Haber Merkezi – KYB’nin PKK ile ittifak geliştirdiğini belirten Türkiye Dışişleri Bakanı Fidan, “Süleymaniye ve PKK, Erbil yönetimine karşılar” dedi. Fidan Kerkük’teki il meclis seçimlerine ilişkin ise, “PKK ve KYB ortaklığının bölgede etkinlik kuracağı bir denklemin olmaması için çalışmaya devam ediyoruz" diye konuştu.
Dışişleri Bakanlığında gazetecilerle bir araya gelen Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Suriye konusu
14 Mayıs 2023 seçimlerinden önce Suriye hükümeti ile Moskova'da yapılan dörtlü zirvenin ardından sürece ilişkin değerlendirmelerde bulunan Fidan, "Temas meselesi her zaman çeşitli boyutlarda bir temas oluyor. Direkt oluyor, dolaylı oluyor. Daha farklı seviyelerde oluyor ama orada şu anda birinci öncelik yeni bir çatışma alanı çıkmaması, rejimle muhalifler arasında. Herkes pozisyonunu koruyor, daha doğrusu Astana Mutabakatı çerçevesinde çizdiğimiz bir resim var. Onun korunması önemli" diye konuştu.
Kürdistan Bölgesi’deki askeri operasyonlar
Fidan, TSK’nın Kürdistan Bölgesi toprakları içerisindeki operasyonlarını artırmasıyla ilgili Bağdat ve Erbil'in tutumuna ilişkin bir soru üzerine, iki tarafın da PKK konusunda Ankara’nın “hassasiyetlerini paylaştığını” söyledi.
Hakan Fidan, “Onlarla işbirliği konusunda her geçen gün daha da iyi bir noktaya gidiyoruz. Onu söylemekte bir beis görmüyorum. Biliyorsunuz, PKK aynı zamanda Erbil yönetimini de hedef alır bir durumda. Şu anda PKK'nın Süleymaniye ile geliştirdiği bir ittifak var, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ile. KYB ve PKK ittifakı, Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) bloğuna olduğu gibi karşı. Süleymaniye ve PKK, bunlar Erbil yönetimine karşılar. Burada büyük bir sıkıntı var" dedi.
Kerkük’teki seçimler
Irak’ın tüm vilayetleri ile Kerkük’te Aralık ayında gerçekleştirilen il meclisi seçimlerinin bölgede çeşitli sonuçları ortaya çıkardığını dile getiren Fidan, bunlara yakından takip ettiklerini ve taraflarla görüştüklerini belirtti.
Fidan, dün Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan'la uzun bir görüşme yaptığını anımsatarak, şu ifadeleri kullandı:
"Kerkük öznesinde nereye, nasıl gideceğiz meselesi. Şimdi seçim sonuçlarına baktığınız zaman orada, tabii seçimlerde ne kadar hile yapıldı, yapılmadı bunlar şu anda kendi aralarında çok tartışılan bir mesele. Aslında beklenmedik şekilde KYB'nin oylarını artırdığı görünüyor. Bizim istediğimiz önceden geliştirilen kuralın devam ettirilmesi, yani taraflar arasından yine münavebeli bir valilik sisteminin devam etmesi önemli. PKK ve KYB ortaklığının bölgede etkinlik kuracağı bir denklemin olmaması için çalışmaya devam ediyoruz."
12 askerin hayatını kaybettiği çatışma
Fidan, Hakurk’ta 12 askerin hayatını kaybettiği çatışmadan önce Iraklı yetkililerle PKK konusunda ortak güvenlik toplantısı yapıldığını, bu konuda iki devletin önemli yetkililerinin detaylı şekilde görüştüğünü söyledi.
Bu konuda Irak’ın tavrını değerlendiren Fidan, "Biz kendimizde çok hakikat ve doğru olan bir şeyin karşı tarafta da aynı olduğunu varsayıyoruz. Aslında öyle olmuyor. Herkesin kendi dünyası ve öncelikleri var. Bağdat'taki PKK farkındalığı son 3 yılda, 4 yılda ortaya çıkartabildiğimiz bir şey açıkçası. Bu çok sistematik temaslarla, argümanlarla, ilişkilerle, işbirlikleriyle, desteklerle, şunlarla, bunlarla çok boyutlu götürülmüş bir konu" diye konuştu.
