör, “Yaşanan süreci anlatan açıklamalarımızda amacınız insanları barışa çağırmak barışa ikna etmektir. Barış ölüm yerine yaşam zafer yerine insan demektir. Dava konusu olan açıklamalar mesleğimizin bize sunduğu yaşam için yapılmıştır. Anayasanın bize verdiği barışı savunduk” şeklinde konuştu.

 

Açıklamayla kimsenin propagandasını yapmadık diyen Sinan Adıyaman, “TTB kimseden talimat almaz almamıştır. Savunduğu değerlerle örtüşen insanlarla hareket eder. Biz ne birileri istedi diye bir şey yaparız ne de birileri istedi diye söyleyeceklerimizi söylemeyiz. Beraatimizi istiyorum” dedi.

 

Savaşın engellenebileceğini belirten Bülent Nazım Yılmaz, şunları söyledi:

 

“Savaşlarda başta bebekler, çocuklar ve kadınlar olumsuz etkilenmektedirler. Hastalanmakta ölmektedirler. Savaş insanların temiz suya ulaşmalarını zorlaştırır, beslenme bozuklukları artar. Savaş yaşanan ülkelerde sağlık sistemi bozulur, düzenli sağlık hizmeti sunulamaz. Savaş engellendiğinde bu felaketler de engellenebilir. Savaş insan eliyle ortaya çıkan ve engellenebilir halk sağlığı sorunudur. Sorun ortaya çıkmadan engelleyebilmek hem aklın hem bilimsel bilginin hem de insan olmamızın gereğidir.”

 

Hekimlerin ifadelerinin ardından avukat Ziynet Özçelik söz aldı. Mahkeme savcısının hekim ifadelerinin hemen ardından mütalaaya okumasına tepki göstererek beyanlarını sıralayan Özçelik, “Biz mütalaanın bu şekilde sunulmasının müvekkillerimizin haklarını gasp ettiğini belirterek 29 Nisan’da Hakimler ve Savcılar Kurulu’na suç duyurusunda bulunduk. Bu mütalaa adil yargılanma hakkını gasp etmektedir” dedi.

 

“Yakın dönemin popüler sözünü aktararak başlayayım. Burada bir şey var ama ne olduğunu bulamadık” sözleriyle konuşmasına başlayan TTB avukatı Mustafa Güler TTB’nin suçlamaya konu olan açıklamasını okudu.

 

Güler, “Bütün kıyamet bu metin üzerine koptu. Bu açıklamayla İçişleri Bakanı suç duyurusu bulundu. İçişleri Bakanlığı’nın şikayetçi olduğu soruşturmayı İçişleri Bakanlığı’nın polisleri yaptı. Ortaya iki açıklama çıkardılar ve burada suç var dediler. TTB iktidarların sağlığı etkileyecek politikalarına karşı objektif dengeli ve eleştirel yaklaşan kurumdur. İktidarın arka bahçesi olmayan kurum olması TTB’nin terörle anılmasını gerekli kılmaz. Sağlıkla yaşatmakla görevli kurulun terörle anılması haksızlıktır” ifadelerini kullandı.

 

Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan, “Soruşturmanın başlamasına sebebiyet veren açıklamanın hangi cümlesinde, virgülünde TSK’nın operasyonunun sivil halka dönük olduğu algısına cumhuriyet savcısı nasıl ulaşmış anlamış değiliz” dedi.

 

Ankara Barosu sitesinde insan haklarıyla ilgili açıklamaların olduğunu hekimlerin de halk sağlığıyla ilgili konuşması gerektiğini belirten Sağkan, “İfade özgürlüğü sadece herkesin üzerinde mutabık olduğu olaylar üzerinden beyan açıklamak olamaz. İfade özgürlüğünün bazen toplumun bir kesimini rahatsız eden açıklamalar da olması gerekir. Müvekkillerimin beraatini talep ediyorum” şeklinde konuştu.

 

İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, hekimlerin “Savaş Halk Sağlığı Sorunudur” açıklamasının suç olmadığını belirterek, “Bu duruşma salonda savaş bir halk sağlığı sorundur diyorum. Nerede olursa olsun bunu söyleyeceğim. Ceza verecekseniz sayın hakim bunu da dikkate alın. Yarın da sitemizde bu açıklamayı yayınlayacağız ve ‘Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur’ yazacağız” dedi.

 

Yücel’in konuşmasının ardından salondaki katılımcılar Yücel’i alkışladı. Mahkeme başkanı alkışlayanları salondan atacağını söyledi.

 

Mahkeme heyeti verilen aranın ardından “Terör örgütü propagandası yapmak” ve “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” ile suçlanan hekimlerin son sözlerini dinledi. 11 hekim de son söz olarak “Suçlamaları kabul etmiyorum, beraatimizi talep ediyorum” dedi.

 

Kararını açıklayan mahkeme heyeti, 11 hekime “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçundan ikişer kez 10 ay hapis cezası verdi.

 

Mahkeme ayrıca Hande Arpat’a sosyal medya paylaşımlarıyla “terör örgütü propagandası” yaptığı gerekçesiyle 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası verdi. Şeyhmus Gökalp ise “terör örgütü propagandası” suçundan beraat etti.

 

Hekimler hükmün açıklanmasının geri bırakılması talebini reddetmişlerdi. Hekimlerin cezaları ertelenmedi. Kararın açıklanmasının ardından duruşma salonunda bir hekim “Bravo. Ben de hekimim. Savaş halk sağlığı sorunudur diyorum” sözleriyle karara tepki gösterdi.

 

Adliye önünde açıklama yapan TTB Başkanı Sinan Adıyaman, karara tepki gösterdi. “Biz tıp etiğinin bize öğrettiği şeyi uyguladık” diyen Adıyaman, “Savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğunu söyledik. Bunu üç duruşmada da yaptığımız savunmalarda ortada bir suç olmadığını söyledik. Bizim yaşam hakkı için çalıştığımızı anlattık” dedi.

 

Cezaya itiraz edeceklerini söyleyen Adıyaman, “Mahkemeden ceza çıktı biz bunu kabul etmiyoruz. Biz bunu iptal ettirmek için elimizden geleni yapacağız. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. TTB savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğunu söylemekten hiçbir zaman vazgeçmeyecektir” diye konuştu. (Kaynak: Duvar)

 

 

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli