HDP Sözcüsü Günay: Ülke yoksullaşıyor iktidar hikaye anlatıyor
Haber Merkezi – HDP Sözcüsü Ebru Günay, AK Parti hükümetinin ekonomi politikalarını eleştirerek, “Kriz derinleşiyor, ülke yoksullaşıyor iktidar hepimize hikaye anlatıyor” dedi.
Ebru Günay partisinin Ankara’daki genel merkezinde düzenlediği haftalık olağan basın toplantısında gündem başlıklarını değerlendirdi.
Devam eden Kobani davası duruşmalarına değine Günay, “AİHM içtihatları “bu dava demokratik siyaseti susturmaya yöneliktir, siyasi saiklerle açılan bir davadır” diyor. Kumpas bütün boyutlarıyla döküldü ama mahkeme heyeti aldığı talimat gereği şekilsel bir yargılamaya bile ihtiyaç duymadan daha önce verilen kararı bir an önce ilan etmek istiyor” diye konuştu.
Türkiye’de yaşanan ekonomik durumu da değerlendiren HDP Sözcüsü Günay, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ülke ekonomisinin büyüdüğü açıklamasının gerçeği yansıtmadığını savunarak özetle şunları söyledi:
“Partimizin temsil ettiği demokratik siyaset karşısında tökezleyen, yenilgiler alan tekçi Saray iktidarı her türlü baskı, yok etme, yıldırma politikasını devreye sokmuş, başarılı olamayınca da partimizi kapatma yoluna gitmiştir. Bu amaçla devreye sokulan Kobani Kumpas Davasında yaşananlar ortada. 7’inci duruşma kurulan kumpasın boyutlarını ortaya koydu. Heyete müdahaleler sürüyor, mahkeme başkanından sonra bir heyet üyesi daha değiştirildi. Gelen evraklara dair iddia makamının görüşünü alan mahkeme başkanı yine avukatların beyanlarını alma gereği duymuyor.
Lütfi Elvan’ın istifası
AİHM içtihatları “bu dava demokratik siyaseti susturmaya yöneliktir, siyasi saiklerle açılan bir davadır” diyor. Kumpas bütün boyutlarıyla döküldü ama mahkeme heyeti aldığı talimat gereği şekilsel bir yargılamaya bile ihtiyaç duymadan daha önce verilen kararı bir an önce ilan etmek istiyor. En başından beri söylüyoruz; kumpaslarınızda, faşizminizde boğulacaksınız. Bu kumpasın altında kalacaksınız. Siz kaybedeceksiniz, halk kazanacak, demokratik siyaset kazanacak, direnenler kazanacak.
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan dün gece yarısı kararnameyle görevden alındığına göre Türkiye’ye ekonomik operasyon çeken dış güçler bertaraf edilmiş oldu herhalde! Toplum çözüm bekliyor, onlar "Damat olmadı Elvan verelim, Elvan olmadı Nebati verelim" diyerek sorumluluğu tek tek bireylere yıkmaya çalışıyorlar. Yok öyle yağma, krizi üreten şey kişiler değil bizzat sizin yönetim anlayışınızdır. Yeni görevlendirdikleri Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin de maşallahı var... Gülen’le fotoğraflarını mı ararsınız, Ensar, TÜGVA üyeliklerini mi, daha önce istifa eden eski Maliye Bakanı Albayrak’la yakınlığını mı? Ne ararsanız var. Öyle meseleyi bakanlara yıkarak, tek tek onları istifa ettirerek bu kriz çözülmeyecek. Hepiniz gideceksiniz, iktidarın tümünün bugünden tezi yok istifa etmesi ve erken seçim kararı almasıyla Türkiye bu darboğazdan çıkabilir.
“Kriz derinleşiyor iktidar hikaye anlatıyor”
Kriz derinleşiyor, ülke yoksullaşıyor iktidar hepimize hikaye anlatıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Temmuz-Eylül arasını kapsayan bu yılın üçüncü çeyreğine ilişkin gayrisafi yurtiçi hâsıla sonuçlarını açıkladı. TÜİK'e göre geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 7,4 büyüme sağlanmış! Erdoğan grup toplantısında bu veriyi ballandıra ballandıra anlattı. Türkiye’nin bu büyüme ile “G20 içinde ilk sırada yer aldığını, milli gelirin bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7.8 arttığını” ileri sürdü.
Bu sadece halkın aklıyla alay etmek değil, halkın geleceğiyle de oynamak ve halkın düştüğü darboğaz üzerinden spekülatif bir ekonomi, hamasete, yalana dayalı siyaset yürütmektir. Büyüyen ne? Biz söyleyelim. Bu büyüme işsizliğin, yoksulluğun, güvencesizliğin, geçinememenin büyümesidir. Talanın, rantın, yandaş sermayenin büyümesidir. Kolin’in, Limak’ın, Cengiz’in, Albayrakların büyümesi üzerinden ölçülen bir büyümedir.
Büyüyen temel gıda fiyatlarının, elektrik, su, doğalgaz faturalarının, ev kiralarının, ulaşımın, okul, kırtasiye, servis ücretlerinin, hastane-ilaç fiyatlarının, esnafın giderlerinin, çiftçinin hacizlerinin, işçinin geçim derdinin, öğrencinin barınamamasının, kadınların iyice yoksullaşmasının, gençlerin geleceğe dönük umutsuzluğunun büyümesidir.”