PKK'nin “Türkiye'ye karşı kurulmuş bir örgüt” olduğunu vurgulan Fidan, "Türkiye'de bir metrekare toprak bile kontrol etmiyor. Ama Irak'ta büyük toprak alanlarını kontrol eder noktaya gelmişler" dedi.
PKK’nin bir çok yerde var olduğunu belirten Fidan, şöyle devam etti:
"Sincar, Mahmur'u şimdi dağıtıyorlar. Mahmur, Süleymaniye, Zaho, Kandil vesaire buralarda PKK varlığı var. Yani alan kontrol ediyor, köyleri kontrol ediyor. Diyorum ki bu bizim için bir tehdit değil. Sizin için bir tehdit, sizin egemenliğiniz için bir tehdit, bununla ilgili ne düşünüyorsunuz? Silahlı bir grup var, kontrolsüz burada. Bir de biz kendi aramızda kalkınma yolunu konuşuyoruz. Yani bu türden örgütlerin bulunduğu bir coğrafyaya finansı nasıl getireceğiz? Sırf bunun için bunları ortadan kaldırmak... Egemenlik meselesini nasıl halledeceksiniz burada?"
Fidan, "Bizim oradaki varlığımızın tek sebebi PKK ile mücadele. Siz PKK ile mücadeleyi sahiplenirseniz bizim de o zaman bu kadar fazla telaş göstermemize sebep kalmaz" ifadelerini kullandı.
Kalkınma Yolu Projesi
Irak ile Türkiye’nin ortak geliştirdiği “Kalkınma Yolu Projesi” hakkında da konuşan Hakan Fidan, bu projenin birkaç önemli ayağı olduğuna işaret ederek yaklaşık 1200 kilometrelik projenin 10'da birinin Türkiye'de yer alacağını söyledi.
Ağırlıklı olarak konunun Irak'ın El Fav şehrinde büyük bir limanın inşası olduğunu kaydeden Fidan, ondan sonra meselenin kara yolu, demir yolu, doğal gaz ve petrol boru hatlarının döşenmesi olduğunu, bunların yanına fiberler de konabileceğini dile getirdi.
Fidan, Basra Körfezi'nde bulunan El Fav'daki limanın genişletilerek yapılmasının istendiğini aktararak, bunun lojistik bağlantısallığı açısından fevkalade önemli bir proje olduğunu vurguladı.
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani'nin bu projeyi sahiplenmesini çok önemli ve kıymetli gördüklerini anlatan Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuda da büyük destek verdiğini ve Türkiye'nin de destek vermeye devam ettiğini söyledi.
Blinken'ın Ankara ziyareti
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın Türkiye’yi ziyaret edip etmeyeceğine ilişkin soruya Fidan, "Blinken'ın cumartesi (Türkiye’ye) seyahati olacak. Benim misafirim olarak Türkiye'ye gelecek. Şu anda planlanan o, bir değişiklik olmazsa misafirimiz olarak geliyor” yanıtını verdi.
Gazze’deki durum
Fidan, Gazze’deki sürecin gidişatını nasıl değerlendirdikleri yönündeki soruya, "Uluslararası toplumun bu süreci engelleme yolunda herhangi bir çaba göstermemesi, sistem için ciddi bir kırılma anı olmuştur" yanıtını verdi.
Bunun etkilerinin konuşulması gerektiğini vurgulayan Fidan, "Her ülke, kendisine bundan ağır dersler çıkarmak durumundadır. İttifakların o kadar işe yaramadığını, yarın bir gün aynısı kendilerinin başına gelirse hiç kimsenin bir şey yapmayacağını düşünenler olacaktır" ifadesini kullandı.
Fidan, bölgedeki güç dengeleri değişmeye başladıkça, politik tavırların da değişeceğine inandığına işaret ederek, bunun, o bölgede ABD’nin ve İsrail’in en yakın arkadaşı olduğu var sayılan ülkeler için de geçerli olduğunu dile getirdi.
Savaşın yayılması riski
Fidan, Kızıldeniz'in, gerilim alanlarından biri olduğunu ve özellikle Yemen'de ikmal yollarına yönelik saldırıların da bir denklem olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biliyorsunuz; bölgede yani Filistin sorunu olsun olmasın çeşitli ülkelerin farklı meseleleri var Amerika'yla ve Batı'yla. Bu, çok boyutlu bir yaptırım savaşı, zaman zaman istihbarat savaşı, zaman zaman da fiili askeri çatışmaya ve eyleme doğru evriliyor. Bütün alanlarda devam eden bir çatışma süreci bu. Şimdi Kızıldeniz'deki özellikle ticaret yollarına yönelik faaliyet; Amerika'nın, 'bunu kontrol altına biz almak istiyoruz' diye Batı'yla bir ittifak oluşturma çabası, bir deniz ittifakı ve buna yönelik bir ortak operasyon başlatması meselesi. Tam da bizim aslında dikkat çektiğimiz eskalasyonu, yani bölgesel yayılmayı içeren bir konu. Bu bölgesel yayılma meselesi, savaşın yayılması ciddi bir risk.
Bu esasen başka denklemlerin de hesapta olduğunu ortaya koyuyor. Devam eden, paralel devam eden başka çatışmalar var. Onların aslında yürürlükte olduğunu, değişik formlara büründüğünü de gösteriyor bize."
Bölgede olan her şeyin, Filistin meselesiyle Gazze’de yürüyen katliamla direkt ilintili göründüğüne dikkati çeken Fidan, bu savaşın yayılmasının ciddi bir tehlike olduğunu, bunu Batı toplumlarına ve Doğu toplumlarına da anlattıklarını söyledi.
Türkiye’nin tavrı
"Bazen söylüyorlar ya, 'İşte niye Türkiye bu kadar sert tavır koyuyor?' Diyorum ki; Türkiye'deki seçilmiş bir lider var. O, toplumun duygularına tercüman olmak zorunda. Millet, devletin ve siyasetin kendi düşüncelerini yansıttığını görmek istiyor" ifadelerini kullanan Fidan, bazı ülkelerde, bu tür net tavırlar konulmadığı için oralarda örgütlerin kendilerine zemin bulabildiklerini, devletlerin toplumları için var olduğunu ve yeri geldiğinde onların hislerine tercüman olmak zorunda olması gerektiğini kaydetti.
İsrail’in Hamas yöneticisini öldürmesi
İsrail'in, Hamas Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Salih el-Aruri ve arkadaşlarına yönelik Beyrut'taki suikastının ardından savaşın bölgeye yayılma eğilimini göstermesinin bir emaresi olup olmadığına ilişkin soru üzerine Fidan, "İsraillilerin, Lübnan'la savaşa girmemek için kendilerini zor tuttuğunu düşünüyorum. Ama hep söylüyorum. Bu yol çıkmaz sokaktır. Öyle bir şey olursa bu savaş tabii ki bitmez. Tam tersine, meselenin çözülmesi isteniyorsa, barış ve iki devletli çözüme odaklanmak lazım" diye konuştu.
Fidan, İsrail'in Lübnan'daki bu operasyonunun, bir Hizbullah hedefini, Hizbullah yöneticisini vurmadığını ama Lübnan’a "ben senin üstünde uçuyorum, takip ediyorum" mesajını verdiğini aktararak, şunları kaydetti:
"Hizbullah buna nasıl aksiyon gösterecek? Yani tamamıyla savaşa girerek mi reaksiyon gösterecek yoksa misilleme yaparak mı? Bugün gelen raporda, '3 askeri hedefe saldırdık' diyorlar. Başından beri savaşın ilk gününden beri ortaya koyduğu aslında tavrın bir devamı. Burada daha farklı bir şey yapılmış değil."
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın