Erbil (Rûdaw) – KAFKSASSAM Başkanı Prof. Dr. Hasan Oktay, “Süreci Abdullah Öcalan'la yürütmekte fayda var. Çünkü Abdullah Öcalan'a rağmen özellikle Avrupa'daki şahin kanadın veyahut dış istihbarat örgütleriyle irtibatlı bazı örgüt içindeki elemanlar süreci engelleyebilirler. Bir figür olarak Öcalan’ın devrede olması önemli” dedi.
PKK lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısı sonrası örgüt ateşkes ilan etti ve Öcalan’ın çağrısına olumlu yanıt verdi.
Kafkasya Stratejik Araştırma Merkezi (KAFKSASSAM) Başkanı Prof. Dr. Hasan Oktay, Rûdaw’ın yayınına katılarak sürecin gidişatına ilişkin soruları yanıtladı.
Tarafların hassas olması gerektiğini belirten Oktay, şöyle konuştu:
“Çok önemli bir süreç yaşıyoruz çünkü İmralı'dan yapılan çağrı oldukça önemli. Süreç çok yakından takip ediliyor. Türkiye'de hem devlet hem bütün kamu kuruluşları ve sosyal merkezler süreci yakından takip ediyorlar. Geçtiğimiz dönemdeki tecrübeler göz önünde bulundurarak nerede hata yapıldı, nerede eksikler var; Bunlar çok müthiş bir şekilde yakından takip ediliyor.
Dolayısıyla Sayın Devlet Bahçeli'nin de bu konu ile ilgili çok önemli bir inisiyatif alarak salı günkü bir grup toplantısında ‘şayet terör bitecekse Abdullah Öcalan çıksın ve gelsin DEM meclisinde konuşsun’ ifadesi aslında bir anlamda bütün dikkatleri beklenenin çok üzerinde dikkatleri üzerine çekti.
Çünkü Milliyetçi Hareket Partisi'nden böyle bir tepki veyahut da böyle bir tavır beklenmiyordu. Tabi Devlet Bahçeli şunu çok iyi gördü. Daha önceki teşebbüslerin Türkiye'yi getirdiklerini, kaybettiklerini gördü ve yeni bir aşamaya girildiğini ve bu aşamada da artık kazananın hem Türkler hem Kürtlerin olması gerektiğini ve araya birilerini girerek bu süreci sabote etmesini engellemek adına çok önemli bir inisiyatif alarak bu açıklamayı yaptı. Zaten ondan sonra her tarafta bir güven geldi. Çünkü hem Kürtler bu konuda ‘Evet biz hükümetle bir anlaşma yaparız, bir noktaya kadar geliriz ama bu konuda Milliyetçi Hareket Partisi'nin tavrı ne olur’ diye bir endişe vardı. Aynı şekilde hükümet için de böyle bir endişe söz konusuydu. Çünkü birinci açılımı hep beraber yaşadık. Orada hükümet bir inisiyatifi aldı.
Ve neticede de Milliyetçi Hareket Partisi'nin sert tepkisiyle karşılaşınca süreç tıkandı. Bu noktada dengeli bir şekilde her iki taraf hata ve yanlış yapmadan çok hassas bir doktorun hassas ameliyat yapması gibi titizlikle süreci yakından takip ederek sonuca ulaştırmak gerekiyor.
“Bahçeli'nin almış olduğu inisiyatif son derece önemli”
Ortadoğu'da çok önemli gelişmeler var. Hamas'la İsrail'in kavgası, sonra Hizbullah'ın tasfiye edilme süreci, İran adına Ortadoğu'da İsrail'e karşı vekalet savaşı yürüten yapılar tasfiye olma aşamasıyla karşı karşıyayız ve en önemlisi dünyayı iki kutupla yöneten Batı ile Doğu yani NATO ile Varşova Paktı diyelim işte Amerika ile Rusya diyelim, Trump ile Putin'in bir araya geldiği bir noktada artık birbirlerine karşı vesayet savaşı yürüten yapıların tasfiye edilme süreci ile karşı karşıya kalınacak.
70'li yıllarda Ortadoğu'da kurulan Marksist örgütlerin yaşama şansı kalmadığı için aslında Abdullah Öcalan çok önemli bir karar alarak vermiş olduğu mücadelesini tamamen Kürtler'in geleceğine atfederek bir anlamda tırnak içinde söylüyorum kendi geleceğini bitirmiş oldu.
Gelecek dönemde bundan sonraki süreçte hem o bildirinin ruhuna baktığımızda hem daha sonra Süreyya Sırrı Önder'in o kısa cümlesindeki vurguya baktığımızda Türkiye'de artık birbirlerine düşman gözüyle bakan değil ama birbirleriyle birlikte daha rahat bir gelecek inşa etmek isteyen bir süreçle gelecekte karşı karşıya kalınacak. Burada süreci bozmayı hiçbir taraf istemeyecek ama buna rağmen Türkiye'de bu huzur ortamının oluşmasından rahatsızlık duyacak olanların da ister istemez bu süreci bozmakla ilgili gayretleri söz konusu olacak ama bu ve buna benzer küçük müdahaleleri zaman içerisinde devre dışı bırakarak gerçekten önemli bir süreç yaşanacak.
Burada Devlet Bahçeli'nin almış olduğu inisiyatif son derece önemli ama bir an önce sağlığına kavuşması lazım. Çünkü şu haliyle özellikle sosyal medyada bir sürü spekülasyonlar yapılarak bir anlamda bu süreci bu hastalığı üzerinden süreci baltalamakla ilgili açıklamalarla karşı karşıya kalabiliriz.”
“Türkiye operasyon yapma seçeneğini elinde bulunduracak”
Bu konuda Recep Tayyip Erdoğan'ın karakteristik ve baskın liderliği her kesimde bunu baltalamak isteyenlere karşı sert tedbirler alacak iradesi söz konusu ki şu anda Recep Tayyip Erdoğan Türkiye'de aslında başkomutandır. Yani ordunun da başıdır. Böyle olunca özellikle Fırat'ın doğusunda yani Suriye topraklarında terör unsurlarına karşı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin caydırıcı eylemleri devam edecek. Çünkü şundan dolayı eğer Apo'nun çağrısı, sadece Türkiye'deki PKK mensuplarının sözü dinleyeceği, diğer grupların dinleyemeyeceği de göz önünde bulundurarak onların da bu çağrıya olumlu cevap vermesi açısından belki bir caydırıcı unsur olarak operasyon yapma seçeneği elinde bulundurulacak. Çünkü süreç yeni başladı ama hangi aşamalara evrileceği henüz belli değil.
Kongre toplanacak silah bırakıp bırakmama kararı net bir şekilde bir anlaşmayla zapt altına alınacak mı? Bu arada örgüt silah bırakırken devletten hangi talepleri isteyecek? Bu da önemli çünkü henüz talepler konusuna daha gelinmedi.”
“Süreci Abdullah Öcalan'la yürütmekte fayda var”
Mevcut sürecin Abdullah Öcalan ile yürütülmesi gerektiğini belirten Oktay, şu ifadeleri kullandı:
“Devlet Bahçeli'nin ‘Abdullah Öcalan DEM’de konuşsun’ sözlerini ete kemiğe büründürmek gerekir. Belki DEM’de konuşmayacak ama belki kongrenin başına geçecek. Orada tarihi bir konuşma yapıp fesheder, belki buna ihtiyaç olabilir, canlı yayın olarak cezaevinden katılabilir.
Bir şekilde süreci Abdullah Öcalan'la yürütmekte fayda var. Çünkü Abdullah Öcalan'a rağmen özellikle Avrupa'daki şahin kanadın veyahut dış istihbarat örgütleriyle irtibatlı bazı örgüt içindeki elemanlar süreci engelleyebilirler. Bu arada bir figür olarak Öcalan’ın devrede olması önemli.
“Talepler olacak, iki taraf da pazarlıklar yapacak”
Talepler olacak, iki taraf da pazarlıklar yapacak, kabul edilenler edilmeyenler olacak, karşılıklı heyetler gidip gelecek ama iki tarafta gördüğüm kadarıyla bu süreci çok iyi çalışıyor ve süreçten umutlular ve masaya otururken olumsuz bir psikolojiyle oturulmuyor. Sonuç almak arzusundalar.”
“Suriye'deki yapının da bu sürece dikkate takip ederek çağrıya uyması gerekiyor”
Rojava’daki Demokratik Suriye Güçleri’nin de çağrıya uyması gerektiğini belirten Oktay şunları söyledi:
“Suriye'deki yapının da bu sürece dikkate takip ederek çağrıya uyması gerekiyor. Çünkü Türkiye'nin şöyle bir beklentisi var onu da söyleyeyim. Birinci Körfez Harekatı'nda bu tarafa Irak'ta kurulan sistem Irak'ta oturmadı.
Suriye'de Baas rejimi yıkıldıktan sonra nasıl bir sistem kurulacak? Bir de Lübnan örneği. Türkiye’de bu süreci takip eden yani devlet adına süreci takip edenlerin gündemlerinde bunlar var.
Biz Irak'ta, Suriye'de, Lübnan'da hatta Arap coğrafyasında bundan sonraki süreçte nasıl bir sistem olmalı ki hem orada insanlar mutlu, müreffeh, huzurlu yaşasın hem de artık bu geçmişe dönük problemleri tartışacak yeni zeminler oluşmasın, geleceğe daha güvenli bakabilelim.
Bu bağlamda Irak, Suriye ve Lübnan modellerini göz önünde bulundurarak belki Suriye'de başkalarının da müdahalesiyle Suriye'nin toprak bütünlerine karşı bir süreç olur mu endişesiyle Türkiye, Suriye konusunda hassasiyetlerini üst noktada tutuyor.”
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın